AKP Güneydoğu’da yerel seçime iddialı giriyordu. Özellikle Diyarbakır’da seçimi mutlaka alacaktı. Çünkü Tayyip Bey “Diyarbakır’ı istiyor”du... Ancak son zamanlarda AKP’nin Güneydoğu iddiası fazla duyulmaz oldu. Acaba ne oldu?
Güneydoğu’dan bir dostumuz:
- AKP’nin bizim o tarafta bir iddiası kalmadı, diyor...
- Neden?
- Başbakan kendi şansını Hakkâri’de yaptığı konuşmadaki “Biz tek millet dedik. Tek bayrak dedik. Tek vatan dedik. Tek devlet dedik. Buna kim karşı çıkabilir? Buna karşı çıkanın bu ülkede yeri yok. Buyursun istediği yere gitsin” sözleriyle bitirdi.
AKP, Siirt, Van ve Bitlis belediyelerini de DTP’ye kaptırabilirmiş.
Bülbülün çektiği dilin belası diyenler ne kadar da doğru söylemişler!
Tayyip Erdoğan diyor ki:
“Beni tüccarlarla ortak gösteriyorlar.”
Ayıp tabii.. Kendileri artık tek başına holding kuracak duruma gelmişken...
Haldun Ertem
İstanbulluların yüzde 40’ı ayak numarasını bilmiyormuş.
Yeni ayakkabı alabilmek için aradan yıllar
geçince insan ayak numarasını
unutuyordur belki....
* * *
TÜİK rakamlarına göre işsizlikte rekor artış olmuş.
Aslına TÜİK rakamlarına gerek yok, bunu siyasi mitinglere katılanların sayısından
anlamak da mümkün...
* * *
Hayrünnisa Gül, Rusya’da “15 yaşında görücü usulüyle evlendi” diye tanıtılmış.
Başka bir özellik bulamamışlar mı
“komünist artıkları”...
Nereye kadar?
Deniz Feneri’nde şavullenen paraların... Çocukların kuyumcularla ortaklıklarının... Gemiciklerin... 2 milyar dolarlık servetle dünyanın en zengin siyasetçileri arasında 8. sırayı nasıl aldığınızın... Kombassan’ın, Yimpaş’ın... Şaban Dişli’nin Mir Dengir Fırat’ın... Eş, dost, akraba, çoluk çocuk üzerinizde görülen paraların hesabını veremiyorsanız ne yapacaksınız?
Tabii ki kürsüye çıkıp “AKP’yi yıkmak isteyenler var. AKP’yi millet kurdu, millet... Siz kurmadınız, evvelallah yıkamayacaksınız, yıkamayacaksınız” gibi acıklı sözlerle kendinizi tehlikeler altında gösterip gölgelerle savaşacaksınız...
“Hortumları kesildi, açıklayacağım, komünist artığı bunlar, iftira atıyorlar” diye yumruğunuzla boşlukları döveceksiniz...
Marifetlerinizi halkın görmemesi için “O gazeteleri okumayın” çağrısı yapacaksınız...
Ama yargılanıp aklanmak için dokunulmazlığınızı bir türlü kaldırmayacaksınız...
Sizi dinleyen kalabalıkta biri çıkıp da küçücük bir soru sorarsa korumalarınız üzerine atılıp ağzını burnunu kıracak, hapse atacak.
Siz bu rejimin adına demokrasi diyeceksiniz... Ülkeyi bu hoyratlıkla yöneteceksiniz..
Peki nereye kadar?
Toptan ceza!
Nihat Bük, kısa süre öncesine kadar TBMM Televizyonu’nun müdürüydü. Artık değil. Neden mi değil ve şu anda nerede, ne görev mi yapıyor?
Efendim, Nihat Bük Meclis TV Müdürlüğü’ne Bülent Arınç tarafından atanmıştı. Pek çok kişinin, “Meclis TV’yi AKP’nin borazanı yapacak” iddiasını boşa çıkardı, görevini olabildiğince tarafsız şekilde yapmaya çalıştı. Bu nedenle Meclis’teki hiçbir partinin ciddi hiçbir eleştirisine muhatap olmadı. Ancak geçtiğimiz günlerde vahim! bir suç işledi. Mesai arkadaşlarıyla yaptığı bir sabah toplantısında;
- Arkadaşlar dedi, biz bu Meclis’te çok iktidarlar çok Meclis başkanları gördük. Bugün iktidar olan yarın muhalefet olur. Önemli olan tarafsız yayıncılıktır, Meclis TV olarak bizim ölçümüz bu olmalıdır.
Sonra ne mi oldu? AKP döneminde dinci gazetelerden devşirilerek Meclis TV’de işe başlatılan bazı “arkadaşlar” bu laflardan çok alındılar. Hemen gerekli yerlere servis ettiler. Nihat Bük hakkında, “Meclis Başkanı’nı eleştirmek” suçlamasıyla soruşturma açıldı. Bundan hiçbir şey çıkmayınca, “Kendin istifa et, seni müşavir yapalım, yoksa biz alacağız” teklifleri (tehditleri) başladı. Bir kaç günlük müşavirlikten sonra önce “kınama” cezasına çarptırıldı. Ardından Kültür Bakanlığı’na sürülerek maaşı düşürüldü. Bu süreç içinde kendisine rapor veren doktor ile doktora sevk kâğıdını imzalayan amiri hakkında da soruşturma başlatıldı.
Nihat Bük, henüz idam cezasına çarptırılmış değil. Ama o tarafa doğru yol alıyor!
Kısa notlar...
- Belediye Meclisi’nde CHP’li üyelerin AKP’lilerle bütünleştiğini yazarken tek istisnanın Hüseyin Sağ olduğunu bildirmiştik. Sayın Engin Erkin, Lütfü Gündoğdu ve Cemal Yeğin’in hakkını yemişiz. Bu isimlerin de dimdik görev yaptığını öğrendik...
- Bankadan para çekerken eğer şifrenizin tersini yazarsanız en yakın polis karakolu alarma geçiyor. Eğer bir soyguncunun tehdidine uğrarsanız bu şekilde şifreyi ters yazarak polis çağırabiliyorsunuz... Paris’ten dostumuzdan gelen bu notu okurlarımıza iletmiştik.
Meğer bu bir internet geyiği imiş... ABD’de bir süre böyle bir önlem düşünülmüş. Ama gerçekleştirmek mümkün olmamış. Bilginize...
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025