Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Amerika “Acele çözün” deyince bizimkiler telaş içinde Kürt meselesini çözmeye soyundular. Ancak neye nereden başlayacaklarını bilemiyorlar. 2005 yılında Tayyip Erdoğan Diyarbakır’a giderek orada ölçüsüz bir açılım yapmıştı. Yüksek beklentiler yarattı. O beklentileri karşılayamayınca yaptığı açılım yarardan çok zarar doğurdu.
Bugün de benzeri aculluklar yaşanıyor. Profesör Özcan Köknel gönderdiği mektupta ısrarla uyarıyor; eğer arkasına terörü aldığı için bir etnik gruba ayrıcalık yaparsanız çok yanlış olur, pek çok sıkıntıyı davet edersiniz, diyor... Mektubun bir bölümünü birlikte okuyalım:
“...Demokratik açılımda etnik topluluğun kültürel beklentileri, istekleri, bütün etnik toplulukları içeren Anayasa’ya ve yasalara ters düşmeyen, radikal öğelerin yer almadığı ortak çözüm paketi ile ele alınmalıdır.Etnik topluluklardan birinin sayısal üstünlüğü, daha kötüsü terörün yarattığı dehşet, korku, panik, şaşkınlık etkisi ile bir toplum kesimine ayrıcalık tanımak, evrensel insan hakları ve demokrasi kavramı ile çatışır. Toplumlara kötü örnek olur. Diğer etnik topluluklara ‘Sizler yoksunuz’ iletisini verir. ‘Terörle bir yere varılmaz’ anlayışını yıkar. Başta Türkler ve Kürtler olmak üzere diğer etnik topluluklarda tedirginlik, çatışma, kargaşa yaratır...”
Sayın profesör özetle diyor ki..
Demokratik açılımı bütün etnik toplulukları eşit şekilde kavrayacak biçimde, teröre artı prim vermeden yapınız... Yerinde bir uyarı...

Haberin Devamı

Ordu Valisi Ali Kaban, “Çağdaş uygarlık saçma sapan bir kavram” demiş.
Kendisine “İlkelliği bırak, çağdaş ol” diyen oldu sanki...
Haldun Ertem

Şu Deniz Fenerciler kadar şanslı insanlar yok valla... Tam “Aha sıra bunlara geldi” diyoruz, mutlaka başka bir şey patlak veriyor...
Ahmet Nedim

Ayna’sız durum!
DTP Genel Başkan Yardımcısı (ve adeta gizli lideri) Emine Ayna Iğdır’da şöyle konuştu:
“Kürt sorununun çözümü sırasında PKK ve Abdullah Öcalan mutlaka muhatap alınmalıdır. Kimse bu sürecin en önemli aktörlerini DTP üzerinden tasfiye etmeye kalkmasın...”
Eski milletvekili Hatip Dicle daha açık konuştu:
- Muhatap Öcalan’dır...
İktidar politikasızlık ve kararsızlık sergiledikçe karşı taraf çıtayı yükseltiyor. Terörle mücadeleyi “terörle müzakere”ye dönüştürürseniz olacağı bu.

Haberin Devamı

Güler Zere...
Kanser hastası Güler Zere’nin tahliyesi için haftalardır dört bir yandan adeta çığlıklar yükseliyor. Güler Zere’nin kanser hastalığı geç tespit edildiği gibi tedavisinde de ihmal gösterilmiş. Hastalık ağırlaşmış. Buna rağmen hapis cezasının ertelenmesi istekleri kabul edilmiyor. Hükümet adeta sağır.
Biliniyor ki tutukluluk şartları hastaları psikolojik olarak iki kat yoruyor. Moral yönünden yıkıyor. Cezanın ertelenmesi o yüzden isteniyor. Ki Güler Zere dışarda tedavi edilebilsin.
Devlet mahkumların sağlığından sorumludur. Kanser gibi ağır hastalığa tutulan diğer mahkumların da en azından geçici tahliyesi gerekir. Ama iktidarın insanlık damarı pek çalışmıyor...

İşçiye günah...
İşsizlik Sigortası Fonu’nda biriken paranın 4.5 milyar lirasına hükümet el koydu... 2011 yılına kadar el koymaya devam edecek...
Türkiye’de 3 milyon 600 bin işsiz var. Bunların 290 bini fondan yararlanabiliyor. Yüzde 90’ı yararlanamıyor.
Fondan yararlanabilmek için en az 3 yıl işçi adına prim yatırılması lazım...
Yatırılan prime göre işsize 6 ile 10 ay arası işsizlik parası ödeniyor.
Bu para da net 277 lira... Asgari ücretin yarısı...
İşsizlik Fonu’ndaki fazla para ne yapılabilir?
Gazetemizde Nevin Donat’ın birkaç gün önceki haberinde belirtiliyordu:
“Daha fazla işsize, daha yüksek tutarda, daha uzun süre işsizlik ödeneği verilebilir”...
İktidar politikaları sürekli işsiz üretiyor... Siz kendi yarattığınız bu işsizlere verebileceğiniz işçi primini tutup müteahhitlere aktarıyorsunuz... Adaletsizlik zaten diz boyu. Siz katmerlendiriyorsunuz.
Sonra milli iradeden, demokrasiden falan dem vuruyorsunuz...
Milli irade bunu mu istiyor?
Millet, “Benim paramı müteahhitlere yedir” mesajı mı veriyor?
Yok canım?

Haberin Devamı

Bülent Arınç ’ın oğlu mezun olduktan bir ay sonra iş bulmuş. Milliyet internet sitesine bir okur notu:
“Arınç’ın oğlu normal bir vatandaşın oğlu olsa hemen iş bulabilir miydi? Bunların partisinin başındaki Adalet ve Kalkınma’nın anlamının ne olduğu çok açık..”

3G’ye dair...
Dev reklam kampanyalarıyla 3G devrine adım atıyoruz... Bu yılın sonuna kadar toplam 10 milyon kişinin ortalama 500 lira vererek görüntülü telefon sahibi olacağı... Bunun için ödenecek toplam paranın 5 milyar lirayı bulacağı tahmin ediliyor.
Peki 3G’lerin ömrü ne kadar olacak? Prof. Haluk Geray diyor ki:
- Uzmanlara göre çok değil iki yıl sonra 4G’ler çıkacak. 5 milyar lirayı çöpe atacağız...
Konuştuğumuz kişinin yüzünü göreceğiz diye bu kadar para! Doğrusu pek akıllı bir yatırıma benzemiyor... Biraz dişimizi sıkıp 4G’yi beklesek diyoruz...