Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İlk skandal geçen yaz KPSS sınavında patladı... Çok sayıda aday eğitim bilimlerinde 120’şer puan çekince dışardan kopya aldıkları saptandı. Tepkiler artınca Başbakan hem MİT Müsteşarı’na hem Emniyet Müdürü’ne talimat verdi: “Sorumluları yakalayın, dosyayı da ilk önce bana getirin” dedi. Aradan 8 ay geçti ama soruları kimin çaldığı, organizasyonu kimin yaptığı hala ortaya çıkarılamadı... Ya da çıkarıldı açıklanamadı!
Ama o karambolda yıllarca ÖSYM’yi başarıyla yönetmiş olan Prof. Ünal Yarımağan ve kadrosu görevden alındı. Acele çıkarılan yasayla ÖSYM yeniden örgütlendi.
Yeni dönemin ilk skandalı üniversite sınavına 2 okulda sadece kız öğrencilerin alınması, harem selamlık uygulaması yapılmasıydı. Bunu yapanların sınavlarda başka tür kayırmacılığı da pervasızca yapabileceğini yazmıştık.
Aradan birkaç gün geçmeden şifre skandalı patladı. Matematik sorularının şifre ile çözülebildiği ortaya çıktı. Kimi uzmanlar 40 sorudan 36 - 37’sinin şifre ile çözülebildiğini bildiriyor. Yetkililerin “Her öğrenciye ayrı kitapçık verdik” açıklaması kuşkuları dağıtmadı...
Genel tahmin; KPSS sınavlarını dışardan manipüle eden şebeke artık ÖSYM’nin içinde de çalışmaya başlamıştır. Amaç bellidir... Yandaş öğrencilere avantaj sağlayarak devlette olduğu gibi üniversitelerde de kadrolaşmak... “Sizden - bizden” ayrımını okul sıralarına indirmek...
YÖK ve ÖSYM Başkanları son olay konusunda doyurucu açıklama yapamazsa istifa etmelidir. Yıllarca en başarılı kurumlar arasında yer alan ÖSYM’yi üç yıl içinde adaletsizlik ve kuşkunun sembolü haline getirmek basit bir olay değildir.

Haberin Devamı

* Gazetecilerden biri meslektaşına telefon açıp “Hocam sen kendini emniyette hissediyor musun?” diye sormuş,
“Evet, şu an Emniyet’teyim” yanıtını almış...
Haldun Ertem

Gören tek kişi!
Bu sütunda 2 Mart tarihinde CHP Milletvekili Nur Serter’in Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ya sorduğu bir soruyu dile getirmiştik. Soru şuydu:
- Kopya skandalına konu olan sınavda “Test Araştırma Birimi” uzmanı olarak görev yapan ve “soruların tamamını gören tek kişi” olan Mustafa Asil, kopya skandalının patlak vermesinin hemen ardından soruşturma kapsamı dışında bırakılarak görevlendirmeyle Kanada’ya gönderilmiş ve soruşturmanın başlatılmasının hemen ardından görevinin başına geri dönmüştür.
1. Mustafa Asil hakkında neden soruşturma açılmamıştır?
2. Kendisinin “şaibeli” görülmeme sebepleri nelerdir?
Nur Serter’in sorusuna hâlâ yanıt verilmedi...

Haberin Devamı

Maziye bakınca
Eski ve güzel İstanbul’u dönemin ünlüleriyle birlikte yaşayan, sahne dünyası ve sosyetenin sırlarına ortak olan Tevfik Yener kocaman bir kitap yazdı; “İstanbul Aşk Ekmek Hayal”... Sevgili Tevfik kitabının başında diyor ki:
“İstanbul’un mavi ve kara gecelerinin içini gördüm. Şık ve harap ve de antik tarihin üstüne bina edilmiş İstanbul’un zamanı şaşırtan gündüzlerini, yüzyılların tozuna bulanmış fukarasını, yaldızlı abartılı yaşamını, renkli insanlarını, akranlarımdan 15 - 20 yıl önce tanıdım...
Gördüğüm, yaşadığım olayların çoğunu benden başka gören olmadı...”
İşte bu derya gibi kitaptan birkaç eğlenceli satır...
Tevfik yedek subaylığını İstanbul Orduevinde yapmaktadır... 1961 yılı yılbaşına doğru Orduevi Komutanı Albay Lütfü Evcimen kendisini çağırır, eline bir zarf tutuşturur, Safiye Ayla’ya yollar. Safiye Hanım yılbaşı gecesi Orduevi’nde şarkı söylemeye davet edilmektedir. Tevfik zarfı götürür, davet görevini yerine getirir... Yılbaşı akşamı da kendisini makam otomobiliyle evinden alır, Orduevi’ne getirir. Her şey hazırdır. Safiye Hanım sahnede takdim edilir... O önde, Tevfik hemen arkasında, kalabalığı yararak sahneye ilerlerler. Ancak Safiye Hanım sahnenin kapısında zınk diye durur, arkasını döner Tevfik’e gülümser. Bir türlü iki adım atıp sahneye çıkmaz. Gerisi kitaptan:
“Herkes bakışıp duruyordu. Biz de Safiye Hanım’la bakışıyor, kibar gülümsemelerle bir metre mesafeden selamlaşıyorduk. Meraktan çatlıyordum. Bir ara başıyla ve gözleriyle ayaklarımı işaret etti. Ben de ayaklarıma baktım. Durumu anladım. Çünkü tuvaletin eteğine basıyordum...”

Haberin Devamı

BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, “Türk mahkemelerini tanımıyorum” demiş.
Milletvekili maaşı olarak her ay cebe attığın 10 bin “Türk Lira”sını pekala tanıyorsun ama...
Fahrettin Fidan