Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ergenekon soruşturması sürüyor... Ne zaman tamamlanacak bilinmiyor.
Kimi sanıklar iki aydır, kimileri sekiz aydır tutuklu...
Bırakın yargı önüne çıkarılmalarını, henüz haklarında iddianame bile hazırlanmış değil. Soruşturma hakkında gizlilik kararı olduğu için ne sanıklar, ne de avukatları müvekkillerinin neyle suçlandığını bilmiyorlar. Soruşturmayla ilgili yayın yasağı da var. Buna rağmen içeriden dışarıya... Daha doğrusu iktidar yanlısı medyaya sistematik olarak bilgi, belge “sızıyor”! Sanıklar aleyhindeki bu bilgi ve belgeler gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Kimi gazeteciler kimlerin gözaltına alınacağını bile önceden biliyor ve yazıyor. Başsavcı ise bazı yayınların gerçeği yansıtmadığını söylüyor. Demek yayınların bir kısmı da hayali senaryo. Ama atış serbest...
Türkiye aşiret mi? Hayır, sözüm ona hukuk devleti... Bakınız Ceza Yasası MADDE 288 ne diyor:
“Bir olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hâkim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır...”
CHP’li Kemal Anadol hükümete ve savcılara sesleniyor:
“Bu ifadeleri sızdıran kimdir? Yasağa rağmen bu servisi yapan çeteleri ortaya çıkarmasını bekliyoruz.”
Neden sonra Savc›l›k suç işleyen Star, Yeni Şafak, Taraf gibi gazetelerle ilgili soruşturma açıldığın› bildiriliyor. Ama çete medyası takmıyor. Dün yine manşetlerde soruşturmayı etkileyebilecek ifadeler yer alıyor...
Bu gazeteler İşçi Partisi Genel Merkezi’nde yapılan aramada ele geçtiğini iddia ettikleri belgeleri, krokileri yayımlıyor. Ama İşçi Partisi’nin habere ilişkin yalanlaması görmezden geliniyor.
Yeni Şafak’ta Kürşat Bumin dayanamamış, Star Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar için:
“Gazeteci değil, operasyonun her aşamasına ilişkin istihbarata sahip yetkili gibi konuşuyor...” diyor...
Bir skandallar zinciri... Bir sefalet manzarası ki... İnsan söyleyecek laf bulamıyor.

Haberin Devamı

AKP’nin Yargıtay ve Danıştay’la arası iyi değil... Ama bazı  icraatlarına bakınca...
Yeşilay’la müthiş bir uyum içerisinde olduğunu anlıyoruz...
Haldun Ertem

Haberin Devamı

* Batılı için din sömürmeye yarıyor...
Doğulu için sömürülmeye...
Akif Kökçe

Altan hukuku...
Taraf gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’ı geçenlerde savcılığa davet etmişler. İfadesini almak istemişler. Yüklenen suç; Bülent Ersoy’u, dolayısıyla suçu ve suçluyu övmek...
Bülent Ersoy’un askerlikle ilgili kimi sözleri hakkında dava açılmıştı. Ama kesinleşmiş cezası yok. Ahmet Altan köşesinde yazdığına göre savcıya:
“Bülent Ersoy’un söylediklerinin suç olması için bu konuda bir mahkeme kararı olması lazımdır, ortada suç ve suçlu yokken nasıl olur da suçu övmekten dolayı ifademi alırsınız?” diyerek itiraz etmiş.
Yerden göğe haklı... Bir insanın suçlu sayılması için “ortada bir mahkeme kararı olması” lazım... Ahmet Altan hukuku biliyor!
Ama aynı Ahmet Altan, genel yayın yönetmeni olduğu gazetede Ergenekon sanıkları hakkında her gün “Ergenekon çetesi” sıfatını kullanıyor. Ortada değil mahkeme kararı bir savcı iddianamesi dahi bulunmad›ğ› halde sürekli birtakım gizli kalması gereken ifadeleri yayımlıyor. Birtakım insanlar hedef gösteriliyor. Kışkırtmalar yapılıyor. İfadeler gizlilik nedeniyle sanık avukatlarına bile verilmiyor ama Taraf ve diğer iktidar gazeteleri için ne yayın yasağı geçerli, ne soruşturmanın gizliği, ne davayı etkilemeyi yasaklayan kanunlar... Adeta devletle dokunulmazlık anlaşması yapmışlar... Kendilerine ya da savundukları odaklara dokunan konularda ise “hukuk” diyor başka bir şey demiyorlar. Böylesi az görülmüştür...

Haberin Devamı

* Günümüz anlayışına
göre; düşmanla
işbirliği yapan
Vahdettin sivil olduğu için demokrat, düşmandan
kurtulmak için mücadele veren Mustafa Kemal asker
olduğu için darbeci...
* * *
* Denizli’deki Kültür ve
Turizm Bakanlığı’na bağlı Atatürk Evi’nde bile
türbanlı memurlar
çalışıyormuş.
Bakan beyi böyle
lüzumsuz işlerle meşgul
etmeyin, kendileri
laiklik uyarısı yapan
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı’na laf
yetiştirmekle meşgul
Gülhan Elmas

Besleme basın!
Sabah Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan’ın dünkü yazısından bir bölüm:
“Ergenekon ve AK Parti’ye yönelik kapatma davası Türkiye’nin gündemini oluşturdu.
SABAH, böylesi kritik bir dönemde demokrasiden, AB hedefinden şaşmadan bir yayıncılık anlayışı sürdürmeye çalışıyor.
Cunta yanlısı medya ile Sabah’ın çizgisi arasındaki fark ve Sabah’ın bu çizgisinin önemi çok kolay göze çarpıyor...”
Kim cuntacı medya? Bizler... Kim demokrasiden sapmayanlar? Onlar!
Aynı gün, yani dün, Hıncal Uluç’un yazısından bir bölüm alıyoruz:
“...Artık çok zorlanıyorum. Hele yazı işlerinde yapılan son değişikliklerden sonra, gazetenin haber sayfalarının “Besleme basın” günlerini hatırlatmaya başlaması beni çok sarsıyor.
...Sıkıntım haberde, habercilikte taraf olmak!..
‘Meclis’i de kapatsınlar’ diye buram buram yorum bir başlık, haberin üstüne konur mu? Haberde yorum olur mu?”
Babahan’a cevabı Hıncal vermiş. Başkasına söz bırakmamış...