Biz Türk müyüz?

İktidar çanakçıları televizyon ekranlarında yine fazla mesai yapıyor...
Ergenekon soruşturmasında hukukun çiğnendiğine dikkati çekenleri “Ergenekoncu” diye ihbara çalışıyorlardı..
Şimdi de iktidarın Kürt açılımını gözü kapalı desteklemeyenleri: “Terörün devamında çıkarları var” diye karalıyorlar.
Gündemi iyi takip etmeyen kimi köşe yazarları da “Açılımı bilmeden destekleyemeyiz” diyen CHP’yi barışa engel olmakla suçluyor. CHP ve Baykal tatilde olduğundan atılan her şut kaleyi buluyor!
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi danışmanı Ömer Çelik Akşam gazetesinde açıkça itiraf ediyor:
“MHP diyor ki, ‘bu bir bölünme planı!’ Ne açıklandı ki bölünme planı olsun?”
Planı destekleyenler için de aynı soru geçerli:
- Ne açıklandı ki destekliyorsunuz?
Bu arada ekranlarda uzun zamandır arzulanan tartışma başladı!
Akşamları hangi kanalı açarsanız kimlik tartışması var.
Biz Türk müyüz? Türk diye bir millet var mı? Türk kavramı bir kimlik dayatması mı?
Birisi sözü “Türkiye’de Türk yoktur”a kadar getirdi...
Kendi kendimizi “Nesebi gayri sahih” bir ulus yaparsak rahatlayacağız anlaşılan...
Eski Genelkurmay Başkanı Özkök Hoca bile “Türkiye” yerine bir başka kavram konulmasına yeşil ışık yakıyor...
İki elimizi başımızın arasına alalım.. Ekranlardaki iktidar yalakalarını unutalım...
Geçmişimizi, geleceğimizi, bu ülkenin hangi temeller üzerine kurulu olduğunu, halkın ve ülkenin gücünü hangi kaynaklardan aldığını, toplumu kimlerin ayrıştırmaya çalıştığını kendi sağduyumuzla düşünelim... Doğru yolu buluruz...

Soru: Türkiye’deki “Kanaat önderleri” kimlerdir?
Yanıt: Kanaatlerini mevcut duruma ve kişisel çıkarlarına göre ayarlayabilen becerikli şahıslar...
Haldun Ertem

Türkan Saylan
En büyük açılımı Türkan Saylan Hoca yapmış, bütün gücünü yurdun fakir yörelerindeki çocuklara yurt, okul ve burs desteği sağlamaya vermişti... Tabii ki, destekten Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki çocuklar da yararlanıyordu...
Bu yüzden dinci gazeteler onu “PKK’lılara burs veriyor” diye hedef gösterdiler. Ardından Ergenekon bahanesiyle Türkan Hoca’nın evi basıldı.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği şubeleri darma duman edildi.
Şimdi aynı dinci gazeteler Kürtlere açılımdan, Güneydoğu’ya eğitim ve ekonomik destekten söz ediyor... Okur soruyor: “Bu ne ikiyüzlülüktür?”

Hilmi Hoca...
Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, arkadaşımız Fikret Bila ile konuşurken bir yerde:
- Hacı, hoca demek küçümseme sözcükleri oldu, diyor...
Pek de öyle değil galiba... “Hocam” hitabı bizce daha çok iltifat, espri ve büyükseme içeriyor...
Doktor Demet Parlar anlatmıştı... Pazarda bir pazarcı kendisine sık sık “Hocam” diye hitap edermiş. Demet Hanım meraklanıp sormuş:
- Sen benim hoca olduğumu nereden biliyorsun?
- Bilmiyorum, demiş pazarcı, hanımlara abla, yenge falan diye seslenince bozuluyorlar. Ben de onlara hocam diyorum. Hoşlarına gidiyor...

Ormanların katli
Ege Maden İhracatçıları Birliği zafer çığlıkları atıyor... Birlik Başkanı Arslan Erdinç, Başbakan Tayyip Erdoğan ile birlikte özellikle iki bakana Zafer Çağlayan ve Selma Kavaf’a teşekkürlerini yolluyor. Sevincin sebebini de şöyle açıklıyor:
“Madencilik sektörünün orman alanlarında faaliyet göstermesinin önündeki engeli kaldırdılar.”
Olan nedir? Anayasa Mahkemesi kısa süre önce madencilik yasasının orman ve çevrenin tahribine yol açan maddeleri hakkında yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Danıştay da bu yasaya bağlı olarak çıkarılan yönetmeliğin yürütmesini durdurdu. Böylece ormanlar madencilerin talanından kurtarıldı.
Derken madenciler Ankara’ya koştu. Özellikle Ege İhracatçılar Birliği’nin yaptığı kulis sonucu yeni bir yönetmelik çıkarıldı. Dün Resmi Gazete’de yayımlanan yeni yönetmelik ile ormanlar madencilerin talanına açıldı.
Taşocağı açacağım diyen, Ege’nin Akdeniz’in en değerli ormanlarını yok edebilecek artık. Taş bulamazsa zarar yok, oraya turistik tesis kondurur olur biter...
Yazmıştık... Yalnızca Turgutlu Çaldağı’ndaki nikel madeni için 250 bin ağacın kesilmesi öngörülüyor. Yalova eski Valisi Yunus Erbay, 22 maden şirketinin maden araması için 4 milyon 200 bin ağaç kesmek istediğini, hepsiyle mahkemelik olduğunu anlatmıştı bir süre önce bize. Bütün bu orman zararlılarının önü açılıyor şimdi. Milyonlarca ağaç katledilecek...
Karşılığında ne gelecek? Hiç... Toprağı oyanların yöreye bırakacakları para, madende çalıştırdıkları bir avuç işçiye verecekleri asgari ücrettir. Yarattıkları tahribat ve zarar ise parayla ölçülmez. Doğamıza sahip çıkalım...

Suç duyurusu...
Bakanlar Kurulu'nun ormanlık alanları madencilik faaliyetine açan son yönetmeliği hakkında hukukçu Noyan Özkan suç duyurusunda bulunuyor:
"...Hükümet, yüksek mahkemelerin kararlarını kasıtlı olarak etkisizleştirmek suretiyle demokratik hukuk devletinin temelinde dinamit patlatmıştır. Bu karara imza atan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar, Anayasa'nın hukuk devleti ilkesini ihlal ederek Anayasa’yı ihlal suçunu işlemişlerdir. Yargıtay Başsavcılığı’nın ve Ankara Başsavcılığı’nın gecikmeksizin soruşturma başlatması gerekmektedir..."