İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü lüks baskı bir kitap yayımladı. Adı: Hüvelbaki... Kitapta “Tarihe malolmuş mezarlıklaramız” başlıklı bölümde Karacaahmet Mezarlığı baş sıralarda yer alıyor. Karaca Ahmet kimdir başlıklı bölümde de “Asıl türbesi Manisa Horoz köyünde” denilmekte...
Alevi kaynaklarında Karaca Ahmet’in yedi ayrı yerde türbesinin bulunduğu belirtiliyor. Ancak kesin yer belirtilmiyor. Türbelerin en ünlüsü İstanbul Üsküdar’daki Karacaahmet’te... Aleviler genelde asıl türbenin Üsküdar’daki olduğuna inanıyor...
Alevi araştırmacı Lütfü Kaleli ile bu konuyu konuştuk. Dediği:
- Topluma mal olmuş Yunus Emre gibi, Pir Sultan Abdal gibi, Karaca Ahmet gibi değerlerimizin birçok yerde türbeleri bulunmaktadır. Gerçekte nerde olduğunun ispatı zordur. Örneğin Yunus Emre’nin altı yerde türbesi vardır. İnsanlarımız sevgi ve inanç sonucu kendilerinden yatırlar oluşturmuştur. Fakat kesin bilgi yoktur. Şimdi Karaca Ahmet’in aslında Manisa’nın bilmem hangi köyünde yattığını yazanların asıl derdi hafta sonları dolup taşan ve binlerce insanın ziyaret ettiği türbeden rahatsız olmalarıdır. Maksatları bu dergahı basitleştirmek, ziyaret edenleri buradan soğutmak, birlikteliği zayıflatmaktır...”
Amaç gerçekten bunlar mıdır? Yoksa bir basiret bağlanması mı söz konusudur? Bilemeyiz. Böyle duyarlı konuların Alevi toplumunun da görüş ve bilgisine başvurularak yazılması gerekir.. Mezarlıklar Müdürlüğü’nün elinde asıl türbenin Horoz köyünde olduğuna ilişkin kesin bilgi varsa lütfen göndersin, değerlendirelim...
Erdoğan, “Tunceli’deki yardımları biz değil, Vali yapıyor” demiş.
Tercümesi: “Anayasa’yı ihlal suçundan kurtulmak için topu Vali’ye atıyoruz.”
Haldun Ertem
TARİHLE YÜZLEŞME!
Bir aşk öyküsü eşliğinde 6 - 7 Eylül olaylarını anlatan “Güz Sancısı” adlı filmde evlerin kapılarının önceden kırmızı haçlarla işaretlenmesinin maksatlı bir abartı olduğunu, olaylar tarihimizde utanç vesilesi olsa da bu tür sahnelerin yaşanmadığını yazmıştık. Bir başka okurumuz bir başka sahneyi anımsatıyor:
“Babasının arkadaşını öldürttüğünü anlayan kız onunla hesaplaşırken baba şöyle diyor:
- Vatan söz konusu ise gerisi teferruattır...
Bana göre filmdeki en kasıtlı cümlelerden biri buydu. Anlaşılan ‘tarihle yüzleşiyoruz’ kampanyası ‘tarihe karşı yüzsüzleşme’ girişimini de içeriyor...”
Ayıp bir yazı...
‘Türk tiyatrosunun sorunları yok mu? Var tabii ki. Ama bunu ne hikmetse yılların oyuncuları, yönetmenleri değil de sadece ve sadece bir tatlıcı dile getiriyor. Her protesto olayında en başta yürüyor. Yarım Türkçesi ile göbeğini sallaya sallaya anlatıyor. Tiyatroyu biraz bilen kişi Nedim Saban’ı oyuncudan saymaz. Hele Musevi kökenli Türk vatandaşı olduğunu bilenler...’
Yukardaki satırları Aykut Işıklar 16 Ocak tarihli Bugün’de yazdı. 120 tiyatrocu bu sözleri protesto etti. Nedim Saban da 200 bin liralık tazminat davası açtı. Bu çağda bu ırkçı bakış; biraz ayıp değil mi!.
Hayırlı işler...
CHP İstanbul Belediye Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün:
- Kuyumcu Cihan Kamer yalnız Başbakan’a değil, Kadir Topbaş’a da çok yakın, dedi.
Acaba ne demek istedi? Şunu mu...
Eyüp Nişanca Mahallesi’nde yeşil alan statüsünde 5 bin 243 metrekare arazi 17 Ağustos 2004’te Başbakan Erdoğan’a yakınlığıyla tanınan işadamları Cihan Kamer, Mustafa Şevki Kavurmacı ve Hasan Doğan tarafından ortaklaşa satın alınıyor.
Üzerine iş merkezi yapılabilmesi için gerekli plan tadili Anakent Meclisine sevkediliyor. Üzerine "AKP il Merkezi inşa edilecek" söylentisi çıkarılıyor. Böylece Anakent Meclisi’ndeki CHP’lilerin de onay vermesi sağlanıyor. Plan Meclis'ten geçiyor.
Bu pırlanta arazinin yanıbaşı gecekondu mahallesidir. Fiyakayı bozuyor. Derken Eyüp Belediyesi bu 10 dönümlük gecekondu arazisini de “yeşil alan” ilan ediyor. İstimlak kararı alıyor. Gecekondu maliklerine gönderilen yazıda aynen, “belediyemiz tarafından kamulaştırılacak olan taşınmazınızla ilgili olarak, emlak istimlak müdürlüğümüze başvurmanız gerekmektedir” deniliyor. Gariban gecekondu sahipleri paniğe kapılıyor. Arsalar ucuz ucuz Kamer - Kavurmacı - Doğan ortaklığına satılıyor. Yükselecek iş (veya alışveriş) merkezinin etrafı böylece temizleniyor. Değeri artıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın dünürü olan Kavurmacı, 3/1 hissesini 1 Mart 2006’da Kamer’e satıyor. Kavurmacı’nın zaten izinlerin kolay alınması için ortak olduğu söyleniyor. Sonuçta 15 dönüm arazi Cihan Kamer ile (merhum) Hasan Doğan'a ederinin çok altında paralara maloluyor. Mutlu son!
YSK nın “anayasal suç” uyarısını ne iktidar,
ne valiler iplemiyor; rüşvet dağıtımı sürüyor.
Ama Ergenekon davasındaki hukuksuzluğu dile
getirenlere hemen “hukuka saygı” diyorlar...
Bu “hukuka saygı” neden başka işlerde hiç yok?
Demet
* CHP çarşaf ve Kuran kursundan sonra tarikat açılımı yapmış.
O da yetmez... Tayyip Erdoğan’ın hızına yetişmek istiyorsa Baykal’ın çocuklarının gemicik ve kuyumculuk işine girmesi şart...