Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık Pencere Sevgili Oktay Ekşi ağabeyimiz bu hareketi yanlış bulduğunu söyledi önceki günkü yazısında; "Başında kim olursa olsun, devletin en üst makamının davetine icabet edilir" dedi...Biz aksi görüşteyiz...Cumhurbaşkanı Gül, göreve gelirken geçmişte sarf ettiği cumhuriyet ve laiklik aleyhtarı sözlerini bir özeleştiri süzgecinden geçirmediği gibi... Gelişinden bu yana da partizanlıktan uzak, her kesimi eşit derecede kucaklayan, devletin düzenli işleyişini ön plana alan bir yönetim sergilemiş değil...Bu arada, düzenlenen büyükelçi daveti rutin veya resmi bir nitelik taşımıyor. Kamuoyuna şirin görünme kampanyasının bir devamı...Büyükelçilerin bu koşullarda, böyle yapay bir davete uymama hakkı neden olmasın? Üstelik çok önemli bir başka yanı var olayın. Davet "eşli" yapılıyor. Emekli elçilerden Tugay Uluçevik'in ifade ettiği gibi, bir kısım büyükelçi de daveti "...lâik Türkiye Cumhuriyeti'nin, dinÓ simge olduğu mahkeme içtihatlarıyla da belirlenmiş olan bir kıyafetle temsil edilmesinin uygunsuzluğu" (yani först leydinin türbanı) yüzünden reddediyor. Cumhuriyet duyarlığı taşıyan yurttaşların bunu bir biçimde ifade etmeleri hakları ve görevleri değil midir? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül emekli büyükelçilere bir jest yapmak amacıyla onları Çankaya Köşkü'ne davet etmiş. Onlara yıllarca süren emekleri karşılığı, törenle, birer gümüş tabak hediye edilecekmiş. Daveti alan 60'ı aşkın büyükelçinin yarıdan fazlası "davete katılmayacağını" bildirince tören programdan çıkarılmış. Erdoğan diyor ki: "Çağdaş bir Türkiye kuruluyor." Dil sürçmesi oldu galiba... "Ortaçağdaş" demeliydi... Üniversitelerimiz kimi zaman Başbakan'ın kimi zaman Milli Eğitim Bakanı'nın iddia ettiği gibi bilimsel açıdan gerçekten kötü durumda mı? Eski YÖK Başkan Vekili Prof. İsa Eşme, pazar günkü Cumhuriyet'te Leyla Tavşanoğlu'nun sorularını yanıtlarken bu iddiayı ileri sürenlere rakamlarla yanıt verdi. Ne miydi o rakamlar? "Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Türk üniversiteleri çağdaş ülke üniversiteleri ile boy ölçüşecek düzeyde. 2007 Bologna değerlendirme raporuna göre Türk üniversiteleri beş öncelik alanındaki ortalamasıyla AB ülkelerinin de yer aldığı 39 Bologna ülkesi arasında Almanya ile birlikte 9. sıraya yükseldi. ISI verilerine göre yayın sayısı sıralamasında dünyanın 19. ülkesiyiz... 70 milyonluk Türkiye'de geçen yılki yayın sayısı 17.918 iken 157 milyonluk Pakistan'ın yayın sayısı sadece 1.656, 77 milyonluk Mısır'ınki ise 3.590'dır. 1.5 milyarlık İslam coğrafyasında bir yılda üretilen bilimsel makale sayısının yarısından fazlası Türk üniversitelerinin. Bu fark Cumhuriyetimizin laik yapısından kaynaklanıyor." Rakamlar ortada! Başbakan Erdoğan, türbanla ilgili Ek 17. madde değişikliğini yasalaştırmak için Anayasa Mahkemesi'nden çıkacak kararı bekleyeceklerini söyledi... Abdullah Gül, Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişiklikleri onaylarsa CHP'nin bu değişiklikleri Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi bekleniyordu.Ama hesaplar değişti...CHP 10 ve 42. maddeleri Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğü takdirde o maddelerin reddedilmeme olasılığı gayet kuvvetli...Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun dün söylediği gibi:"10 ve 42. maddelerde yapılan değişiklikler türbanı doğrudan serbest bırakmadığı gibi Anayasa'nın laiklik ilkesine herhangi bir aykırılık da içermemektedir..."Prof. Erdoğan Teziç ve Necmi Yüzbaşıoğlu da aynı görüşteler...Yani... Anayasa Mahkemesi bu iki maddeyi laikliğe aykırı bulmayabilir, CHP'nin önerisini reddedebilir...Sonra ne olur? Sabih Kanadoğlu'nun görüşü:"Onların hesabı şu: Anayasa Mahkemesi CHP'nin itirazını reddederse 17. maddeyi çıkarmaya gerek kalmaz, biz bunu halka türban serbest bırakıldı diye anlatırız... YÖK'e bu yönde karar aldırır, onun aracılığıyla rektörlere baskı yapar, sorunu böylece çözmüş oluruz..."Sabih Kanadoğlu iki Anayasa maddesiyle ilgili olarak CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne gitmesinin yanlış olacağını ima ediyor. Kanadoğlu, türban serbestisinin ancak Ek 17. maddedeki değişiklikle sağlanabileceği, o maddenin de Anayasa Mahkemesi'nden döneceği kanısında.* * *Sonuç: Anayasa değişiklikleri Gül'ün imzasından çıkınca türban yasal olarak serbest kalmayacak. Ek 17. madde beklenecek. Onun da Anayasa Mahkemesi'nden dönmesi güçlü ihtimal. AKP bir çıkmaz sokağa girdi. Yarattığı olumsuz yankılar ve toplumdaki bölünmeler de cabası... Cumhurbaşkanı Gül feraset gösterir ve önündeki değişiklikleri veto ederse en başta AKP'ye rahat nefes aldırır. Türban meselesi uzun döneme yayılır. Türkiye nefes alır. Gül'ün imzası... * Türban meselesi Nesin kardeşler arasında ayrılık yarattığı gibi, Altan kardeşler arasında da Erdoğan'a karşı birliktelik yarattı gibi görünüyor... m.asik@milliyet.com.tr Ahmet Nedim