Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dubai Prensi Maktum, Levent’teki İETT arazisini 2007 yılında ikiz kuleler dikeceği vaadiyle aldı... İhale bedeli 1 milyar liraydı...
Ancak parayı iki hafta içinde ödemesi gerekirken ödemedi.
Bahane olarak meslek odalarının açtığı bir - iki davayı gösterdi.
Aynı sıralarda Zorlu Holding, Levent’te Karayolları arazisini almıştı. O arazi üzerinde daha çok dava vardı. Ama Zorlu yükümlülüğünü yerine getirdi.
Maktum ise 4 yıldır ödemeyi yapmıyor.
Bu durumda 24 milyon dolar teminatın irat kaydedilerek ihalenin tekrarlanması gerekirken İstanbul Belediyesi suç işlemeyi göze alıp yeni ihale açmıyor.
İstanbul Belediye Meclisi eski üyelerinden Hüseyin Sağ, bu yolsuzlukla ilgili İçişleri Bakanlığına suç duyurusunda bulunmuştu. Bakanlık - pek tabii- soruşturma izni vermedi. Hüseyin Sağ Danıştay’a gitti. Danıştay İçişleri Bakanlığı kararını kaldırdı. İçişleri Bakanlığı eski kararında direndi. Hüseyin Sağ 3.5 yılda dört kez Danıştay’a gitti. Sonunda İçişleri Bakanlığı dize geldi, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. Başlattı ama... Aradan 4 ay geçtiği halde kimse Hüseyin Sağ’ı çağırıp ifade almış değil... Anlaşılan dava rafta unutuldu.
Dubai Prensi’nin “Davalar bitsin parayı öderim” gerekçesi haklı olabilir mi?
Olamaz... O zaman her ihale alan kişi veya şirket, bir başkasına anlaşmalı dava açtırır, ödemeyi istediği kadar geciktirebilir.
Dubai Prensi’nin İETT arazisi için ayırdığı 1 milyar lira 4 yılda dünya kadar faiz geliri sağladı. Bu para Prens yarın araziyi aldığında yanına kâr kalacak. Kendini bu kadar enayi yerine koyduran bir başka belediye var mıdır?

Haberin Devamı

Telefona oturmak
Anadolu kentlerinden birinin muhalefet partisine mensup belediye başkanı toplantı yapıyor... Ancak sesi sık sık müziğe karışıyor... Toplantıya katılanlar onu duymakta zorlanıyor. Çünkü tam pencerenin önüne bir müzik seti konulmuş... Oradan yükselen senfonik müzik konuşmaları engelliyor. Neden bu işkence? Başkan soranlara fısıltıyla açıklıyor:
“Uzmanların dinlemeye karşı önerisi bu! Camın önüne yüksek sesli müzik konursa içerideki ses titreşimlerini dışarıdan dinlemek mümkün olmuyormuş...”
Cumhuriyet’te Utku Çakırözer yazıyor bu olayı. Bir başka muhalefet partisi yöneticisi de toplantılarda cep telefonunun üzerine oturuyormuş. Çünkü cep telefonu 7 metre uzağa da konsa sesleri aktarıyor, ama üzerine oturulunca etkisizleşiyormuş.

Haberin Devamı

Kemal Kılıçdaroğlu, “Tayyip Erdoğan bizim başbakanımız değil” demiş.
İyi de onun sizin Başbakanınız olma gibi bir iddiası da yok zaten!
* * *
Bülent Arınç, internete düşen seks kasetleri için, “Bunlar Dallas dizisinde Ceyar’ların bile yapabileceği şeyler değil” demiş.
Anlaşılan o ki Bülent Bey sıkı bir Dallas izleyicisiymiş.
* * *
11 yıl önce ölen öğretmen Ergenekon şüphelisi olmuş.
İşte size Ergenekon’un yeraltı örgütü olduğunun kanıtı!
Fahrettin Fidan

Patrik ziyareti
CHP Genel Başkan Yardımcısı Osman Korutürk ve Genel Sekreter Bihlun Tamayligil Fener Rum Patriği’ni hemen ardından da Ermeni Patriği’ni ziyaret ederek CHP’nin politikalarını anlatmışlar. Bir dostumuz diyor ki:
- Lozan’dan itibaren büyük tartışmalar olmuş, Türkiye patrikhanenin içişlerimize karışmaması şartıyla İstanbul’da kalmasını kabul etmişti. Patrikhane’nin faaliyeti yalnızca İstanbul’daki Rumların dini işleriyle sınırlanmıştı. Ama patrikhane bu kadarla yetinmedi. Yıllardır ekümeniklik iddiasında. Geçen yıl Patrikhane’nin bir yetkilisi:
- Türkiye’ye söz geçiremediğimiz zaman uluslararası baskı yaptırıyoruz, diyerek nelerin peşinde olduklarını açığa vurmuştu. Şimdi onlara gidip siyaseti anlatmanın, onları siyasete çekmenin ne alemi var?
* * *
Amerikan Büyükelçisi Ricciardone’nin Türkiye’yi PKK’ya karşı en çok biz destekliyoruz, diyor.
Evet eskiden belki destekliyorlardı.
Ancak ABD Irak’ı işgal ettikten sonra tamamen değişti.
Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarına karşı çıktı.
Bir tek PKK’lıyı da iade etmiş değil...
ABD tam tersine Kandil dağını kendi koruması altına almış durumda.
Amerikan Büyükelçisi halkın olup biteni izlemediğini mi düşünüyor acaba?

Haberin Devamı

Ak dedi...
CHP’nin “seçim şarkı”larından biri...
Adı; ak dediler kara çıktı...
İşte Nilüfer Sarıtaş’ın seslendirdiği şarkı:

Halkım bir kumar oynadı
Yazı dedi tura çıktı
Düştü çukuru boyladı
Her yerinden yara çıktı
Ak dediler, kara çıktı.
* * *
Aldırdık tüm keplerini
Gördük sahte yüzlerini
Aradık hep ceplerini
Her taraftan para çıktı
* * *
Birini tıkmak için
İçeriye atmak için
Mahpuslarda yatmak için
Hemen bize sıra çıktı.
* * *
Bekle bizi Anadolu
Her zaman bir aklın yolu
Başbakan Kılıçdaroğlu
Artık ona sıra çıktı
CHP’ye sıra çıktı
Ak dediler, kara çıktı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, YGS skandalı soruşturmasını tamamladı; suç unsuruna raslanmadı kararına vardı.
Aynı yargı KPSS soruşturmasını dokuz aydır tamamlayamadı. Nedir bunun sırrı?

ÖSYM
Ülkenin dört bir yanında ÖSYM’nin skandallarını protesto eden liseli gençler gözaltına alınıyor. Bu skandalları yaratan ÖSYM Başkanı Ali Demir ile YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan hâlâ işbaşında... İsteniyor ki çocuklar sussun, yapılan haksızlıkları sineye çeksin... TKP bir açıklama yaptı dün:
“Gençleri bırakın, Ali Demir’i içeri alın...”
Bir slogan daha:
“Çocuklarımız ders çalışsın diye biz sokaklarda olacağız...”
Aslında Avrupa ülkelerinde lise ve altı okullar sokaklara çıktığında aileleri de onlarla birlikte yürür. Hem çocukları korurlar hem onların taşkınlık yapmasını önlerler. Bizde ise aileler yürüyüş yapmayı yasadışı eylem sanıyor.