Televizyon’da Kürt açılımı tartışılıyor... AKP’li Murat Mercan diyor ki:
- Ben partinin MYK üyesiyim... Açılımın içeriğini ben bile bilmiyorum...
Acaba Başbakan ve Cumhurbaşkanı biliyor mu?
Bu soruyu Onur Öymen’e soruyoruz:
- Bence biliyorlar ama tepkilerden korktukları için söyleyemiyorlar... Bu yüzden siyasi partilerden koşulsuz destek istediler. Desteği alabilseler verecekleri tavizler konusunda muhtemelen daha açık konuşabileceklerdi.
Vatan’da Barlas Yurtsever, plan hakkında sızan bilgileri yazıyor:
“Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür, diyen Anayasa’nın 66’ncı maddesi tümden ortadan kalkıyor...”
Cumhurbaşkanı Gül çözüm modelini şöyle açıkladı:
- Modern devletler böyle sorunları nasıl çözerse öyle...
Onur Öymen soruyor:
- Belfast anlaşmasına göre İrlanda eğer ayrılmak isterse İngiltere bunu kabul edecek.. İspanya ise ETA’ya federal yetkiler verdi. Siz de bu ülkeler gibi mi çözeceksiniz?
Onur Bey devam ediyor:
- Kuzey Irak’taki PKK’yı nasıl tasfiye edeceksiniz? Bu konuyu kimse ağzına almıyor...
Güncel soru; TSK dağda PKK’ya yenilmedi. ABD’nin zorlamasıyla dağda kaybedilmeyen savaş masada mı verilecek?
Hükümet işsizlik fonundaki paranın dörtte üçünü karayolu gibi altyapı yatırımlarında kullanacakmış.
Eski adil düzenci bunlar...
İşçinin parasını müteahhite yedirecekler...
Haldun Ertem
ANADOLU TÜRKÜSÜ
Açıldım açıldım açılamadım
Gülüm açılamadım
Açılamadım yavrum açılamadım
Terazi ufak idi tartılamadım
O domuzun kızına sarılamadım
Yanlış trene bindiyseniz koridorda ters tarafa yürümenin faydası yoktur.
D. Bonhoeffer
Pisuvar açılımı
Bu açılımı da Ordu Valisi başlattı... Pisuvarları kırdırdı. Kaan Korkmaz meselenin özüne değiniyor:
“Oturarak çiş yapmak isteyen vatandaşlarımızı pisuvara yapmaya zorlayan bir hüküm yoktur... O zaman bu açılımın sadece pisuvara işemek isteyen vatandaşı engellemek anlamına geldiği görülüyor. Dolayısıyla itikadı sağlam vatandaşların özgürlüklerine bir katkısı olmadan, itikadı zayıf vatandaşların özgürlüğünü kısıtlamış oluyor.
Pisuvara işemek istemeyenler için yeterince kenef varken bu uygulamayı anlamak mümkün değil. Yoksa başı açık kadın görünce tahrik olan malum azınlık, “Pisuvar görünce dayanamayıp işiyoruz” mu dedi Vali’ye...?
Daha da vahim olan hangi vatandaşların bu talep ile valiliğe gittiği ve valiliğin bu talebi hangi gerekçe ile kabul ettiği konusu. Kendisini bu camilerin sahibi gören ve belli ki valilik tarafından da böyle kabul edilen vatandaşlar olduğu anlaşılıyor. Bu vatandaşlar kimlerdir? Bu camiler kamu malı mı yoksa ibadet için giden bir kısım azınlığa mı ait? Yarın bu kesimin itikadına uymayan başka konularda düzenleme istemeleri durumunda vali nasıl karar verecek?”
CIA çalışıyor...
Emekli Büyükelçi Uğur Ergun, dostlar arasındaki e - mail trafiğinde kimi deneyimlerini aktarıyor. Bir mektubunda CIA ajanlarını anlatıyor. Onların oldukça açık çalıştığını belirttikten sonra sözü bir farklı kategoriye getiriyor:
“Ancak bır kategori vardır ki ve bu kategoriye girenleri CIA öyle bir angaje eder ki, angaje olunan kişi CIA için çalıştığının farkına bile varmaz...
Bunlar maaş filan almaz, CIA bordrosunda da görünmezler.
CIA bunları öyle bir kurgular ki, ABD’nin amaçlarına bordrolu ajanların yapabileceğinin çok üstünde hizmet ederler.
CIA işe “maden”i keşfetmekle başlar.
Kişide ego yüksek, karakter düşük olmalıdır.
Kişi ülkesinin makbul ve nitelikli çoğunluğunun üzerinde birleştiği görüşlere ters çıkışlar yaparak yıkık psikolojisini onarma gereksinimi içinde olmalıdır.
Kişinin gösteriş merakı CIA tarafından en çok aranan niteliği oluşturur...
Bu nitelikte kişilere “ben neymişim” dedirtmek için yöntemler geliştirmek hiç zor olmaz.
Örneğin kişi gazeteciyse arada bir onu Washington’a davet ettirmek, garibanı bila ücret CIA emrine sokmak için yeterlidir.
Hele bir de Türkiye’de gözünde büyüttüğü kişilerden ona kolay randevular sağlarsan, birtakım davetlere çağırtır, adam yerine konulduğunu hissettirirsen, hizmeti daha da iyi yapacak duruma gelir.
Yeni ajan aslen kendini izleyemeyen bir karakterde olduğundan çok beğenilen bir kişi olduğunu sanır! İçinde rahat ettiği ve kişiliğini bulduğu çevreye çabuk ısınır. Uzun yıllar CIA’ya hizmet edecek bir kıvama gelir.
CIA mensupları onlarla Türkiye’de de sık sık birlikte olurlar.
Fikir teatisinde bulunulan konular bellidir: Kıbrıs, Ermenistan, Kürt konusu, İslam konuları vs... CIA tarafından tohumlanmış bu ajanlar doğal olarak sözleşmiş gibi aynı tezleri savunurlar. ABD çıkarlarının sözcüsü olurlar...”
Uğur Ergun’un sözünü ettiği bordrosuz CIA ajanları pek de yabancı gelmiyor!
Küreselleşme rüzgârı dünyadaki bütün renkleri silip süpürüp kendi rengine boyarken, bizdeki küreselleşme taraftarları “farklı renkleri” ortaya çıkarma gayreti içine girdiler.
Hayırlısı bakalım!
Sevgi Arslan
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025