Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Deniz Tunaboylu, Moda’da Tarihçi Kitabevinde çalışan sakin bir genç.. Komünist Parti üyesi. 1 Mayıs günü Taksim’de gözaltına alındı. Tutuklandı. Bir ay hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı.Şimdi 17 yıl hapisle yargılanıyor... “1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmak suçu!” işledikleri için tutuklanan birçok genç halen hapiste... Berkin Elvan’ın doğum gününde Taksim’de “İyi ki doğdun Berkin Elvan. Mücadelemizde yaşayacaksın. Dev-Lis” yazılı pankart açan iki öğrenci hakkında 8’er yıl hapis isteniyor.

Bunlar sadece iki küçük örnek... Gezi’den bu yana öğrenci ve gençlere yönelik polis ve yargı baskısı korkunç boyutlara ulaştı... İnsaf rafa kalktı. Gencecik insanlar sırf demokratik haklarını kullandıkları için 5 yıl, 10 yıl, 20 yılla yargılanıyor. Cumhurbaşkan’ına yönelik eleştiri yaptığı için “devlet başkanına hakaret” suçundan kaç kişi tutuklandı, kaçı hapiste, sayısını bilen bile yok.

Haberin Devamı

Pekiii... Hükümet kurmak üzere olan muhalefet partileri neden bu gençlerle ilgili konuşmuyorlar? Neden programlarında faşizm kurbanı bu gençleri kurtarmak yok? Cezalar düşürülerek ve benzer yollarla bu gençler mahkemelerden ve hapis tehdidinden kurtarılabilir. Muhalefet partileri demokrasi kavgası veren gençlerin rantını devşirdiği halde onları neden unuttu?

ACZ

Taktik gayet açık. Bölgeye önce IŞİD iteleniyor... Bölge halkı IŞİD’den kaçıyor.. Peşinden ABD hava desteğinde Kürt militanları harekete geçiyor ve gelip terk edilmiş alanı kurtarıyor... Bölge Kürtlerin oluyor.
IŞİD öncesi Kobani ve Tel Abyad kimindi? Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin...
Şimdi kimin PYD’nin... Yani PKK’nın.
Sınırımızda Batı Kürdistan kuruluyor. Ankara suspus...
Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük Ülke TV’de konuşuyor:
- PKK son 6 ayda Şanlıurfa’da 3 bin çocuğu dağa kaçırdı. Sınırlarımızda PKK kontrolünde bir devlet kurma çalışmasıdır bu. Bölgenin yüzde 98’i Arap ve Türkmendir, bu nüfus boşaltılıyor şu anda...
Altı ayda 3 bin çocuğun dağa kaldırılmasını önleyemeyen bir devlet, neyi önleyebilir?
AKP’li Beşir Atalay “Seçim öncesi çözüm sürecini durdurmamız oy kaybettirdi” diyor.
Üzülmesinler!
“PKK ile işbirliğine devam ediyoruz” deseler daha çok oy kaybedeceklerdi!
Akif Kökçe
EGE
Eşit Yaşam Derneği Başkanı Nazik Işık, Ege’de kadınlara yapılan haksızlığı dile getiriyor.
Ege Bölgesinde toplam 8 ilde 67 milletvekilin sadece 9’u kadın.
Yani toplam milletvekillerinin yüzde 13.4’ü.
2015 Genel Seçimleri sonucu Meclis’te kadın temsil oranı Türkiye ortalaması olarak yüzde 17.8 olduğuna göre, Ege Bölgesi Türkiye ortalamasından 4,4 puan daha altında kalıyor.
Oysa Ege’li kadınlar her türlü siyasi faaliyette en önde yer alıyorlar.
Demek ki daha aktif olmalı, özellikle seçilme haklarına sahip çıkmalılar.
Cilalama zamanı!
Şimdi Abdullah Gül’ü cilalayıp parlatma zamanı. Çünkü iç ve dış sermaye Erdoğan - Davutoğlu ikilisinin alternatifini yine AKP’nin içinden arıyor.
Abdullah Gül’ün danışmanı Ahmet Sever’in “Abdullah Gül ile 12 Yıl” adlı kitabı tam da bu zamanda piyasaya çıktı.
Kitap, “Gül bir gün yeniden başa geçerse neleri düzeltecek?” sorusuna yanıtlar getiriyor.
İyi ama... Abdullah Gül devletin başına geçmişti zaten.. Neleri düzeltti?
Aksine... Hükümetten gelen tüm yasaları aynen onayladı...
Hukukçular,bilim adamları, uzmanlar çoğu kez kanunlardaki sakatlıkları Abdullah Gül’e ilettiler...
Anti demokratik yasalarda onun müdahalesini istediler.
Hepsine kulak tıkadı. Erdoğan’dan gelen her kanunu ve kararı gözü kapalı imzaladı.
Türk Tarih Kurumu gibi Cumhuriyet kuruluşlarının başına Atatürk karşıtlarını atadı.
Rektör seçiminde İslamcı cepheye yakın olanları tercih etti.
Gül AKP iktidarının uzantısıydı. Teoride tarafsız pratikte partiliydi.
Kendileri AKP’nin icraatına ortaktır. İktidarın başarısızlığında eşit pay sahibidir.
Erdoğan’la farkı sadece birkaç ayrıntıda ve dış görünüştedir.