ABD’nin Chicago kentinde işçiler 1886 yılında 8 saatlik iş günü için genel greve gittiler. Polisin ateş açması sonucu, çok sayıda işçi öldü ve yaralandı... 1889’da yani bundan 119 yıl önce 1 Mayıs günü İşçi Bayramı ilan edildi...
Ancak Türkiye’de 1 Mayıs hâlâ bayram olarak değil, 1886’daki orijinal haline uygun biçimde polisin işçiye saldırısıyla kutlanıyor!
1977’de en kanlı 1 Mayıs’a yaşadık.
İktidarlar ısrarla o 1 Mayıs’ı unutturmamaya çalışıyor...
Dün sabah ilk haber DİSK merkezinden geliyor:
“06.30 saatlerinde, 1 Mayıs için DİSK binası önünde toplanan kalabalığa çevik kuvvet polisleri panzerler ve gaz bombaları eşliğinde saldırdı...”
Sözde, Taksim’e izin verilirse provokatörler olay çıkarırdı... Onlara gerek kalmadı... Ne provokatörler, ne işçiler kimseyi tahrik etmeden devlet güçleri olay çıkarma işini üstlendi! Başbakan istedi vali “gereğini” yaptı.
Gözümüz “tarihte bugün” sayfasına gidiyor...
Yıl 1921: Tersane işçileri, işgal altındaki İstanbul’da 1 Mayıs’ı kutladı. İştirakçı Hilmi önderliğinde Halk İştirakiyyun Fırkası’nın düzenlediği 1 Mayıs’a işçiler kızıl bayraklarla katıldı ve Kasımpaşa’dan Şişli Hürriyet-i Ebediye Tepesi’ne kadar yürüdüler.
Yıl 1923: İstanbul’da tütün işçileri, askeri fabrika ve demiryolu işçileri, fırıncılar, tramvay, telefon, tünel, gazhane işçileri 1 Mayıs’ı sokakta kutladılar. “Yabancı şirketlere el konsun”, “8 saatlik iş günü”, “Hafta tatili” pankartlarını taşıdılar.”
Ve bugün... Yıl 2008: İstanbul düşman saldırısına uğramıştan beter...
Maliye Bakanı Unakıtan, “Enflasyon ve büyüme hedefi tutmaz” demiş.
Ne olduysa son günlerde kimi AKP ileri gelenleri muhalefet ağzıyla konuşmaya başladı...
Haldun Ertem
“Beni bağlamaz”
AKP 6 klasör tutan savunmasını Anayasa Mahkemesi’ne verdi. Biz de böylece isnat edilen suçlamalara karşı yanıt ve savunmalarını öğrenmiş olduk. Savunmaya birlikte göz atalım:
- Tayyip Erdoğan’ın 1994 - 95’te söylediği sözler AKP’nin kapatılması için kullanılamaz. Sözler doğru olsa bile zaman aşımı süresi çoktan geçmiştir, hukuki değeri yoktur.
- Bülent Arınç’a isnat edilen suçların hepsi TBMM Başkanlığı dönemine rastlıyor. O dönemde AKP ile ilişkisi kesilmişti.
- Milli Eğitim Bakanı’nın yayımladığı genelgeler bizi bağlamaz. Çünkü idarenin kusurundan partiler sorumlu tutulamaz.
- Belediyelerin yaptıkları kendi icraatlarıdır. Onlar da AKP’yi bağlamaz.
Nasıl bir parti bu? Üyelerinin, bakanlarının, milletvekillerinin, belediye başkanlarının parti politikası doğrultusunda yaptıkları (sonradan da reddedilmemiş) eylem ve konuşmalar partiyi bağlamıyor. Sadece o kişileri bağlıyor!
Bu savunmanın, “AKP’yi bağlayıp bağlamayacağını!” Yargıtay Onursal Başkanı Sabih Kanadoğlu’na soruyoruz. Gelen yanıt:
“Bence bu savunma hiç kimseyi bağlamaz!..”
Enflasyon pişkini!
Önce, 2008 için enflasyon hedefinizi yüzde 4 olarak açıklayacaksınız... Sonra, başta kendiniz olmak üzere hiç kimsenin inanmadığı bu orana göre çalışanlara zam yapacaksınız... Özel sektör de kendi çalışanlarına aynı oranda ücret artışı yapacak... Ve hedefin hiç gerçekçi olmadığı yılın daha ilk aylarında ortaya çıkacak... TÜİK’in rakamlarına göre ilk üç aydaki fiyat artışları yıllık tahmini bulacak... Ve sonra... Mızrak çuvala sığmaz hale gelince... O tahmini yapanların başında gelen kişi ortaya çıkıp inanılmaz bir pişkinlikle;
- Gerçekçi olalım. Yüzde 4’leri falan hiç kimse beklemesin, diyecek.
Peki, sormazlar mı şimdi bu lafı eden Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a:
- Siz, yanlış hesap mı yaptınız yoksa çalışanlara daha düşük zam vermek için bile bile düşük tahmin mi yaptınız?
Gerçekçi idiyseniz, ilk üç ayda ne gibi olağanüstü bir olay oldu ki hesabınız bu kadar şaştı? Baştan gerçekçi değil idiyseniz, ayıp etmediniz mi? Şimdi ne yapacaksınız? Mağdur ettiğiniz milyonlarca insanın kayıplarını telafi etmek için ek zam yapacak mısınız? Yoksa bir şey olmamış gibi yola devam edecek misiniz?
* Soru Tercüman gazetesinden:
Cumhurbaşkanı Gül ve ailesinin 3 günlük
Antalya tatili 24 bin dolar tuttu. Peki fatura
nasıl ödendi? Eğer Gül ödediyse, “Bu servet
neredeen?”... Eğer Köşk’ten ödendiyse, “Bu nasıl iş?”... Bedava kaldıysa “Neden?”
Sakıncalı afişler
ÖDP’nin aşağıdaki 1 Mayıs afişi İstanbul Valiliği’nce yasaklandı... Bakın mesaj ne kadar vahim!
“Zengin dostu, yoksul düşmanı
AKP’ye dur de!
Eşit - Özgür - Demokratik Türkiye için 1 Mayıs’ta alanlara”
Şu afiş de son günlerde bir mitingde göze çarpmış:
“Senin çocuğuna gemicik/ Benim çocuğuma 65 yaş/ Vekile gazi kıyağı/ Asile AKP kazığı/ YÖK Başkanı’na yüzde 30/ Emekli vatandaşa yüzde 2/ Benim Tanrım adil ol diyor/ Ya seninki?”
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025