Adı uzun ve görünüşte iyi niyetli bir kanun tasarısı:
“Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat, Görev ve Yetkileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu Tasarısı.”
Yarın Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak tasarının tam adı aynen böyle. Kimi basın organları dün tasarının devlette yapacağı düzenlemelere yer vermişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise dün grupta tasarının hükümete “kanun gücünde kararname” çıkarma yetkisi vermesini eleştirdi. Ancak en kritik noktaya CHP Plan Bütçe Komisyonu üyesi Mustafa Ozyürek değiniyor:
- Bu yasa ile sivilde olsun askeriyede olsun hiçbir kamu görevlisinin en küçük bir güvencesi kalmayacak.
Mustafa Özyürek görüşlerine açıklık getiriyor:
- Tasarının görünürdeki amacı, kamu hizmetlerinin düzenli, etkin ve verimli yürütülmesini sağlamak. Bunun için kamuda istihdam edilenlerin atanma, nakil, terfi, görevden alma ve emekliye sevk edilme usul ve esaslarında hükümete yetki veriyor. Bu amaçla Devlet Memurları ve Türk Silahlı Kuvvetler başta olmak üzere 20 kanunda değişiklik öngörüyor.
- Sorun nerede?
- Tasarı, kamuya çeki düzen verme adı altında memurları istediği gibi oradan oraya atıyor, naklediyor, sürgüne gönderebiliyor. İdare Mahkemesi ve Danıştay hakkını elinden alıyor. TSK mensupları buna dahil. Kanunla düzenlenen konuları bir kanun hükmünde kararname ile istediği şekilde çözümlüyor...
Tam bir “tek adam tek parti” yasası...
Barış şenliği!
Barış sözcüğünü en çok telaffuz eden siyasetçiler BDP’de... Şimdi BDP’nin Mardin / Kızıltepe’de düzenlediği Nevruz mitingini örgüte ait Fırat Haber Ajansı’ndan okuyalım:
“Mardin’in Kızıltepe ilçesindeki Newroz alanında yapılan mitingde, sahneye PKK’nın öncü kadrolarından Ferhat Kurtay ve Sema Yüce’nin posterleri asıldı. ‘Öcalan’sız dünyayı başınıza yıkarız’ ve ‘Nasnameya azad, serokatiya azad, xweseriya demokratik’ (özgür kimlik, özgür yönetim, demokratik özerklik) pankartları açıldı. Büyük boyutlarda PKK ve KCK bayrakları taşındı. PKK bayraklı tişörtler ile dikkat çeken gençler, Öcalan resimli flamalar taşıdı. HPG’lilerin fotoğraflarının yer aldığı pankart açıldı. ‘Ey Reqip’ (Ey düşman) marşı eşliğinde mücadelede yaşamını yitirenler anısına saygı duruşu yapıldı. ‘Bijî serok Apo’ (Yaşasın önder Apo) ve ‘Öcalan’a özgürlük’ sloganları atıldı. Alanda kule yaparak Öcalan posterleri açan gençler, askeri düzende yürüyüş eşliğinde KCK ve PKK bayrağını alanda dolaştırdı.
Ardından çeşitli konuşmalar yapıldı. DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk konuşmasında; ‘Öcalan’ın istekleri Kürt halkının istekleridir. Kürtler Demokratik Özerklik istiyor. Halkın istekleri karşısında hiçbir güç duramaz’ derken, BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da; ‘Kürt serhıldanından’ (Kürt başkaldırısından) bahsetti ve ‘Zulmün saltanatını verecekleri mücadele ile ortadan kaldıracaklarını’ belirtti.”
Ahmet Türk önceki gün: “Biz Mısır, Libya, Tunus’tan daha yüksek sesle özgürlüğümüzü isteyeceğiz” diyerek geleceğe ait projelerini ortaya koydu. Bu tabloda barış isteği görünüyor mu?
Oyun
Günün en önemli olayı nedir?
ÖSYM’nin otomasyon sistemi ile oynayarak kızları ve erkekleri ayrı okul ve sınıflarda toplamasıdır.
Efendim öğrenci sayısı fazlaydı kızları pozitif ayrımcılık yaparak yakındaki okullarda topladık, mazereti savunma değildir.
Bir defa sistemi otomasyondan çıkarma yetkisini size kim verdi? Neden verdi?
Sistem otomasyondan çıkartılınca dürüst de davransanız kuşkular doruğa tırmanacak, bin bir türlü şikâyet gelecektir.
Yandaş öğrencilerin belli sınıflara toplanıp kendilerine kopya çekme imkânı sağlanacağı yolundaki dedikodulardan da ÖSYM kendini kurtaramayacaktır.
ÖSYM çökmüş durumdadır. Muhalefet partilerinin durumu fark etmesi ve ortalığı ayağa kaldırması gerekir. Nerdeler?
Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’un yazılmadan engellenen kitap için herhangi bir yorumunu okuyan var mı? Merak ediyorum.?
Ertuğrul Berki
Adnan Polat ibra edilmeyince Galatasaray’ın hisseleri coşmuş.
Bir de koltuğu bırakırsa artık kim tutar hisseleri.
Fahrettin Fidan
Ulusalcı
Eyüp Can’ın Radikal’de yazdığı:
“Ergenekon davası Türk demokrasisi için büyük fırsat... Ama bu iş ideolojik bir hesaplaşmaya dönüştükçe, muhalifler susturuluyor görüntüsü verildikçe fırsat elden kaçıyor. İster ulusalcılık adına darbeyi, ister din adına şeriatı, isterse devrim adına sosyalizmi birileri ideolojik olarak savunsun... Hiç fark etmez.”
Satırlarına Tuna Kiremitçi Kelebek’ten şöyle cevap veriyor:
“Darbe yapmak isteyene ‘faşist’ denir, ‘terbiyesiz’ denir ama ‘ulusalcı’ denmez. Son yıllarda Türk düşünce hayatında görülmemiş bir kafa karışıklığı yaratıldı. Namusuna ve birikimine inandığımız arkadaşların da zaman zaman sürç - i lisan etmesi bu yüzden. Diğerlerine zaten söylenecek söz yok: Onlar küçük menfaatlerle korkuların gösterdiği yolda, uygun adım gidiyorlar!”
CHP’nin yüksek oy aldığı yerlerde apartmanların numarası
değiştiriliyor, seçmenlerin oy kullanması tehlikeye giriyormuş.
İktidarı kaybetmemek için daha ne numaralar döndürülecek
kim bilir...
Haldun Ertem