Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık Pencere "Değerli öğretim üyeleriAnayasa'nın 42. maddesine getirilen düzenleme ve 10. maddesine yapılan ekleme şeklindeki anayasa değişikliğine ilişkin uygulamalarla ilgili olarak rektörlüğümüzce yapılan değerlendirmede kılık-kıyafet konusunda mevcut kuralların geçerli olduğu anlaşılmıştır."İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun dünkü kararında aynı yönde görüş belirtildi ve:"Bu konuda öngörülen yasal düzenleme yapılıncaya kadar, cumhuriyetin temel niteliklerinden olan laiklik ilkesi doğrultusunda yüksek yargı organları kararlarınca belirlenmiş mevcut uygulamanın hukuken aynen devam ettirilmesine ve 'konusu suç teşkil eden emir'lerin hiçbir surette yerine getirilmemesine..." karar verildi...İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu, YÖK Başkanı Prof. Özcan'ın kanunsuz emir verdiğini bildiriyor. Bu konu Rektör Mesut Parlak'ın şahsi düşüncesi değil.. Üniversitede görevli hukuk hocalarının ortak görüşüdür... Bir YÖK Başkanı kendisini böylesine kullandırmamalı, bu duruma düşmemeliydi... YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, 10 ve 42. maddede yapılan anayasa değişikliklerinin üniversite kapısında türbanı serbest bıraktığı iddiasında. Ama bu iddiası iktidar çevreleri hariç, taraftar bulmuyor. İlginçtir... Türbanlı öğrencilere kapıda zorluk çıkarmayan Boğaziçi Üniversitesi bile okula türbanla girmenin yasal olmadığını açıkladı. Rektör Ayşe Soysal imzasıyla önceki gün öğretim üyelerine gönderilen yazıda bakınız ne deniyor: Milletvekilleri aynen gaziler gibi sağlık masraflarına katkı payı ödemeyeceklermiş. Kıyak emeklilikte yara aldıkları için gazi olduklarını düşünmüşlerdir belki... * Kadın Araştırmaları Derneği'nin Üç Devrim Yasası'nın kabulünün 84'üncü yılı nedeniyle düzenlediği "Türban Sarmalında Laik Hukuk ve Laik Eğitim" konulu toplantı, 1 Mart 2008 Cumartesi günü saat 11.00 - 15.00 arasında İTÜ Maçka Yerleşkesi'nde yapılıyor. Prof. Aysel Çelikel'in yöneteceği panelin konuşmacıları: Prof Süheyl Batum, Mustafa Gazalcı, Yekta Güngör Özden, Özdemir Özok... Üniversiteler kimi zaman önemli olaylarda sessiz kalır. Ama türban konusunda çok soylu bir sınav veriyor... İktidarın emir eri gibi hareket eden YÖK Başkanı karşısında eğilip bükülmüyor, onurlu duruşlarını bozmadan hukuku savunuyorlar... Üniversite Konseyleri Derneği üniversite öğretim üyeleri arasında türbana karşı bir imza kampanyası başlatmıştı. Bu imza kampanyasına imza veren öğretim elemanı sayısının 7532'ye çıktığını açıkladı Dernek Başkanı Prof. İzge Günal... Bunlar üstelik YÖK'ten yana değil, YÖK'e karşı imzalar. Zor imzalar. İmza... Popstar programında Bülent Ersoy'un sarf ettiği "Yani tamam vatan bölünmez, bilmem ne olmaz. Ama yani göz göre göre de bu çocukları o zaman bütün analar doğurur verir toprağa, bu mu yani?" şeklindeki sözler hayli gürültü yarattı.Kimileri "Ne olur canım o da aklından geçenleri söylemişse", diyor...Bu konular konuşulamaz mı? Her zaman konuşulur, tartışılabilir...Ama bir durumda tartışılmaz; ülke savaştayken...Bülent Hanım orada yanlış yapmış... Ama bu da bir linç konusu olmamalı tabii... Popstar Milli eğitim tarihimizde bir efsane olan Hasan Âli Yücel, ölüm yıldönümü olan 26 Şubat'ta sessiz sedasız anıldı... 1938 - 46 yılları arasında bakanlık yapan Hasan Âli Bey, 1931 yılında henüz müfettişken Mustafa Kemal'e bir yurt gezisinde eşlik eder. Gezi sırasında bir toplu sohbette Mustafa Kemal ortaya bir soru atar:- Türk milleti ne zaman kendini kurtulmuş sayabilir?Herkes klasik yanıtlar verirken Hasan Âli Bey şu unutulmaz sözleri söyler:- Türk milleti ne zaman kurtarıcı arama ihtiyacını duymayacak hale gelirse o zaman kurtulmuş olur.Mustafa Kemal bu sözü "Düşündürücü" diye niteler..."Aklıyla Batı'da, gönlüyle Doğu'da bir düşünce adamı" diye tanımlanan Hasan Âli Bey, Köy Enstitülerini kuran, 496 klasik eseri ve İslam Ansikpoledisi'ni dilimize çevirten, sayısız aydınlık adımların sahibidir... Hasan Âli Bey İktisatçı Serdar Şahinkaya dostumuz anlatıyor... "Geçenlerde İstanbul'da City's adlı alışveriş merkezi açılmıştı. O merkezin yatırım tutarı 150 milyon dolar idi...Gazetelerdeki bir başka habere göre İstanbul'a açılan Astoria Alışveriş Merkezi'nin yatırım boyutu da 180 milyon dolar imiş....İki alışveriş merkezine yapılan yatırım 330 milyon dolardır...Bu bağlamda geçtiğimiz yıl yayımlanan 'Türkiye'de Bölgesel Dengesizliği Giderme Politikaları' başlıklı araştırmamın bulgularına kısaca değinmekte yarar görüyorum...Bu araştırmada Acil Destek Programları diye kısaca adlandırılan uygulamalar incelenmiştir. Bahse konu programların uygulama dönemi 1997 - 2004 idi. Yani kocaman bir 7 (yedi) yıl... Kapsamında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan 26 il vardı.Bakanlar Kurulu'nca yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler ve Hazine Müsteşarlığı'nın uygulama tebliğleri çerçevesinde belirlenen teknik kriterlere göre seçilen 525 şirkete uygulanan bu programlarla aktarılan krediler 64 milyon doları (işletme kredisi) + 43 milyon doları da (yatırım kredisi) = olmak üzere toplam sadece 107 milyon dolar düzeyindedir.Doğu ve Güneydoğu'da 26 ilimize 7 yıllık sürede aktarılan kredidir bu..."Görüldüğü gibi.. Doğu ve Güneydoğu'ya aktarabildiğimiz para komik. Bölgeye yardım ve yatırımları süratle ele almak ve çoğaltmak gerek. Güneydoğu City's * Belediyelerin devlete olan 15 milyar YTL'lik borçları silinmiş. Başkanlar kendi kafalarına göre futbol kulübü kurmaya, televizyon kanalı açmaya, hesapsız kitapsız yardım dağıtmaya devam edebilirler... m.asik@milliyet.com.tr