Açık Pencere - Bakıyorsunuz birçok şey harabe... İstiyoruz ki 'biz bu harabeleri verelim ve buraları güzel oteller haline getirelim'. 'Otel olmaz' diyorlar hemen. Diyorlar ki 'istemezük, olmaz'.Sanırız bu satırları okuyunca Güngör Uras dostumuz da acı acı gülümsemiştir. Sultanahmet'te Bizans kalıntılarının üzerine otel yapılmasını ancak Başbakan'ın durduracağını yazmıştı geçenlerde...Sadece o değil... İstanbul'a ve tarihine saygılı birçok yurttaş Sultanahmet'te antik yapılar üzerine yapılan Four Seasons otelini ancak Başbakan'ın direktifinin kurtaracağını umuyor ve sanıyordu. Ve Başbakan son sözünü söyledi:- Harabeleri verelim, otel yapalım...Ülkenin tarih ve kültür mirasını Başbakan'ın "harabe" diye nitelemesi doğrusu tarihe geçecek bir ifade... Turistlerin ülkemize otellerde yatmaya değil o harabelere görmeye geldiğini anlatmak da sanırız bu saatten sonra gereksiz... Milliyet'in dün birinci sayfasında yer alan haberi görünce kahkahalarla gülmemek mümkün müydü? Hani "Cumhuriyet Bizans'ı sistematik olarak tahrip ediyor"du... Hani Başbakan Erdoğan ise kendisinden önceki liderlere göre Bizans eserlerinin korunması konusunda çok titiz idi.. Ve hani Tanrı onu adeta Bizans eserlerini korusun ve kurtarsın diye başımıza getirmişti ya... Bakınız ne diyordu aynı Erdoğan Antalya'daki konuşmasında: Soru: Generaller hariç herkesi azarlama eğilimine sahip Erdoğan bu alışkanlığından ne zaman vazgeçer? Yanıt: Herkes kendisi gibi düşündüğü zaman... * Borsa düşmüş! Sebep global dalga imiş... Bu ne dalga böyle? İşler iyiye gidince AKP başardı, kötüye gidince global dalga! Bazı dostların öldüğünü duyunca nazara pek inanmasak da "nazar değdi" demekten başka söz bulamıyoruz... Bizim gibi Cüneyt Koryürek'in yaşam titizliğini, kalenderliğini, zarafetini yakından bilenler onun çok uzun yıllar yaşayacağını düşünürdü. 77 yaşındaydı ama 27 yaşında gibi gençti. Sportmendi. Neşeliydi. Dünya ile barışıktı. Sapına kadar dost adamdı. Onu ancak bir trafik canavarı öldürebilirdi. Ki öyle oldu. Hayatımızdan ve dünyadan bizim için bir dostun da ötesinde bir yaşam idolü, bir zarafet sembolü eksildi. Ne yazık... Cüneyt Koryürek Eurosport'ta pazar günü bayanlar olimpiyat elemeleri finalini izliyoruz. Almanya'da Rusya ile Polonya karşılaşıyor. Tribünde binlerce Polonyalı var. Spiker arkadaş Polonya'da sadece voleybol sporuyla ilgili kulüplerin bulunduğunu anlatıyor. Bu maçları izlemeye Polonya'dan yaklaşık 5 bin sporsever gelmiş. Erkekler olimpiyat elemeleri geçenlerde İzmir'de yapıldı. En kalabalık maçta salonda 2800 izleyici varmış. İşte kargadan başka kuş, futboldan başka spor bilmeyen ülkemizin acıklı hali... Bu arada Eurosport'un Türk spikeri maçı o kadar güzel anlattı ki... Aşk olsun... Voleybol keyfi... Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, "Haftanın Sohbeti"nde Sabah gazetesine konuşmuş. Ecevit Kılıç'ın Malatya katliamı ve Hırant Dink cinayeti soruşturmalarında yaşanan skandallarla ilgili sorusunu yanıtlarken diyor ki:"Kamuoyunda haklı beklenti var. Malatya ve Dink olayına karışan Emniyetçiler varsa gereken yapılmalı. Bunlar yargı aşamasında tespit edilirse yargı da üzerine düşen görevi yapmalı... Mesela bazı savcıların, başka dosyalarda telefon kayıtlarında ismi geçti, hemen Teftiş Kurulu Başkanı ve Cezaevi İşleri Genel Müdürü'nü görevlendirerek olayın doğru olup olmadığının araştırılmasını istedim. Hem İçişleri Bakanı hem Emniyet Genel Müdürü olayın üzerine ciddiyetle gitmeli."Sayın Bakan'a anımsatalım... İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Trabzon'da iki eski Emniyet müdürü dahil 8 Emniyet mensubu hakkında soruşturma açılmasını istemişti. İçişleri Bakanı'na bağlı Trabzon Valiliği soruşturmaya izin vermedi... Öte yandan... İstanbul Emniyeti'nde bütün sorumlular için soruşturma açılması istendi. Ancak sadece bir tek yetkilinin soruşturulmasına izin verildi. Kimi Emniyet yetkilileri hükümetin de yardımıyla soruşturmadan kaçırılıyor. Dink ailesinin avukatları yargılamanın eksik kanıtla yapıldığını, sağlıklı bir sonuca ulaşamayacağını söyleyip duruyor... Ama dinleyen yok. Kimi köşe yazarları hedef saptırmaya ve cinayetin soruşturmasında hükümetin ihmalini gizlemeye çalışmakla meşgul...Sayın Şahin'in Emniyet'in soruşturulmasıyla ilgili uyarıları yerinde... Ancak o sözleri gazeteciden önce Beşir Atalay'a söylemeli... Bu arada, sözünü ettiği "savcılarla ilgili soruşturma" ne oldu? Onu da açıklamalı... Bakan'a tavsiye! * Modacı Cemil İpekçi'den sonra, sinemacı Sinan Çetin de AKP'ye övgü düzmeye başladı. Bugüne kadar sevmediğimiz bazı ünlüleri artık neden sevmediğimizi biliyoruz... m.asik@milliyet.com.tr
