Hulki Cevizoğlu'nun yönettiği "Ceviz Kabuğu" programında önceki akşam ceviz kabuğunu zor dolduran bir tartışma fırtınası izliyoruz. Konuşmacılar İslam'da Cinsel Hayat kitabının yazarı Ali Rıza Demircan, Araştırmacı İsmail Nacar, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Yaşar Nuri Öztürk... Tartışmanın başlamasından 2 saat sonra, saat 1:45'de gelinen nokta şurası:
"Koca, karısının dilini emerse oruç bozulur mu?"
Ali Rıza Demircan kitabında Abu Davud'un hadisine dayanarak orucun bozulmayacağını iddia ediyor. İsmail Nacar bozulacağını söylüyor. Hulki Cevizoğlu "Nasıl olur da işin içine cinsiyet ve şehvet girince oruç bozulmaz?" diye soruyor. Profesör Yaşar Nuri Öztürk, her tartışmada Allah'ın kitabına başvurmak gerekir diyerek Kur'an'ı açıyor. Bakara suresini okuyor:
"Oruçlu olduğunuz günün gecesinde kadınlarınızla buluşmanız size helal edilmiştir"
Öztürk, bu ayetin "dil emmenin oruç bozmayacağı" nı doğruladığını söylüyor. Oysa okuduğu ayet oruç bozulduktan sonra geçen süre için geçerlidir. İlahiyat Fakültesi Dekanı bu açık farkı göremiyor mu? Görmek mi istemiyor? O arada bizim cahil aklımıza düşen soru bir türlü sorulmuyor:
- Kocanın dil emerken tükürük yutması da orucu bozmaz mı?
Bu soru kimsenin aklına gelmiyor.
Yürekli bir yurttaş ve titiz bir İslam araştırmacısı olan, dini Kur'an'ın ruhuna ve mantığına uymayan sakat görüşlerden temizlemek çabası içinde görünen İsmail Nacar tarikatlardan söz açıyor. En yaygın tarikat olan nakşibendiliğin önde gelen ismi M. Zahit Kotku'nun önsöz yazdığı ve el kitabı olarak tavsiye ettiği "El İbriz" adlı kitabın içindeki çarpık görüşlere değiniyor. Yaşar Nuri Öztürk'ten bu tür sakat görüşlerin yanlışlığını seslendirmesini istiyor. Dekan Yaşar Nuri Öztürkoralı değil:
- Zahit Kotku Hazretleri bu önsözü, kitabı okumadan, hatır için yazmış, demekle yetiniyor. Olacak iş mi?
Tartışma bu minval üzre sürüyor. Aynı sıralarda Atv'de tarikatlar tartışılıyor. Tarikatların holdinglere dönüştüğü, birer siyaset ve para merkezi haline geldiği anlatılıyor. Dünkü gazeteler Nakşibendi tarikatı mensubu Başbakan Necmettin Erbakan'ın ilk iftarı Başbakanlık Konutunda tarikat ve cemaat liderlerine vereceğini duyuruyor. Nurcu, Süleymancı, Nakşi, Kadiri, Cerrahi ve benzeri tarikat ve cemaatlerin liderleri belli ki devlet kesesinden verilecek bu iftarla iktidarı fetihlerini kutlayacaklar. Aynı günün gazetelerinde Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın şu demeci okunuyor:
- Bazı kesimler tarikat adı altında halkı sömüyor... Yurttaşların dinin gereklerini yerine getirmek için tarikatlara girmeye gereksinimi yoktur..
Bu sözlerin sahibi M. Nuri Yılmaz, Başbakan'ın tarikat ve cemaat liderlerine verdiği iftarın davetlileri arasındaydı. Akşam tıpış tıpış iftara gidecek, "halkı sömürüyorlar" dedi tarikatların iftar sofrasında yerini alacaktı...
Koalisyonun bir kanadı tarikat... Öteki kanadı bakan düzeyinde çetelerle işbirliği halinde. Masum halkın geleceği için ne diyelim? "Allah kurtarsın"
Eski bir Anadolu öyküsü okurumuz Süha Ağır haftanın fıkrası olarak göndermiş... İlginize...
Köylünün biri, yanına yetişkin kızını da almış, tarlasında, bahçesinde yetiştirdiği sebze-meyveleri satmak üzere kasabanın pazarına inmiş. Bir süre sonra bir de bakmış ki, kız ortalarda yok. Başlamış kasabanın çarşısında aramaya...Yaşlı, gün görmüş bir esnaf, adamın durumunu öğrenince;
-Allah vere de senin kızını cahil biri bula, diye laf atmış.
Köylü, şaşkınlıkla sormuş ihtiyar esnafa:
-Niye cahil biri bulsun ki? O kadar okumuş insan var...Onlardan biri bulsun.
Gün görmüş esnaf, derin bir iç çekmiş;
-A benim saf köylü kardeşim demiş, cahil, Allah'tan korkar, kıza elini sürmez... Bir tarikatçı bulursa kitabına uydurur, yavrucağı perişan eder.
"Tarikatlar arası Bilim-Kültür-Sanat Yarışması"nda derece alanlara ödülleri dün gece düzenlenen bir törenle verildi. Fatih Hacıbaba Tekkesi'nde yapılan ödül töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, eskiden gericilik yuvası olan tarikatlarin artık bilim-kültür-sanat alanında faaliyet gösterir hale gelmesinin son derece sevindirici olduğunu ifade ederek şöyle devam etti:
Örneğin bu yılki en büyük ödülü kazanan Aczmendi tarikatımız, çok değil, daha üç-beş yıl öncesine kadar laik Cumhuriyetimiz için en büyük tehdit unsurlarından biriydi. Ama aradan geçen çok kısa bir zaman içinde bu tarikatimiz, büyük Ata'mızın da dediği gibi, hayatta en hakiki mürşitin bilim olduğu gerçeğini görmüş ve Turan Dursun üzerine yaptıkları bilimsel incelemeyle bu ödülü kazanmıştır. Aynı şekilde, yine kısa bir süre öncesine kadar şeriatı savunan Nakşibendi tarikatımız, bugün, "İslamda rönesans neden zorunlu" adlı çalışmasıyla kültür hayatımıza unutulmaz bir yapıt kazandırmıştır. Mutluyuz, gururluyuz."
Tarikatlar arası Bilim-Kültür-Sanat yarışmasının ödül gecesi, Mehmet Nuri Yılmaz' ın bu konuşmasından sonra Hacıbaba Tekkesi Türk Sanat Müziği korosunun, şefleri Müslüm Gündüz'ün yönetiminde verdiği, "Atatürk'ün sevdiği şarkılar" konseriyle sona erdi.
.Şemdinli Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının üç gün önce başlattıkları işi yavaşlatma eylemi sürüyor. Yüksekova, Çukurca, Beytüşşebap ve Uludere Devlet Opera ve Balesi sanatçıları bu durumun birkaç gün daha sürmesi halinde çıkacak tatsız olayların sorumlusunun Kültür Bakanı İsmail Kahraman olacağını bildirerek şunları söylediler:
"Sanatçılarımız, direnişlerinde haklıdırlar. Sayın Kahraman'ın, Şemdinli Operası'nın gala gecesinde verilen kokteylde, içkinin tesiriyle de olsa, Ayça Güler adlı sanatçının sesini beğenmediğini, zaman zaman detone olduğunu söylemesi büyük terbiyesizliktir. Opera üzerine üç-beş kitap yazmış olması, hiçbir bakana sanatçıya saygısızlık etme hakkı vermez."