Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mevcut iktidar gelecekte ünlü açılımlarıyla anılacak kuşkusuz...
2004 yılında bir AB açılımı yaptılar... Onuruna Ankara’da havai fişekler atıldı... Bugün AB üyeliği ihtimali sıfır (rakamla 0)... Türkiye’nin eşit koşullarda AB’ye alınmasını öngören 1999 Helsinki Anlaşması’nın da gerisindeyiz.
Yunanistan’la dostluk açılımı yaptılar. Onlar bir adım atarsa biz iki adım atacaktık. Birkaç yıl içinde papaz olduk. Atina’dan gelen giden kalmadı...
Kıbrıs açılımı yapıldı... AB’den müzakere tarihi alalım derken boş bulunup Kıbrıs’ı teslim eden katma protokole imza attılar. Kıbrıs topun ağzında. AB limanları açın, Rum Cumhuriyeti’ni tanıyın deyip duruyor...
Geçenlerde Ermenistan açılımı patlattılar. Baktılar şov yapalım derken Azerbaycan petrolü kesiyor. Bakü’de özür dileyerek açılımı kapattılar.
Şimdi de Kürt açılımı fiyaskosu yaşanıyor...
TBMM’de CHP ile görüşerek bir demokratikleşme paketi yapmak varken...
Düne kadar terörist dedikleri DTP ile iş tuttular
Ucu açık ve içi boş bir açılım başlattılar.
Toplumda endişe ve kutuplaşma
DTP ve PKK’da aşırı umut ve beklenti yarattılar...
Apo ile görüşmeye davet edilince sıkıştılar...
Geri dönüp TSK ve CHP ile aynı kırmızı çizgilerde buluştular...
Madem TSK’nın ve CHP’nin kırmızı çizgilerini kabul ediyordunuz...
Madem “Tek vatan, tek millet, tek bayrak” diyordunuz..
Bunca kavga gürültüye ne gerek vardı?..
Bir işi de sonunu düşünerek yapın ne olur...

Haberin Devamı

Vatandaşa sormuşlar:
“Kürt açılımı hakkında ne düşünüyorsun?”
“Şu an açım” demiş, “Görüş beyan edecek halim yok.”
Haldun Ertem

Reform dedikse!
Türkiye’yle ilgili AB raporlarında bir tavsiye vardır ki hiç değişmez.
“Adalet Bakanı ve Müsteşarı’nın Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nda yer almaları yargının bağımsızlığı açısından sakınca teşkil eder. Bu konudaki düzenlemenin derhal yapılması...”
Adalet Bakanı Sadullah Ergin yapacakları “yargı reformu”nun amacının “yargı”yı “uluslararası norm”lara ve “AB” standartlarına göre yeniden düzenlemek olduğunu vurguluyor ama yukarıdaki talepten hiç söz etmiyor...
Bakana göre, HSYK’nın halen 7 olan üye sayısı 21’e çıkarılacak... O üyelerin 8’ini Meclis ve Cumhurbaşkanı seçecekmiş. Buna Bakan ile Müsteşarı da eklediğinizde etti mi 10... Çoğunluğu sağlamak için geriye bir üyeyi ikna etmek kalıyor ki, o da zor olmasa gerek.
Anayasa Mahkemesi yapısında tasarlanan değişiklik de bu yöndedir...
Böylece yüksek yargının hükümete bağlanması yolunda hayati bir adım atılmış olacak... Yargı bağımsızlığının kalan bölümü de yerle bir olacak...
Niyetler bu kadarla sınırlı değil tabii...
Kararları beğenilmeyen yargıç ve savcılar Adalet Bakanlığı tarafından dinlemeye alınıyor. Kovuşturmaya uğruyor. YARSAV Başkanı soruşturma üzerine soruşturma geçiriyor. Yargıç ve savcı sınavları tamamen keyfi ölçülere göre yapılıyor.
Türkiye’de yargı müthiş bir baskı altında...
Ülkeyi yasalar ve Anayasa’ya saygılı şekilde yönetmek isteyen bir iktidar böyle mi davranır?

Haberin Devamı

Bomba
Anlaşıldığı kadarıyla.. Er İbrahim Öztürk nöbette uyumuş... Teğmen Mehmet Tümer ceza olarak bir el bombasının pimini çekerek er İbrahim Öztürk’ün eline veriyor. Er Öztürk yorulup mandalı bırakırsa bomba patlayacak... Nitekim bir ara mandal elinden kayıyor, bomba patlıyor, 4 er orada şehit oluyor. Elazığ Kolordu Komutanlığı olayı valiliğe ve şehit ailelerine kaza olarak bildiriyor...
Ankara’da 10 yıl kadar önce askeri okulları gezdik... Geleceğin subaylarına çağdaş yöntemlerle eğitim verildiğini gördük... Bunu överek yazdık... Ancak yukarıdaki olay ve aldığımız duyumlar bir şeylerin eksik kaldığını gösteriyor. Acaba asker ocağında disiplin yöntemleri de çağa uyduruluyor mu? Bugünkü genç adam dünkü gençten çok farklı olduğuna göre eskinin korku ve baskıya dayalı disiplin yöntemlerini değiştirmek, geliştirmek gerekmez mi? Gençlerin askerliği sevmemesinde onur kırıcı yöntemler uygulanması önemli rol oynuyor. Bunlar üzerinde duruluyor mu?
Genelkurmay Başkanlığı neden bu olayın gerçek yüzüyle ilgili açıklama yapmıyor?

Haberin Devamı

“İnsanlar onları ne kadar umursadığımızı bilmedikçe, ne kadar bildiğimizi umursamazlar...”
John Maxwell

Heykel
Büyükçekmece Belediyesi her yıl Kültür ve Sanat Festivali düzenliyor. Festival çerçevesinde dünyanın çeşitli ülkelerinden heykel sanatçıları çağrılıyor. Bir heykel yarışması yapılıyor. Sanatçılar yaptıkları heykelleri Büyükçekmece’ye bırakıyor. Bu heykeller ilçenin çeşitli alanlarını süslüyor.
Ancak son zamanlarda bu heykellere yönelik saldırılar artmış. Kâh boya ile kirletiliyor heykeller, kâh kırılıyormuş. Başkan Hasan Akgün’e kim yapıyor bunu diye sordum:
- Bazen magandalar, dedi, bazan yobazlar...
Kars Belediye Başkanı ildeki tüm heykelleri kaldırttı.
Ordu Valisi tuvaletlerde pisuvarları kırdırdı.
Topkapı Sarayı’nda klasik müzik konserleri basılıyor...
Çağdaş sanat ve yaşama karşı bu saldırılar ülkede Taliban ruhunun geliştiğini gösteriyor... İktidar bu olaylar karşısında susuyor. Dolaylı “onay” veriyor. Ülkenin aydınları iktidara yağ çekmek için fırsat kollarken nedense sanata yapılan saldırılar karşısında hiç ses vermiyor. Sefil bir durum...