Raporu İngilizce olarak internette, Amerikan Atlantik Konseyi’nin http://www.acus.org” adresinde bulabilirsiniz... Haziran 2009’da yayımlanan bu raporun hazırlaycısı David L. Phillips...
Başlığı: “Türkler ve Irak Kürtleri Arasında Güven Tesisi”...
Bu rapor, Türkler ve Irak Kürtlerinin Nisan 2009 tarihinde Washington’da yapmış oldukları toplantıya ve L. Phillips’in Türkiye ve Irak’taki tespitlerine dayanıyor... PKK’yı etkisizleştirmek için tavsiyeler verilen raporda deniyor ki:
“Türkiye’deki Kürtlerin PKK’ya olan kamusal desteğini azaltabilmek üzere, Ankara, Kürt kimliğini tanımak için ek adımlar atmalı, örneğin, Anayasa’da vatandaşlığın temeli olan ‘Türklüğü’ (Turkishness) ortadan kaldırmalıdır. PKK problemi, sadece güvenlik önlemleri ile çözülemez. Nihai çözüm, Türkiye’nin sürdürülebilir demokratikleşmesinde ve gelişiminde, diğer yandan da PKK liderleri ve kadrosu için af düzenlemelerinde yatmaktadır...”
“Türkler federalizmi bölünmeyle eşanlamlı gördüğünden, daha az göze çarpan ademimerkeziyet planları tasarlanmalı... Anti-terör Yasası’ndaki 215, 216, 217, 220. maddeler ve Ceza Yasası’ndaki 301. madde gibi gerici yasal düzenlemeler ya değiştirilmeli ya da yürürlükten kaldırılmalı, kültürel reformlar tam olarak uygulanmalıdır...”
“Ankara, Öcalan’la konuşmayı reddedebilir, fakat demokratik seçimlerle gelmiş olan DTP üyeleri etkin birer muhatap olabilir. Erdoğan DTP milletvekilleri ile görüşmeli ve DTP’yi geniş kapsamlı görüşmeler için bir kanal olarak görmelidir.”
Bu bir resmi rapor değil... Ama AKP’ye epey ilham verdiği anlaşılıyor...
Onbeş bin ÇYDD bursiyerine “terörist” incelemesi başlatılmış...
İnceleme “demokratik açılım” çerçevesinde mi yapılıyor acaba?
Haldun Ertem
Bursa - Kadıköy
Kadıköy-Bursa arasında deniz otobüsü seferleri başladı... Kadıköy’den deniz otobüsüne biniyorsunuz 1 saat 40 dakika sonra Mudanya’dasınız... Fenerbahçe sevdalısı Bursalı Nalan Hanım, “Ben de artık günübirlik Kadıköy’e Fener’in maçına gelebilirim” diye sevinçli.. Bursa neredeyse “şehir içi” bir yer oldu.. Bravo İDO... Bu arada Beşiktaş - Kadıköy arasında işleyen Fatih tipi vapurların da yolculuk açısından olağanüstü güzellikte olduğunu kaydedelim...
İDO’yu çirkinleştiren mi? Bu vapur ve deniz otobüslerinde vatandaşlara iktidarın borazanı durumundaki Kanal 24’ün izlettirilmesi.. Çok ayıp oluyor..
Foto muhabiri
Gazeteci Nezih Tavlaş, fotoğafın efsane ismi Ara Güler ile konuşarak onun hayatını yazdı; “Foto Muhabiri-Ara Güler” Fotoğrafevi Yayınları...
Ara Güler mesleği anlatırken:
“Bir patlama olduğunda olay yerine doğru koşan kişi foto muhabiridir, oradan kaçan ise fotoğrafçı...” diyor...
Kendisini “foto muhabiri” olarak tanımlıyor...
Batılı foto muhabirlerinin bizimkilerden daha kültürlü olabileceğini söylüyor.
- Ama, diyor, bir İngilizi Dolmabahçe Sarayı’na fotoğraf çekmeye yollasan kapıda gazetecilerin girmesi yasak derlerse buna inanır, döner gelir. Bir Türk foto muhabiri ne yapar eder, kapıdan girer bacadan çıkar, kendisine verilen görevi yerine getirir.
Taraf’zedeler...
Taraf gazetesi şu aralar ciddi ekonomik sıkıntılar yaşıyor. Maaş alamayan Ankara bürosu çalışanları bu rahatsızlıklarını ve durum değişmezse iş bırakma eylemi yapacaklarını geçenlerde Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’a ilettiler. Altan’ın bu uyarıya mektupla verdiği yanıt özetle şu oldu:
“Gördüğüm kadarıyla iş kanunlarını gazetecilikten daha iyi biliyorsunuz. Artık haber yazmayacağınızı bildirmişsiniz ama istifa etmemişsiniz. Çok haysiyetli bir davranış gibi gördüğümü söyleyemem ama elbette herkesin ölçüleri farklıdır. Sanırım parası olmayan bir gazeteden tazminat almak için yapıyorsunuz bunu... Biraz para bulur bulmaz o çok istediğniz ‘çıkış’ kâğıtlarınızı gönderip özlemle beklediğinizi anladığım tazminatlarınızın ödenmesi için elimden geleni yapacağım. Şimdi evinize gidin. Burada bin bir meşakkatle çalışan arkadaşlarınıza karşı haksızlık olacak çünkü.”
Bu yazı üzerine 7 kişi istifa etmiş Ankara bürosundan. Işık Kansu, Cumhuriyet’teki köşesinde diyor ki:
“Taraf’ın Ankara bürosundaki meslektaşlarımız çok yakında Ergenekonculukla suçlanırsa hiç şaşırmayın.”
Şaşırmayız elbet. Zira bu iş bir fotokopi düzenlemeye bakar...
Galile Yılı
Bu yıl UNESCO tarafından Galile Yılı ilan edildi... Ünlü İtalyan fizikçi Galile’nin teleskopu kullanmaya başlamasının 400. yılındayız... Galile’nin teleskopu gök cisimlerini topu topu 9 kat büyüten bir aletti. Ama onunla yüzlerce yıllık fiziksel inanışları yıktı. Güneşin dünya çevresinde döndüğü yolundaki Aristo ve Ptoleme iddialarını çürüttü. Dünyanın hem kendisinin hem güneşin çevresinde döndüğünü keşfeden Kopernik’in bu buluşunu bilimsel temellere oturttu.
Kilise kutsal kitabı yalancı çıkardığı gerekçesiyle Galile’ye fena öfkelendi. “İki Dünya Sistemi Hakkında Diyalog” adlı kitabını yayımlaması üzerine onu ikinci kez yargıladı, tüm eserlerini yasakladı. (Bu kitap kısa süre önce İş Bankası Yayınları’ndan çıktı)... Ancak zaman Galile’yi haklı çıkardı. Bilimsel buluşlar kilisenin toplum üstündeki baskısını kırdı. Bilimde, felsefede,sanatta yeni ufuklar açıldı... Osmanlı o çağı ıskalamasaydı bizim tarihimiz de çok farklı olacaktı.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025