Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık Pencere Peki biz ne olacağımızı neden bilmiyoruz? Bir ülke yarın ne olacağını bilmez mi?Bilmiyoruz, çünkü AKP'nin yarattığı fidelikte ne yetişeceğini kestiremiyoruz...Okullarda, yurtlarda, kurslarda, denetim dışı kalmış radyo televizyon yayınlarında din adına Atatürk, cumhuriyet, çağdaşlık, bilim düşmanlığı öğretiliyor... Gençliği anaokulundan başlayarak şekillendiriyor; kaderci, ezberci, kul yapılı veya lümpen bir nesil oluşturuyorlar.Bu fidelikten hangi ürün alınır? Nasıl bir fotoğraf ortaya çıkar? Kim bilebilir?..Bunu bugün iktidarda olanların dahi kestirebileceklerini sanmıyoruz...Bakınız Prof. Aysel Ekşi ne diyordu üç gün önce Cumhuriyet'teki yazısında:"Devlet ve hükümet desteklemese dahi... aşırı dinci gruplar bir kere belli bir güce ulaşırsa, o ülkede Müslüman insanların doğumundan ölümüne kadar tüm yaşamlarına karışma hakkını kendilerinde görüyorlar. Sonuçta istedikleri baskıyı yapmakta, insanların yaşamını din adına istedikleri gibi saptırmakta engel tanımıyorlar."Yarın ne olacağımızı kim bilebilir? Üç ay önce "Türkiye Malezya olur mu?"yu tartışıyorduk... Geçen akşam baktık Kanaltürk'te Merdan Yanardağ'ın programında uzmanlar oturmuş, "Türkiye Pakistan olur mu?" sorusuna yanıt arıyor... "Muasır medeniyet" hedefiyle yola çıkmış olup daha düne kadar AB üyesi olma umudunu koruyan Türkiye Cumhuriyeti bugüne dek akla gelmemiş alternatifleri konuşuyor: Malezya mı oluruz, Pakistan mı? Başbakan Yardımcısı Çiçek, "Anayasa yapmak, Ağrı Dağı'nı yerinden oynatmak gibi bir şey" demiş. Cumhuriyetin temel taşlarını yerinden oynatmak için çektikleri eziyete bakın... * Muğla Milletvekili Ali Arslan, Enerji Bakanı'na soruyor: " 27.12.2007 tarihinde Türkiye Kömür İşletmeleri'ne bağlı Yatağan Geli tesislerinde, üst düzey bir yöneticinin verdiği sözlü emirle lokale gelenlere perşembe günü olduğu gerekçesiyle içki servisi yapılmamıştır. Acaba neden?" TBMM'de görüşülmekte olan sigara yasasını destekliyoruz... Ancak yasaklar çok ileri giderse kimse uymaz. Bu defa uygulanabilecek maddeler de uygulanmayabilir. Örneğin filmlerde sigaralı sahne yasaklanıyor. Bunun yerine "sigarayı özendirici" sahneler yasaklansa daha iyi olmaz mı? Ayrıca bar,birahane ve mahalle kahvelerinde sigaranın tamamen yasaklanması da biraz aşırı göründü bize... Uygulamak mümkün olsa iyi de... Uygulanabilir mi? Sigara yasakları Yılbaşı gecesi Taksim'de Avustralyalı turist kızın cinsel tacize uğrayışını pek çok televizyon muhabiri görüntüledi, pek çok gazete muhabiri resimledi... Ancak genç kızı epey hırpalandıktan sonra bir İranlı ile bir eczane kalfası kurtardı. Peki olayı görüntüleyen medya mensupları ne yaptı?Okurlarımız Demet Erel ve Atilla Arkan sormuşlar:- Sizlerin ilkesi "Önce insanım, sonra gazeteci" değil midir?Öyledir. Öyle olmalıdır. Ancak uygulamada maalesef "önce ekmek" kuralı geçerli... "Ben orada zor durumdaki insanı kurtardım, resim çekemedim" diyen muhabirin işini kaybetme korkusu var oldukça ilkeler işlemeyecektir. Önce insan ilkesi Avrupa Birliği, Ceza Yasası'nın "Türklüğe hakareti" suç sayan 301. maddesinin değiştirilmesinde çok ısrarcı... Tabii biz de değişmeyi savunuyoruz. Ama biz Türkiye'de demokrasinin tek sorunu buymuş gibi davranmıyoruz. Acaba AB'nin gerekçesi nedir? CHP Milletvekili Atilla Kart'la konuşuyoruz:- 301. maddede yeni bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Madde, özü korunmak kaydıyla daha somut ve objektif esaslar içerecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Ben de bu fikirdeyim.- AB'nin bu maddeye özellikle "Soykırım yapıldı" diyenleri susturduğu için karşı olduğu söyleniyor... Türklüğe hakaret yerine "Türk milletine hakaret" deyimi getirilince soykırım Osmanlılar döneminde yapıldığı için "Soykırım yapıldı" demek cezadan muaf hale gelecek... AB'nin ısrarının sebebi sizce de bu olabilir mi?- Doğrudur... Yapılmak istenen şey esasında Ermeni soykırımı yapıldığını kabul ettirmenin hukuki altyapısını oluşturmaktır. Böylece karşı taraf daha güçlü bir hukuki dayanağa sahip olacak ve arkasından tazminat ile toprak talebi gelecektir. Reddi miras yapıyorum da diyemezsiniz, çünkü örneğin Lozan'da Osmanlı'nın borçlarını kabul edip ödeyerek Osmanlı'nın mirasçısı olduğunuzu kabul etmişsiniz. Dolayısıyla, maddede değişikliğe giderken çok dikkatli olmalı, sonunda tazminat ve toprak taleplerine kapı açacak hatayı yapmamalıyız... 301'in arkası... Avustralya'da bir gazetenin düzenlediği bilmecede yer alan testi yayımlamıştık. Türkiye yolsuzluk sıralamasında 77. görünüyordu. Okurlarımız Transparency International'ın 2007 yılı raporunu göndermiş. Türkiye yolsuzluk sıralamasında 64. sıraya yükselmiş. Sıralamanın en temiz ülkeden en kirliye doğru yapıldığını anımsatalım...Bu arada Liberal Parti lideri Cem Toker'in esprisini de eklemeden geçmeyelim... Diyor ki Cem Bey:- Transparency International şirketine biraz para yedirsek de yolsuzluk sıralamasındaki yerimizi daha yukarılara kaydırsa! Şeffaflık notu 14 Nisan Yarın Ankara'da Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde saat 15.00 - 18.00 arasında önemli bir toplantı ve panel var... Konu: 14 Nisan bir halk hareketidir... m.asik@milliyet.com.tr Konuşmacılar Işık Kansu, Naki Selmanpakoğlu, Birgül Ayman Güler, Mustafa Balbay, Şahin Filiz...