AKP’nin Ankara il kongresi yarın yapılacaktı. İki gün kala 19 Temmuz’a ertelendi. Sebep mi? Tayyip Erdoğan’ın birden fazla adayın yarışacağı kongre istememesi... Genel Merkez’in de yaptığı onca görüşmeye rağmen aday sayısını bire indirememesi... İstemediği mevcut İl Başkanı Halis Bilge’den, “Aday olmayacağı” sözünü alamaması. Benzer durum Uşak’ta da yaşanıyor. Orada da bir isim üzerinde anlaşma sağlanamadığı için kongre ikinci kez ertelendi.
Bir parti ki, ülkeye AB standartlarında demokrasi getireceğini vaat ediyor... Ama demokrasinin olmazsa olmazlarından parti içi demokrasiyi uygulamıyor. Yanından bile geçmiyor. Üyelerinin özgürce aday olup kendi aralarında demokratik rekabete girmelerine izin vermiyor. Delegelerine:
“Adayınızı ben seçeyim, siz de benim seçtiğim adaya oy verin, olsun bitsin” diyor.
Bunun adı demokrasi... Bu parti de demokrat oluyor!
İnsan sormadan edemiyor...
AKP’yi bu demokrasi katakullisine TSK mı zorluyor?
Hani asker vesayeti ortadan kalkınca rejimin bütün kurumlarıyla yerine yerleşeceği, demokrasinin önündeki engellerin temizleneceği söyleniyor ya...
AKP o yüzden demokrasi adına korumaya alınıyor ya...
Engeller temizlenince AKP’nin uygulayacağı demokrasi bu mu?
Sözde darbe girişimlerine karşı verilen savaş, demokrasi adı verilen bu kutakullinin hayata geçirilmesi için mi?
Yoksa bu katakulliyi gözden kaçırmak için mi ülkede darbe tehlikesi varmış da AKP demokrasinin teminatıymış gibi davranılıyor?
Üçüncü köprü
Boğaz’daki üçüncü geçiş yani Marmaray henüz bitmediği, bu geçişin kentin taşımacılık yükünü ne kadar etkileyeceği henüz belli olmadığı halde üçüncü köprü muhabbeti başlatıldı...
Uygar ülkelerde bu tür projeler ilgili uzmanların, mimarların, şehircilerin, meslek kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin tartışmasına açılır. Bir kente uygulanacak böyle dev projelerde o kent halkının görüşü alınır. Ne var ki, “milli iradenin temsilcisi” geçinen iktidar partisinin böyle dertleri yok. Konuyu kiminle tartışıyorlar, neye göre karar veriyorlar belli değil...
Üçüncü köprünün güzergâhı için Beykoz - Tarabya veya Beykoz - Sarıyer’in düşünüldüğü ifade ediliyor... Eski İstanbul Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, toplu taşımacılığa yönelmedikçe 3 değil 13 köprünün bile sorunu çözmeyeceğini bildirdikten sonra ekliyor:
“Üçüncü Boğaz Köprüsü projesi ile kuzeyde arazi spekülasyonu ve rant oluşturulmaktadır. Bu büyük rant ile
- Yeşil alan katliamı ile kuzey ormanları tahrip edilecek.
- Su kaynakları yok olacaktır...”
Kimin umurunda?
Kürtler ve AKP!
Tunceli Milletvekili Kamer Genç anlatıyor: “Geçenlerde feribotla Elazığ’dan Pertek’e gidiyorum. Feribottan indiğimizde bir asker geldi, bütün yolcuların kimliklerini topladı, az ileride bilgisayarın başında kontrolü yapacak komutanına götürdü. Yaşlısı genciyle o kadar insan da o güneşin altında kontrolün bitmesini beklemeye başladı. Burada terörist yakalanır mı? Teröristlerin kontrol yapıldığını bildikleri bir yerden geçmeye kalkışmaları söz konusu olabilir mi? Oysa çok zorunluysa bu kontrol yolcular feribottayken başlatılabilir, böylece en azından karaya varıldıktan sonra insanlar bu kadar bekletilmeyebilir...”
* * *
Bu tür sorunlar elbet ortadan kaldırılmalı...
Kürt vatandaş Kürtçe konuştu diye, tebrik kartı yazdı diye artık kovuşturmaya uğramamalı. Belediyede Kürtçe derdini anlatabilmeli... Hapisteki ziyaretlerde Kürtçe konuşabilmeli... Kürtçe, okullarda ek ders olarak öğretilebilmeli... Kürt Enstitüleri açılmalı.. Üniversitelerde Kürtçe bölümleri kurulabilmeli...
Bunlar teröre taviz sayılmaz, demokratik önlemlerdir sadece...
Kürt kökenli halkın PKK ile bağını zayıflatmak, Ankara’ya bağlılığı artırmak için önemli adımlardır.
Devlet, PKK’yla pazarlık edemeyeceği gibi PKK ile pazarlık yaparak varılacak bir nokta da yoktur. Bağımsız devlet kurana kadar PKK’nın istekleri bitmeyecektir.
Barış atağına yukarıdaki basit adımlarla başlamak hem kolay hem mantıklı...
Halkın şikâyetleri azaldıkça PKK ile bağı da zayıflayacaktır...
Önce kolayından başlasak...
Nabucco...
Nabucco projesi her daim canlı tutuluyor. Ama bir ilerleme var mı? O pek görünmüyor.
Bu projenin adı neden Nabucco’dur? AB enerji bakanları 2003 yılında Viyana’da yeni kaynak arayışları için yaptıkları toplantıda gece topluca Verdi’nin Nabucco operasını izlemişlerdir. Opera, Babil Kralı 2. Nabucco’nun Kudüs’e saldırı hazırlıklarını anlatır. Aşk, entrika, savaş gibi bugünün petrol ve doğal gaz oyununun vazgeçilmez öğelerinin tamamı operanın öyküsünde mevcuttur. Projenin adı orada Nabucco adını aldı. AB tarafından baş rol Türkiye’ye verildi. Ne var ki, Türkiye hayli çetrefil olan bu projeyi ilerletemedi. Nabucco çok bilinmeyenli bir denklem olarak hâlâ çözüm bekliyor.
Savcılar Albay Dursun Çiçek’i “darbe girişimiyle” suçlamış.
O kadar üst düzey generale rağmen darbe girişimi yapmışsa Çiçek’in mahkemeye değil, GATA’ya sevk edilmesi gerekirdi...
Haldun Ertem
* Bir işi doğru yapmak, neden yanlış yaptığını açıklamaktan daha az vakit alır...
H. Woodsword
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025