Ergeyik sohbeti

Televizyonlarda Ergenekon üzerinde hayli geyik muhabebti izliyoruz...
Kimisi kalkıyor, Ergenekon davasının son yıllardaki darbe girişimlerini aydınlatacağını beyan ediyor... Oysa Ergenekon davasında sanıkların hiçbiri darbe girişimiyle suçlanmıyor...
Temmuz başında gözaltına alınan Tolon ve Eruygur paşalarla ilgili iddianame henüz belli değil. Belki o dalgada gözaltına alınanlar darbe ile suçlanabilir. O da kolay görünmüyor. Zira Nokta dergisinde yayımlanan ve çok muhtemelen düzmece olan “Darbe Günlükleri” kanıt niteliği taşımıyor. Başka kanıt bulunursa bilemeyiz...
Ergenekon muhabbetinde bir başka geyik... Bu davada Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı gibi faili meçhul cinayetlerin aydınlatılacağı... Ne var ki iddianamenin böyle bir iddiası da yok. Hrant Dink, Santoro, Malatya misyoner cinayetleri de iddianamenin ilgi alanı içinde yer almıyor.
Bir başka geyik... İddianamenin derin devleti çözeceği... Ne var ki bu iddianame devletin içine de uzanmıyor...
Birkaç mafya bozuntusu, birkaç fanatik ve bol miktarda heyecanlı ulusalcı ve AKP muhalifi... Ergenekon kadrosu şimdilik bunlardan ibaret... İddianame yoğun olarak Danıştay cinayeti ve Cumhuriyet’in bombalanmasına odaklanıyor... Ayrıca AKP’ye yönelik başka tezgâhlar varsa, onlarla ilgili...
Darbelerin, faili meçhullerin, derin devletin çözülmesini yürekten isteriz... Ama ne öyle bir niyet var ortada ne de öyle bir girişim...

Türkiye, OECD ülkeleri arasında gelir dağılımı en kötü ikinci ülkeymiş.
Kömür ve nohut dağılımında ise en iyi ülkeyiz, n’aaber?
Haldun Ertem

ERGENEKON davasında tutuklu-tutuksuz sanık ayrımı yapılmış.
Biz bölünmeden bir iş yapamayız ki zaten...
Ahmet Nedim

Yiyin efendiler...
Memurun, işçinin kemerini sıkan hükümet, Çankaya Köşkü’nün bütçesine yüzde 25 zam yaptı. Çankaya’nın 2009 yılı bütçesi 69 milyon 300 bin YTL oldu. Yalnızca tadilat işlerine, 23.5 milyon YTL’lik ödenek ayrıldı (Bu paraya yeni bir köşk bile yaptırılır)... Ahmet Necdet Sezer 7 yılda 110 milyon YTL harcamıştı... Gül ailesi bir yılda yaklaşık 70 milyon YTL harcayacak... Acaba zihinlerinde “Fakir ülkenin yarıdan çoğu yoksulluk sınırı altında yaşarken biz bu saltanatı hak etmek için ne yaptık?” gibi bir vicdani soru oluşuyor mudur? Hiç sanmıyoruz...

Komisyon yattı...
İşkence olaylarını bir ara unutur gibi olmuştuk... Yeniden gündeme girdi. Neden?
Sebeplerden birini Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun CHP’li üyesi Ahmet Ersin anlatıyor:
“AKP’li Mehmet Elkatmış’ın İnsan Hakları Komisyonu Başkanı olduğu geçen yasama döneminde komisyon olarak, sık sık karakollara ve cezaevlerine baskınlar yaparak denetlerdik. Bu dönemde Zafer Üskül başkanlığında çalışıyoruz... Şimdiye dek herhangi bir karakol ya da cezaevine baskın yaptığımızı hatırlamıyorum. Anlayacağınız yeni dönemde meydanı boş bıraktık. Sebep biraz da bu...”

Kepenk soruları
Önceki gün Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu’nun pek çok il ve ilçesinde on binlerce esnaf kepenk kapattı. Başbakan Erdoğan ciddi bir ön hazırlık ve organizasyon isteyen eylemi nasıl mı izah etti?
Efendim PKK esnafı tehdit etmiş...
Dükkânını kapatmazsan sonun iyi olmaz, demiş...
Korkuya kapılan esnaf da tehditlere boyun eğmiş...
Şimdi... Böylesine büyük çaplı bir tehdit organizasyonu nasıl yapılabilir?
Ya dükkânlar tek tek dolaşılarak ya telefonla ya da bu ikisi birden kullanılarak.
Böylesi büyük çaplı bir toplu tehdit kampanyasını devletin istihbarat güçlerinin haber almaması mümkün müdür? Mümkün olamayacağına göre, bu süreçte ne yapılmıştır?
Esnafı tehdit eden ya da etmeye hazırlanan bir tek PKK yandaşı yakalanmış... Bir tek tehdit telefonu görüşmesi saptanmış... Kepenk kapatma sonrası tehditte bulunduğu gerekçesiyle bir tek kişi gözaltına alınmış mı?
Şu ana kadar böyle bir yakalama veya gözaltına alma olayı duymadık da... Merak ettik...

İçkiye geldi mi 22 - 23 yaşındakiler ancak reşit sayılıyor ama iş küçük kızlara tecavüz etmeye
gelince 14 yaşındaki kız reşit sayılsın istiyorlar... Sapıklık başka nedir?
B. M

İşçi Partisi
İşçi Partisi’nin bir iddiasını gündeme getirmiştik... Genel Başkan Doğu Perinçek ve yardımcıları parti görevindeki eylemleri nedeniyle yargılandıklarını anımsatıyor, Yargıtay Başsavcısı’nın soruşturma başlatması ve davanın Anayasa yargısına taşınması gerektiğini belirtiyorlardı.
Konuyu dün Yargıtay çevrelerinden soruşturduk...
Aldığımız bilgiye göre...
“Partili de olsalar kişilerin kişisel eylemlerle ilgili davaları mahalli mahkemelerde görülür.
Anayasa yargısı tüzel kişilikle ilgilenir...
Deliller getirtilir, incelenir...
Odaklık unsuru gerçekleştiği kanaati oluşursa Yargıtay Başsavcılığı davayı açar...
Nitekim Ergenekon soruşturmasının 2500 sayfalık iddianamesi ile 450 klasörden oluşan deliller istenmiş ve incelemeye alınmıştır... Yargıtay Başsavcılığı bir odak olma durumu saptarsa İP hakkında dava açacaktır...”