Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çetin Yetkin’in, “Ben de Bir İnsanım” adlı kitabından... Yıl 1933; mevsim kış... Yer, Ankara tren istasyonu. Akşam üstü. Gazi, yurt gezisine çıkacak, gar onu uğurlamaya gelenlerle dolup taşıyor. Gazi trene bineceği sırada bir köylü kalabalığı yararak koşa koşa yanına ulaşmayı başarıyor. Ayaklarına kapanıyor. Yaverleri, ilgililer köylüyü çekip götürmek istiyorlar.
- Bırakın!...
Kendisi eğilip kaldırıyor köylüyü.
- Nasılsın yurttaşım?
- İyiyim Paşam, iyiyim...
- Senin iyiliğine memnun oldum. Benden ne istiyorsun?
- Hayır Paşam, bir şey istemiyorum.
- Niçin geldin öyleyse?
- Seni gördüm, kendimi tutamadım, ayaklarına kapanmak istedim.
- Yok, sen benden bir şey istiyorsun, söyle bana yapacağım.
- Sağlığından başka bir isteğim yok Paşam.
- Ben biliyorum senin istediğini, sen benimle kucaklaşmak istiyorsun.
Köylü yoksul, üstü başı dökülüyor, üstelik giysileri kirli.
Gazi, sarılıyor köylüye, kucaklıyor onu, bağrına basıyor, yanaklarından öpüyor.
O sırada kalabalık arasında bulunan Feridun Cemal Erkin diyecektir ki:
“Etrafıma baktım, herkes mendili çıkarmış ağlıyordu.”
* * *
Atatürk’ün Türk köylüsüyle muhabbetine ilişkin bu tür öyküler çoktur. Köylü efendimizdir diyen bu aziz adam şalvarlı köylüleri Atatürk Bulvarı’na sokmayın diye emir vermiş olabilir mi? Belli ki birileri densizlik etmiş. İyi de, Atatürk’ün partisinin liderlik koltuğuna oturmuş kişi, böyle bir densizliği laf diye ağzına alır mı?

Haberin Devamı

Abdullah Gül kulağındaki rahatsızlık nedeniyle Diyarbakır’a gidemiyormuş.
Olabilir... Onun yanı sıra, kulağına rahatsız edici bazı bilgiler de gelmiş olabilir...
Haldun Ertem

‘Aydın’
ABD’deki Ermeni diyasporası ve Ermenistan, Türkiye’yi soykırımı kabule zorlarken içimizden aydın sıfatlı kimi akademisyen, yazar vs. gibi kişiler de omuz veriyor.
Bir insan durup dururken kendi ülkesini mahkûm etmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürer mi?
Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da orada burada kan gövdeyi götürürken, ABD dünyanın gözleri önünde tarihe geçecek insanlık suçları işlerken, Ruanda’da olduğu gibi bu suçlar soykırıma dönüşürken, gerçek bir aydın tutar da 90 yıllık bir trajediyi bahane ederek kendi ülkesini mahkûm etmeye çalışır mı?
Neden çalışır?
Tabii bedavaya değil... Diyaspora ikide bir ABD ve Avurpa’da konferans düzenleyip bizim “aydın”a yurtdışı gezi imkânı sağlıyor. Cebine bir şeyler koyuyor. Kitabı varsa dünya çapında satışını sağlıyor. Hocalık yeteneğini aniden keşfedip Amerikan üniversitelerinde ders verdiriyor... Onu beslemenin ve kullanmanın yollarını buluyor.
Bu aleyhte kampanyayı etkisizleştirmek için ne yapalım? Parayı bastırıp kendi aydınımızı Ermeni diyasporasının elinden satın mı alalım? Ne yapalım?

Haberin Devamı

CHP’LİLER!..
Yazı İşleri Müdürümüz Cem Dizdar, dün bir göz muayenehanesi için gazetemizin yakınındaki Tem Hospital’e uzandı. Sıra beklerken bir yandan da yanında oturan iki türbanlı hanımın konuşmalarına kulak misafiri oluyordu. Bir ara kapıda iki çarşaflı hanım göründü. Türbanlı hanımlardan biri diğerini dürttü:
- Aha bak CHP’liler geldi...

Haberin Devamı

AKP’ye oy veren seçmenden biz de oy isteyeceğiz ama çarşaflıya rozet takarak değil, laikliğin getirdiği özgürlüğe çarşaflının bile ihtiyacı olduğuna onu ikna ederek...
Cem Toker

OKTAY?EKİNCİ
DSP, Cumhuriyet yazarı mimar Oktay Ekinci’ye, İstanbul Büyükşehir ya da dilediği ilçeden belediye başkan adaylığı teklif etti... Oktay Ekinci İstanbul’da her köşeyi abad edecek niteliklere sahip, saygın, temiz, çalışkan bir isim... Ekinci bu öneriyi “bütün sol partilerin adayı” olmak koşuluyla kabul etti. Eğer sol partiler aralarında anlaşırlarsa aday olacak... İkinci koşulu da Fatih, Beyoğlu gibi tarihsel merkezlerden aday gösterilmek... Böylece daha yararlı olacağını düşünüyor.. Bakalım “sol” böyle bir olgunluğu gösterecek mi?

Seçmen adası
Silifke merkezde nüfusun 2007 yılına göre bu yıl 12 bin dolayında azalırken seçmen sayısının 7 bin arttığını... 2007’de her yüz kişiden 49’u seçmen iken, bu oranın bir yıl içinde müthiş patlama! yaparak 2008’de yüzde 71’i bulduğunu... Bu akla ve mantığa ziyan durumu CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’e dayanarak dün aktarmıştık. Meğer Kuşadası’nın yanında Silifke’nin lafı bile olmazmış. Neden derseniz? Buyurun CHP Aydın Milletvekili Özlem Çerçioğlu’nun acı acı gülerek verdiği rakamlara:
“Resmi rakamlara göre Kuşadası merkezin bugünkü nüfusu 53 bin 700. Aynı merkezin bugünkü seçmen sayısı ise tam tamına 43 bin 498. Bu durumda merkezde yaşayan her 100 Kuşadalı’dan 81’i 18 yaşın üzerinde ve dolayısıyla seçmen oluyor. Günlerdir bana bu garabeti izah edecek bir yetkili arıyorum, hâlâ bulabilmiş değilim.”
Seçmen kütükleri dün de yazdığımız gibi tam bir keşmekeş... CHP oralı değil... İlginç olan, bu seçimde parmaklar da boyanmayacak... Bir kişi birçok yerde oy kullanabilecek... Birileri seçim sonrası cıyaklayacak...
Ama vakit geçmiş olacak...

Atılım Üniversitesi’ndeki panelde konu Türkiye
İstatistik Kurumu’nun takındığı ciddiyetsizliğe
gelmişti ki, öğrencilerden biri söz alarak konuştu:
- Sevgili hocalarım TÜİK ’in isim değiştirdiğini
söyleyenler var.
- Nedir yeni adı?
- Tayyibi Üzmeme İstatistik Kurumu...