Newsweek Dergisi'nin son sayısının kapağı p53 genine ayrılmış... "Kanser katili" adı verilen p53 geninin kanserle savaşta önemli rol oynayacağı bildiriliyor. Yıllardır kanseri yenmek için uğraşan bilim adamları önemli bir aşamaya varmış durumda. İnsanlık dört gözle bu çalışmaların kesin sonucunu bekliyor.
Amerika'dan Avrupa'ya, Avustralya'dan Japonya'ya kadar dünyanın dört bir köşesinde bilim adamları harıl harıl insan hayatını uzatacak, doğa kaynaklarının daha yararlı kullanılmasını sağlayacak, uzaydaki bilinmezleri keşfedecek, tüketim araçlarının daha ucuz ve yararlı kullanımını sağlayacak buluşlar peşinde koşuyor. O ülkelerin medya ve toplumları bu gelişmeleri izliyor, tartışıyor, destek veriyor.
Peki biz neyi tartışıyoruz?
İmam nikahını...
Ekran başında milyonlar pür dikkat... Usta televizyoncuların yönettiği özlü tartışmaları her gece pür dikkat izleyerek çok önemli bir konuyu milletçe çözümlemeye çalışıyoruz:
"Acaba imam nikahında ana baba izni şart mı?"
Alimlerimiz henüz bu konuyu aydınlığa çıkartamadılar amma... Milletçe üzerinde duruyor, canla - başla ve hararetle tartışıyoruz... Bu meseleyi aydınlatırsak biz de kendi dünyamızda hayli önemli bir atılım yapmış olacağız...
Haydi hayırlı traşlar diyor, bir tesellimizi de buraya ekliyoruz:
İyi ki Atatürk bu günleri görmedi...
TGRT'de önceki akşam Alternatif adlı programda konuşan Hak İş Fedarasyonu Başkanı Salim Uslu, bir ara Federasyon'un eski Genel Başkanı ve şimdiki Çalışma Bakanı Necati Çelik'e:
- Son iki yılda işçilerin reel ücretleri yüzde 72 düştü, diyecek oldu. Necati Çelik derhal cevabı yapıştırdı:
- Ama İşveren Sendikaları Konfederasyonuna göre bu oran yüzde 42...
Düne kadar Başkanı olduğu İşçi Federasyonunun rakamlarına itibar eden Necati Bey artık İşverenlerin rakamlarına inanıyor. Ne hızlı dönüş...
Önceleri savunmaya kalkıştılarsa da... Tarikat şeyhi kılığına giren birçok açıkgözün genç kızları seks tuzağını düşürdüğünü İslamcı kesimin sözcüleri de artık kabul ediyor. Bir yandan Fadime Şahin'i tuzağa düşüren Ali Kalkancı'nın bir sahtekar olduğunu söylüyor, bir yandan gençlere sahte din adamlarının tuzağına düşmemeleri için çağrılar yapıyorlar. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz da bu çağrılara katılıyor...
Fadime Şahin aldatılan genç kızların tehdit altında olduğunu, birçoğunun isteseler de bu çarktan dışarı çıkamadığını söylüyor...
Peki ama... Yetkili koltuklarda oturanlar neden "Aldatılan genç kızlar bize başvursun, biz onların güvenliğini sağlar kendilerini aldatanlar hakkında yasal tahkikatı başatırız" biçiminde bir açıklama yapmıyorlar?
Samimiyetlerine inanmak için böyle bir çağrı bekliyoruz...
Metin Göktepe'nin öldürülmesinin birinci yılındayız... Bu cinayetleri işleyen güvenlik görevlileri henüz yargı önüne çıkartılamadı... Dava dosyası ilden ile dolaştırılıyor. Sanık polisler göreve devam ediyor...
Bu acı "çerçeve" aynı zamanda, polisin içinde "çeteler" oluşmasının da başlıca sebebini oluşturuyor. Her meslekte suç işleyen kişiler bulunabilir. O meslek kendi içindeki yasa dışı davranışları temizleyerek, suçluları mahkeme önüne çıkartarak kendini temizler. Eğer temizlemezse daha büyük suçlara zemin hazırlar. Nitekim öyle oluyor, polisin içinde hukuk dışı davranışlara göz yumuldukça suçlar büyüyor. Karşımıza "Devlet - mafya- siyaset" çeteleri çıkıyor.
Peki iktidarlar neden güvenlik güçleri içindeki yasa dışılıklara göz yumuyor, daha büyük suçlar işlenmesine destek ve cesaret veriyor?
Cevabı basit:
"Halk muhalefetini yasa ve hukuk dışı yoldan ezmek için..."
Polisi yasa dışı davranışlar içine bizzat iktidarlar itiyor...
Demokratik yoldan halkın taleplerini karşılayamayan hükümetler kendilerine yönelecek demokratik tepkileri göğüsleyemeyince, toplumsal muhalefeti yasa dışına çıkartılmış polis eliyle önlemeyi hedefliyor.
Ve o nedenle Göktepe cinayeti sanıklarını olsun, diğer benzer sanıkları olsun ellerinden geldiğince korumaya çalışıyorlar...
Göktepe cinayeti sanıklarının yargıya çıkartılamadığı bir yapı içinde Susurluk olayı nasıl çözülecek? Gelin de umutlu bir sonuç bekleyin...
Metin Göktepe'yi sevgi ve saygı ile anıyor, üç beş kuruşluk çıkarları için devleti suç örgütüne dönüştüren siyasetçilerin elinde ülkenin hangi geleceğe gideceğini düşünmeyi okurlarımıza bırakıyoruz...