Açık Pencere "Cumhuriyet değerleri erozyona uğramakta, vatanın bölünmez bütünlüğü münakaşa edilmekte, toplum, "bizden olanlar, olmayanlar"şeklinde cephelere ayrılmakta, kardeş kavgasını körükleyen iç ve dış faaliyetler yayılmakta, terörizm belası şehirlere inmekte, milli servet yabancılara peşkeş çekilmektedir...Bu gidişin cumhuriyetimizi nereye götürdüğünü gören tecrübe sahibi kimselerin oluşturduğu fikir grupları, sivil kuruluşlar, birbirinden kopuk ve dağınık bir şekilde çalıştıklarından yeterince etkili olamamaktadırlar. Bu grupları bir araya getirecek, yukarıda belirtilen tehlikelere karşı Türkiye genelinde demokratik mücadele verecek yeni bir oluşuma, kesin şekilde ihtiyaç vardır. Cumhuriyet değerlerini korumak uğruna, görüş ayrılıklarını aşmak bu oluşumda yer ve görev almak milli bir vazife olmaktadır. Hep birlikte Milli İktidar Hareketi'ni başlatmamız gerekiyor..." Ülkenin gidişinin hayırlı bir yönde olmadığını gören sorumlu insanlar bir araya gelmek, birşeyler yapmak telaşı içindeler... Diyalog Grubu da bu amaçla Ankara'da bir toplantı düzenlendi. Önümüzdeki pazartesi günü yapılacak toplantıya cumhuriyet değerlerini, Atatürk milliyetçiliğini, üniter yapıyı savunan, tanınmış gazeteci, yazar, siyaset adamı, akademisyen, diplomat ve iş adamları çağırıldı. Katılımcılara Kâmran İnan imzasıyla gönderilen davet mektubunda özetle deniyor ki: Deniz Baykal, "Türkiye 20 yılda İtalya olur" demiş. 200 yerine yanlışlıkla "20" dedi galiba... Çünkü arada Malezya, hatta Suudi Arabistan aşaması var... * İyi bir fikre sahip olmanın en iyi yolu, çok sayıda fikre sahip olmaktır... Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkiye'de müzik öğretmeni açığı olduğunu söyleyen piyanist Fazıl Say'ı once mahkemeye vermekten söz etti. Sonra bundan vazgeçti? Acaba neden?CHP Milletvekili Muharrem İnce, Meclis kürsüsünde önceki gün bu nedeni şöyle açıkladı:"İlköğretimde 1 müzik öğretmenine düşen öğrenci sayısı 2.025'tir. Ortaöğretimde 1 müzik öğretmenine düşen düşen öğrenci sayısı 1.883'tür. Rakamlar ortadayken nasıl vereceksin Fazıl Say'ı mahkemeye? Ver de görelim hadi! Verirsen haksız çıkarsın. Çünkü o doğruları söylüyor." Müzik hocası... İstanbul'da Taksim Sanat Galerisi'nde bir sergi var bugünlerde, 'Mimar Kemalettin: Tarihin Dönüm Noktasında Bir Mimar' sergisi... Mimar Kemalettin Bey, (1870 - 1927) Eminönü'ndeki Dördüncü Vakıf Han, Çamlıca Kız Lisesi olarak bilinen Ahmet Ratip Paşa Köşkü, Filibe Garı, Edirne Gar Binası, Bebek Camii, Ankara Palas gibi pek çok yapının mimarı... "Geleneksel öğeleri adeta heykelsi bir espriyle kullanmayı beceriyor, ki bu çok önemli bir yetenek" diyor Afife Batur onun için... Mimar Kemalettin, sergisi 15 Ocak'a kadar Taksim Sanat Galerisi'nde... Mimar Kemalettin Efemçukuru İzmir'in Menderes ilçesine bağlı... Etrafı çam ormanları ve 3 barajla çevrili... İhracata dayalı ekolojik tarım yapılan... Yetiştirdiği özel üzümün tamamını Fransa'ya ihraç eden bir köy... Bir süre önce Tüprag adlı madencilik şirketi bu köyde altın madeni işletme kararı aldı. İlk yaptığı iş, tarlalarını satın almak üzere köylülere başvurmak oldu. Bazı köylüler satışa evet derken, bazıları buna yanaşmadı. Şirketin arama girişimine karşı davalar açıldı. Bu sırada ilginç bir olay yaşandı... O olayı CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin anlatıyor:"Bakanlar Kurulu bir hafta önce, topraklarını satmayan köylülerin arazilerinin şirket lehine kamulaştırılması için bir karar aldı. Karar 3 Ocak 2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Düşünebiliyor musunuz, davalar henüz sonuçlanmış değil. Dolayısıyla yargıdan nasıl bir karar çıkacağı bilinmiyor. Ama hükümet buna rağmen şirket lehine devreye girip Efemçukuru köylülerine, ya arazilerinizi kendiniz gönüllü satacaksınız ya da ben kamulaştıracağım, sonuçta yine şirketin istediği olacak, diyor. Ortada resmen devletin özel bir şirket adına iş takipçiliği yapması gibi bir durum söz konusudur. Ve benim bildiğim kadarıyla böylesi bir olay cumhuriyet tarihimizde ilk kez yaşanmaktadır... İlk kez devlet halka karşı bu kadar net şekilde sermayenin yanında yer alıyor..." Efemçukuru... * Beyaz Saray'dan Türkiye ile ilgili siyaset açıklamalarında artık "laiklik" vurgusu yapılmıyormuş. Din devletinin olgunlaştığına Beyaz Saray da kanaat getirdi demek... Adıyaman'daki Gerger Fırat gazetesi 4 Ocak'ta "Feto ile Apo" başlıklı bir yazı yayımlıyor. Gazete sahibi Hacı Boğatekin bu yazısından dolayı savcılığın talebiyle gözaltına alınıyor. Mahkeme, Boğatekin'in tutuksuz yargılanmasına karar veriyor. BİA'nın haberine göre, savcı tutuklamada ısrarlı. Gazeteci de savcı Sadullah Ovacıklı'yı HSYK'ya şikâyet ediyor... Hacı Boğatekin'e göre Savcı Ovacıklı kendisine:"Sen milyonların saygı duyduğu Fethullah Gülen Hoca Efendi Hazretlerine Feto diyemezsin. Derhal ikinci sayında özür dile. Yoksa seni fena yaparım" demiş.Olay böyle... Güler misiniz, ağlar mısınız? m.asik@milliyet.com.tr Gerger Fırat...