Açık Pencere "Satılmış OrduÇok Amaçlı Spor Salonu..."Altan Tuna, "Cep telefonumla tabelanın fotoğrafını çektim. Ancak bahçe kapısı kapalı olduğu için uzaktan çekmek zorunda kaldım, o yüzden görüntü iyi çıkmadı" dedi..Böyle bir isim olabilir miydi? Altan Tuna dostumuz mutlaka yanlış görmüştür dedik ve okulu aradık. Konuştuğumuz müdür yardımcısının söyledikleri: "Evet, spor salonumuzun adı aynen böyle dir. Satılmış Ordu, okulumuzun çok sevilen müdürüydü. Beş yıl kadar önce bir trafik kazasında vefat edince adı spor salonumuza verildi. İlk başta plaketin üzerinde; "Satılmış Ordu - Çok Amaçlı Spor Salonu" yazıyordu. Ancak bu isim yanlış algılanıp olay Genelkurmay'a kadar yansıtılınca plaketin başına 'Öğretmen' sözcüğü eklendi. Genelkurmay'ımızın da sorun kalmadı demesiyle yanlış anlama ortadan kaldırılmış oldu..."Yine de "Öğretmen" ibaresi biraz küçük kalmış. Her şey mizah bu ülkede... Eski Çanakkale Milletvekili Altan Tuna, geçen gün Ankara Kızılay'daki Mimar Kemal İlköğretim Okulu'nun yanından geçiyormuş. Gözü bir ara okulun arka bahçesindeki spor salonunun kapısındaki tabelaya takılmış. Kapının üstündeki tabelayı okurken gözlerine inanamamış: K. Irak operasyonu hakkında Bush ve Maliki'yi bilgilendiren Erdoğan, Baykal'ı haberdar etmemiş. Yurtiçinde kimseyitakmama özelliğine tipik bir örnek... * Güzellik kraliçeleri bir memleketin en güzel kızları değildir... Sadece yarışmaya katılanlar arasından seçilmişlerdir... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, salı günü Tanzanya'ya gidecek. O ülkeyle bir ilişkimiz hatta elçiliğimiz bile yok. Hal böyleyken Abdullah Gül bu ülkeye niye gidiyor? İştearkadaşımız Fahrettin Fidan'ın araştırmadan bulduğu olasılıklar: 1) "Çıplak maaş yetmiyor. Biraz yol gidelim, yolluğumuzu alalım, neşemizi bulalım" dendiği için.2) "Ankara'da soğuktan donuyoruz. Sıcak bir yerlere gidelim de kemiklerimiz ısınsın biraz" diye düşünüldüğü için.3) Tanzanya'yaneden Tarzanya değil de Tanzanya dendiğini araştırmak için.4) PKK konusunda Tanzanya ile ne gibi işbirliği yapılabileceğini yerinde görüşmek için...5) Günlük hayatımızda zaman zaman sarf ettiğimiz "Burası Tanzanya mı kardeşim?" deyiminin ve iki ülke benzerliğinin gerçekliğini araştırmak için...6) Coğrafya öğretmeni küçük mahdum Mehmet Emre Gül'e Tanzanya'yla ilgili ev ödevi verdiği... Mahdum da bu ödevi hazırlama işini babasına havale ettiği için...7) Hayırlı bir okul işi için... Gezi Türk askeri kış günü soğukla, yorgunlukla boğuşarak Kuzey Irak'ta ilerliyor... Her devlet kendisine yönelik saldırıya karşı onurunu korumak zorundadır... Türk askeri bu onur uğruna Kuzey Irak'ta.. Askeri harekâtla birlikte diplomasinin de iyi yürütülmesi gerekiyor.. PKK'ya Talabani ve Barzani desteği kesilemezse sonuç almak zor. Ayrıca askeri harekatla birlikte Kuzey Irak ve Güneydoğu Anadolu'ya destek ve yardımın artırılması, PKK ile bağın kesilmesinin zarar değil, yarar getireceğinin bölgeye anlatılması gerek.. Ustaca yönetilmesi gereken bir süreç.. Irak'ta adımlar... Türkiye Komünist Partisi (TKP), 2 Mart'ta Kadıköy'de yapacağı mitingin bildiri ve afişlerini İstanbul Valiliği'ne göndermiş. İstanbul Valiliği, "AKP'yi İstemiyoruz" yazılı pankartları uygun görmemiş...Ayrıca dağıtılması düşünülen bildirinin "Türkiye'yi kara çarşafa sokup adaletsiz sömürü düzenini garanti altına almayı düşünen yobazları istemiyoruz" şeklindeki bölümü de çıkarılmış.Yoksa TKP'liler izin dilekçesini Valilik yerine AKP İl Başkanlığı'na mı götürdüler? AKP'yi istemelisin! Profesör Acar Baltaş'ın son kitabı "Hayalinizi Yorganınıza Göre Uzatın" adını taşıyor... Ana babalar, iş ve spor yöneticileri için son derece yararlı bir kitap... Amerika'da bir ilkokulda çocuklara kâğıtlara sarılı küçük şekerler veriliyor... Çocukların kimi kâğıtları çöpe, kimi yere atıyor.A şubesinin öğretmeni çocuklara ertesi gün:- Birçoğunuz kâğıtları çöpe atmışsınız aferin, diye teşekkür ediyor.Okul müdürüyle bir başka öğretmen de sınıfın temizliğini takdir ediyor.B şubesinin öğretmeni çocuklara:- Şeker kâğıtlarının yerlere atılmış olduğunu görüyorum, bir daha görmeyeyim, diye çıkışıyor...C şubesinin öğretmeni ise çocuklara hiçbir şey söylemiyor...Çocuklara sekiz hafta boyunca şeker veriliyor...Sekiz hafta sonunda gözlenen manzara şu...A şubesinden hiç kimse çöpleri yere atmıyor.. B şubesinde öğretmen yakındaysa kâğıtlar çöpe atılıyor, öğretmen görünürde yoksa çöpler yere atılıyor. C şubesindeki öğrencilerin davranışında ise hiç değişklik gözlenmiyor...Varılan sonuç şu: İnsanlar sınırlarını kendilerinden beklenen yönde, en üst düzeyde zorlarlar...Ancak beklenti insanın becerisi ve yeteneğinin üzerindeyse bu defa teşvik aksi sonuç verir... Hedefi imkânsız olarak algılayan bireyin motivasyonu tamamen yok olur, başarısızlık kaçınılmaz hale gelir...O yüzden yüreklendirmenin çocuk ve gençlerin mevcut yetenekleri doğrultusunda yapılması ve beklentinin onların güçlerinin sınırlarını aşmaması zorunlu... Şeker çocuk Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki tüm saatleri toplayıp Saatçi Temel'e gider.- Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacaksın.Temel kendinden emin bir şekilde:- Öyle yağma yok. Ben de duydum ama 1 saat geri alınacakmış... 1 tanesini alırım ama diğerlerini almam. m.asik@milliyet.com.tr Temel fıkrası...