Çarpıcı fotoğraf 2003 yılında Cem Uzan'ın Star gazetesinde yer almıştı. Afgan mücahitlerinden Gülbeddin Hikmetyar taht gibi bir iskemlede oturuyor, Tayyip Erdoğan dizinin dibinde bağdaş kurmuş vaziyette görülüyordu...Baykal kürsüden sordu:- Sayın Erdoğan hangi Erdoğan'dır? Hikmetyar'ın önünde diz çöken mi? Anıtkabir'in önünde sap gibi duruyorlar diyen mi? Yoksa Anıtkabir'de saygı duruşu yapan Erdoğan mı?Başbakan Erdoğan, bu sözler üzerine Meclis kürsüsünde ilk kez Hikmetyar konusundaki suçlamalara cevap verdi:- O fotoğraf 1986 yılında çekilmiştir. Hikmetyar Afganistan'ın Başbakanı sıfatıyla resmi davetle Türkiye'ye gelmiştir. Ben de o zaman siyasi bir partinin il başkanıydım...Vatan gazetesi dün anımsattı:- Hikmetyar Türkiye'ye resmi davetle değil, Refah Partisi'nin davetiyle gelmişti. O yıllarda başbakan değil, Afgan mücahit lideriydi. Hikmetyar 1990'da başbakan oldu...Bir başbakanın her söylediği kuşku yaratmaya başladı mı o başbakanın ülkeyi yönetmesi zorlaşır. Erdoğan konuşmalarında çok fazla yanlışa basıyor... Hiç iyi gösterge değil... Sanıyoruz Tayyip Erdoğan daha önce Hikmetyar konusuna hiç girmemişti. Bütçe görüşmelerinde Deniz Baykal konuyu açınca o da mecburen konuştu... Erdoğan, Meclis'te konuşmuş: "Yolsuzluk iddialarını ispatlamayanları... Oraya üç tane nokta koyuyorum." Üç nokta, "şeyini şey ettiğim" olabilir mi? Hasan Cemal'in "Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim" adlı kitabı 14 baskı yapmış... Bir kitap yazarı için iyi sayılabilecek satış... Ama onca hasara değdi mi?Artık hayatta olmayan insanların aziz hatırasında açılan yaralar... Cumhuriyet hasımlarına verilen kozlar... Ve çıkan tartışmada ortalığı kaplayan toz duman içinde Milliyet'i de yaralayan suçlamalar... Gazetenin Fethullahçılarla işbirliği yaptığı türünden haksız imalar...Soru gelip hep aynı noktaya takılıyor: Değdi mi? Cumhuriyet ve ötesi 'Aşkın'a reva görülen bu muameleyi ve uzun gözaltı süresini tasvip etmek mümkün değil."Koç Holding Başkanı Mustafa Koç'un yukardaki sözleri, yargıya yönelik olduğu halde neden bu sözlere ilk tepkiyi Başbakan Erdoğan verdi?Okurumuz Tanju Sayın haklı olarak soruyor:- Yoksa Deniz Baykal'ın "Yücel Aşkın'a yapılan muamelenin arkasında Başbakan ve Adalet Bakanı var" iddiası doğru mu? Adaletin gölgeleri 'Bugün bir simit 300 bin lira. Bir bardak çay da öyle... Beş kişilik aile bir ay boyunca çay ve simitle beslenirse asgari ücret yeteceği gibi ayrıca 80 milyon lira da artar.'Sadece din değil "hesap - kitap" konusunda da bir hayli mürekkep yaladığı! anlaşılan Tayyip Erdoğan, bildiğiniz gibi son Bütçe konuşmasında bu hesabı yaptı. Asgari ücretle çalıştığını söyleyen okurumuz Ercan Gezginci, hesapla ilgili olarak telefonda dedi ki;"Çok şükür ki Başbakanımız insafsız, gaddar biri değil! Eğer öyle olsaydı örnek verdiği ailenin bireylerine böyle bonkörlük yapıp her öğün çay içirtmez, günde ikiye ya da bire indirir... Simitten de biraz fedakârlık yaptırır, aylık tasarrufu 150 - 200 milyon liraya kadar çıkarabilirdi. Ama o bir halk çocuğu olduğu için bu insafsızlığı yapmadı. Böylesine bizden biri olan bir Başbakan'a sahip olduğum için ben şahsen çok mutluyum. Sizin aracılığınızla kendisine en halisane duygularla sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum." Sevilen adam! Gerçek zenginlik sadece ruhun içsel zenginliğidir. Geri kalan ne varsa kazançtan çok bela getirir... Okurumuz Jale Mildanoğlu'nun Teknosa'dan aldığı cep telefonuyla ilgili şikâyetini yazmıştık. Firma, konuyla ilgili yaptığı açıklamada özetle diyor ki:"Firmamız doğrudan ithalat yapmamakta, yetkili distribütör firmaların ithal ettiği, üzerinde onaylı etiket bulunan cihazları satışa sunmaktadır. Sayın Mildanoğlu, Cevahir Alışveriş Merkezi'ndeki mağazamızdan 1 adet Nokia telefon satın almıştır. Daha sonra başvurarak telefonuna "kayıt dışı" olduğuna ilişkin mesaj geldiğini söylemiş, telefonu geri vermek istemiştir. Firmamız "hata kendisinden kaynaklanmadığı için" cihazı geri almamış ancak çözüm yolunu göstermiştir. Sonunda firmamızın da katkısıyla sorun çözülmüş, şikâyet tamamen ortadan kalkmıştır. m.asik@milliyet.com.tr Teknosa'nın yanıtı