Sabahımız yeni bir “Dokunan yanıyor” filmiyle başladı...
Prof. Zekeriya Beyaz, Prof. Şahin Filiz, Prof. Abdurrahman Küçük ve bir dizi ilahiyatçının evleri aranıyordu... Acaba ne aranıyor diye merak edenler ile ne arandığını tahmin edenler Zekeriya Beyaz’ın kızı Gökçen Beyaz’ın ekrana düşen sözleriyle aydınlandılar:
“Arama kararı misyonerlik faaliyetleriyle ilgiliydi. Fakat o belgelerin hiçbirine dokunmadılar. Evde Sad- i Nursi ve Nurculukla ilgili çıkacak olan bir kitap vardı. Polis arkadaşlar sadece onunla ilgili bilgileri incelediler ve belgeleri aldılar.”
Zekeriya Beyaz’ın evindeki aramaya tanık olarak katılan komşu ise Fethullah Gülen’le ilgili belgelerin alındığını söylüyordu...
Ahmet Şık’ın basılmamış kitabına ilişkin aramaların yarattığı tepkiler sonucu bu tür aramaların duracağı sanılıyordu. Yanılmışlar...
Öğle saatlerinde Savcı Zekeriya Öz’ün “Ergenekon”un özel yetkili savcılığından alındığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekilliğine getirildiği haberi geldi. Acaba taltif mi, görevden alma mı?
Belli ki HSYK iki mesajı birarada veriyordu. Atama ile Zekeriya Öz’e takdir ve teşekkür duygularını bildiriyor, özel yetkili savcılıktan alarak kamuoyundaki teprkileri biraz olsun dindirmeyi amaçlıyordu. Ancak görevi Öz’den devralanların da moralini kırmıyordu. Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’de olduğu gibi başsavcılıktan alınıp düz savcılığa atama gibi bir rütbe tenzili sözkonusu değildi. Ergenekon’un bundan sonrası mı? Hukukçu dostlara göre, özel yetkili mahkemelerin yetkileri sürdükçe değişen fazla şey olmayacak...
Soru: Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’nin
bir diğer açılımı da ne olabilir?
Yanıt: “Koltuktaki hükümdara kolaylık”...
Haldun Ertem
“İdam cezası geri gelsin mi?
Gerek yok!
Bizim ülkemizdeki iktidar vatandaşı idamla değil,
Ergenekon’la korkutuyor...
Gülhan Elmas
Sakıncalı afişler
CHP Uşak milletvekili aday adayı İsmet Akın, il merkezindeki reklam panolarına üzerinde partisinin amblemiyle kendi fotoğrafı bulunan ve ‘80 yılda yapılanları 8 yılda sattılar’, ‘Sadaka değil, Aile Sigortası’ ve ‘Sonumuz inşallah Silivri olmaz’ yazılı afişler astırdı. Ancak, Saha Ajans aracılığıyla asılan afişler Uşak İl Emniyet Müdürlüğü’nün tebligatı üzerine belediye zabıta ekipleri tarafından söküldü. İsmet Akın sökülen afişlerin yerine Atatürk ve İsmet İnönü’nün veciz sözlerinin yer aldığı yeni afişler koydurttu. Onlar da söküldü...
İsmet Akın; “Afişler artık AKP’nin onayından geçirilerek mi asılacak?”diye soruyor...
Acaba partisi bu işe ne diyor?
Özgür kitaplar
Gazeteci Ahmet Şık’ın ‘’İmamın Ordusu’’ adlı kitap taslağına el konulmasıyla ilgili itirazı mahkeme reddetti.
Mahkeme kitap taslağını terör örgütü yayını olarak değerlendirdi.
Kararında şöyle dedi:
“‘Ergenekon silahlı terör örgütünün’ amaçları ve talimatları doğrultusunda kamuoyunu yönlendirmek ve bu amaçla açılmış davaları etkilemek amacıyla bir ekip tarafından hazırlanmış proje çalışması niteliğinde olduğu...”
Mahkeme “İmamın Ordusu” adlı kitabın dağıtım ve satışını da yasakladı.
Ergenekon’un terör örgütü olduğu hakkında henüz bir mahkeme kararı yok.
Gelin görün ki PKK’nın bir terör örgütü olduğu dünyanın dört bir yanında kabul ediliyor.
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın kitapları onun imzasıyla kitapçılarda satıldığı gibi internet sitelerinden de satın alınabiliyor... Avukat Vural Ergül bu kitaplardan bazılarının adlarını vermiş:
“Kürdistan Yurtseverliği ve Ulusal Kurtuluş Cephesi, Seçme Yazılar, Gerçeğin dili ve eylemi, PKK Olağanüstü 7. Kongresi´ne sunulan politik rapor... vs...”
Son söz mü? Yok tabii.. Söylenecek bir şey kaldı mı?
Ali Babacan, “Büyümede Avrupa’da birinciyiz” demiş.
Küçükler sürekli büyür, ama bir türlü büyüklere yetişemez... Bebecan onu diyor...
Fahrettin Fidan
Mumcu Meydanı
Adana’dan okurumuz yazıyor: “Adana’da istasyonun önünde bulunan meydanın adı “Uğur Mumcu Meydanı”dır, yıllardır böyle bilinir, böyle söylenir, ismi de kayıtlarda budur. Son zamanlarda kayıtlarda sessizce bir değişiklik yapıldı mı bilemem ama Adanalı orayı Uğur Mumcu Meydanı olarak bilir. Geçen pazar günü Başbakan’ın o meydanda mitingi vardı. Bastırılan tüm afişlerde “İstasyon Meydanı” yazıyordu. Uğur Mumcu Meydanı diyememek nasıl bir şeydir ben adını koyamadım... Uğur Mumcu’nun bir kabahati mi var? Siyasi cinayete kurban gitmek mi?”
