Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık Pencere "411 el kaosa kalktı" diye manşet atmış, Başbakan bu manşeti sert şekilde eleştirmişti...Biz de o zaman "Başbakan'ın kaos çıkmasını istemediği" izlenimine kapılmıştık.Hatta... Başbakan'ın kimi sözlerine bakarak, Anayasa Mahkemesi karar vermeden Anayasa değişikliklerini yürürlüğe koymayacakları kanısına varıp sevindik...Ne var ki, beklentiler boş çıktı... İktidarın emir eri konumundaki YÖK Başkanı dün üniversitelere "Türbanlıları alın" genelgesi gönderdi. Anlaşıldı ki... Hükümet kaostan çekinmek ne kelime.. Kaostan yarar ummaktadır. Nitekim dün kimi üniversite türbanlıları aldı.. Kimileri Anayasa değişikliği türbanla ilgili yasağı kaldırmıyor gerekçesiyle almadı. Kaos başladı...YÖK Başkanı Prof. Özcan, "Anayasa değişikliği yeterli ayrıca kanun çıkarmaya gerek yok", havasında. Oysa Anayasa'nın 42. maddesine eklenen hüküm "Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanılmasının sınırları kanunla belirlenir" diyor. Anayasa bizzat kanun çıkarılmasını şart koşuyor.Peki AKP neden kanun çıkarmıyor. Bir kanun hazırlandı. Ama onun da Anayasa Mahkemesi'nden geçmeyeceği anlaşıldı. O yüzden üniversiteyi karıştırıp karambol yaratarak sonuç almak istiyorlar.Böyle ülke yönetilir mi? Türbanla ilgili Anayasa değişikliği TBMM'den geçince Hürriyet: Ordumuz K. Irak'ta kara harekâtı yaparken milletvekilleri de kendi maaşlarına zam için "para harekâtı" yapmış. Yani, milletin aklı cephede, vekilin aklı cepte... AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, dünkü basın toplantısında sözlerini bitirmiş, sıra sorulara gelmişti. Bir bayan gazeteci sorusunu sordu. Arkasını arkadaşımız Fahrettin Fidan'dan dinliyoruz."Bekir Bozdağ bayan gazeteciye tam yanıt vermeye başlamıştı ki... Soruyu soran arkadaş bir anda yerinden fırlayıp koşar adım salonu terk etti. İlk akla gelen arkadaşımızın ani bir sağlık sorunuyla karşılaştığı oldu. Ama az sonra gerçeği öğrendik. Arkadaşımız bir haber kanalının muhabiriydi. Sorusunu sorduğu sırada rakip kanaldaki arkadaşının hızla dışarı çıktığını görünce, Bozdağ'ın yaptığı açıklamaları benden önce kanalına aktarıp atlatacak telaşıyla o da kendisini dışarı atmıştı. Daha sonra rakip kanaldaki arkadaşının dışarıya kendisini cepten arayan biriyle konuşmak için çıktığını öğrenmiş ama... Olan da olmuştu..."Acaba TV'ler muhabirleri fazla mı sıkıyorlar? Yoksa elemanlar mı fazla rekabetçi? Rekabet Ankara Belediyesi'nin 1872 YTL maaşlı genel müdürü, sekreteriyle evlenebilmek için imam nikâhlı ikincieşine 500 bin YTL nakit, 500 bin YTL senet vermiş. Biz de Ankara'ya niye yağmur yağmıyor diye düşünüyorduk! Bu gidişle başımıza su değil, taş yağacak... Milliyet'te dün fotoğraflarını gördünüz... Hem kamuda, hem liselerde türban rahatça takılıyor. Karışan görüşen yok. Zaten bugüne dek iktidardan kamu ve liselerde türbana engel olunacağına dair bir beyan çıkmadı.AKP Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ'a dün Milliyet'teki resimler soruldu... Cevap:- Şimdi arkadaşlar, medyada yer alan bazı görüntülerin sahte olduğu sonradan ortaya çıkabiliyor.- Yani Milliyet'teki o görüntüler fotomontaj mı?- Fotomontaj benim değil, sizin sözünüz.- Sizin sözünüz ne peki?- Ben genel konuşuyorum. Kamuda türban varsa ilgili makamlara ihbar edersiniz, onlar gereğini yapar.- Yapmazlarsa?- O zaman da onları ihbar edersiniz.- Kimi kime ihbar edeceğiz?Cevap yok... Diyalog * Erdoğan, "Atatürk'ün hedeflediği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmaya az kaldı" demiş. Ne güzel... Artık öfkeli değil, nükteli konuşmaya başladı... Devlet Denetleme Kurulu Üyesi Dr. Recep Sanal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e acı ifadeler içeren yazı yazıyor. Görevden affını istiyor. Affını isterken, Abdullah Gül'ün Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığı'na getirdiği Cemal Boyalı'nın bir portresini çizmeyi ihmal etmiyor:"Bu kişi; devlet hizmetindeki memuriyet kıdemi, denetim alanındaki teorik birikimi, yüksek denetime ilişkin uygulama deneyimi, kurumsal yönetim anlayışı gibi çağdaş kamu yönetiminde ve 'yüksek denetimde' önem taşıyan temel nitelikler açısından şahsımın çok gerisindedir. Bu bakımdan ilgilinin kendi meslek kıdemine, yüksek denetim alanındaki bilgi düzeyine ve yönetim anlayışına uygun bir heyet ile çalışmasının daha yerinde olacağını değerlendirmekteyim. Devlet Denetleme Kurulu Üyeliği görevimden affımı ve teşkilat bünyesinde durumuma uygun başka bir göreve atanmamı takdir ve tensiplerinize arz ederim."Kimdir Recep Sanal'ın böylesine tepki gösterdiği Cemal Boyalı? Efendim arkadaşımız Çiğdem Toker'in geçen yaz Hürriyet'te yer alan haberlerine göre Cemal Boyalı, Ankara Vergi Dairesi Başkanı iken, denetlediği Gençlerbirliği Spor Kulübü'ne 10 milyon YTL vergi cezası kesmiş... O sırada başkanı olduğu Maliyespor kulübüne 50 bin YTL "bağış" alınca cezayı 3.4 milyon YTL'ye indirmiş... Aynı şeyi Ankara Hali'nde de yapmış... Burada da Maliyespor'a kabzımallardan 800 bin YTL bağış almıştı... Daha sonra Maliye Teftiş Kurulu'nun başına getirilen Cemal Boyalı'nın ataması iki kez Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'den dönmüştü. Adı böyle ilginç olaylara karışmış bir zat Cemal Boyalı... Devlet Denetleme Kurulu gibi üzerine toz kondurulamayacak bir kurula başkan yapılmasının tepkiye yol açması sebepsiz değil... Bu arada Gül'ün yaptığı atamalardaki isabet de öyle böyle değil, turnayı gözünden vurur cinsten... m.asik@milliyet.com.tr Köşk'ün Boyalı'sı