Açık Pencere - Yahu aldığım duyumlara göre bu insanlar arkadaşlarımızı teker teker kuytu yerlere götürüp keseceklermiş... Derimizden ayakkabı, yünümüzden kazak, boynuzumuzdan tarak, sütümüzden peynir, ayaklarımızdan paça, işkembemizden çorba yapacaklarmış. Etlerimizi de döve döve biftek, bonfile, pirzolaya dönüştürecekler, kalanını kıyma makinelerinden geçireceklermiş. Anlatılanlar bana pek mantık dışı gelmedi... Bilmem siz ne dersiniz?Koyunlar arasında aydın geçinen biri şöyle bir güllük güneşlik havaya bakmış:- Yok yaa inanma, demiş, şu etraftaki güzel insanlardan bu kadar kötülük gelir mi? Üstelik de hayvanseverliğin kadar geliştiği bir çağda...- Bunu kötü olduklarından değil inançları gereği yapıyorlarmış... Bir de bayram ediyorlarmış...- Yok canım yapmazlar... Bütün bunlar ulusalcıların ürettiği komplo teorisi... Hayvanlarla insanların arasını bozmak için üretiyorlar... Biz böyle ömür boyu bir arada yaşarız. Bak görmedin mi demin geçen adamı.. Nasıl da sevgiyle başımızı okşadı... İnanma bunlara allasen...- Öyle mi dersin?- Öyle öyle bırak vesveseyi... Kötü şeyler düşünme... Her şey iyi olacak hiç merak etme...- Meeeeee... Meouüeiee...- Hah işte böyle... Biraz neşeli ol be koçum... Kurban Bayramı öncesi satış yerinde bir araya gelen koyunlar aralarında konuşuyormuş. Biri demiş ki: İngiliz yayın kuruluşu BBC, "Türkiye, PKK ile masaya oturacak" demiş. Haber doğruysa Beyaz Saray'da konuşulan "siyasi çözüm"ün ne olduğu anlaşılmış olur... * GAZETECİ Ayşe Önal'ın önceki gün bu sütuna aktardığımız görüşlerini anımsıyorsunuz: "... Boğaz'ın Anadolu yakasındaki restoranlara bakın. Hiçbirinin içki ruhsatlarını yenilememişler" diyordu... AKP'li Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül aradı: - Anadolu Hisarı'ndan bu tarafı benim ilçeme dahil dedi, bizde böyle bir şey katiyen söz konusu değildir. Biliyor musunuz, bizim belediye konukevinde de içki serbesttir... Demek problem Üsküdar tarafında... Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül biraz farklıdır... Onu da kaydedelim... İstanbul Gezi Rehberi'nin yazarı Prof. Murat Belge, arkadaşımız Filiz Aygündüz ile Sultanahmet ve çevresini gezerken soruları yanıtlıyor. Geçen pazar Milliyet'te yer alan röportajın en çarpıcı cümlesi başlığa şöyle yansıyor:"Sistematik biçimde Bizans'ı ortadan kaldırıyoruz. Osmanlı'da öyle yok edelim diye kasıtlı ve bilinçli bir kaygı yok. Bu Cumhuriyet'le, milliyetçilikle başlıyor."Murat Belge, Başbakan Erdoğan'ı Bizans'a karşı saygı yönünden övüyor, Ecevit ve Demirel bu kadar duyarlı değilmiş. Dahası, Bizans'ın yok edilmesinde derin devlet de işbaşındaymış!Murat Belge, Bizans tarihini biliyor ama yakın tarihi unutmuş anlaşılan.Refah Partisi'nin ikinci adamı Oğuzhan Asiltürk'ün 1995 yılında Bizans surlarını yıkmaya kalkıştığını, zamanın Belediye Başkanı T. Erdoğan'ın da o hızla surların onarımı için yapılan ihaleleri durdurduğunu unutmuş olmalıOsmanlı'ya gelince... Osmanlı'da 1874 yılında çıkarılan asarı ı atika nizamnamesine kadar Roma ve Bizans eserlerinin kireç ocaklarında yakıldığını ya da liman inşaatlarında kullanıldığını, Batılıların Efes, Bergama, Milet gibi ören yerlerindeki değerli eserleri kurtarmak için yurtdışına kaçırıp müzeler kurduğunu herhalde ilkokul çocukları da bilir.Cumhuriyet Türkiye'si Bizans, Roma, Hitit dahil her türlü tarihi mirasın sistematik tahribini değil korumasını üstlenir...Sultanahmet Meydanı'nda Cumhuriyet döneminin ilk kazıları 1926 yılında hükümetin izni ile British Academy tarafından başlatılır. Yer yer 8 metreye kadar inilir. Atatürk kazı mahalline gelerek inceleme yapar.1935 - 38 yılları arasında yapılan Sultanahmet kazılarında J.H Baxter, Bizans Büyük Sarayı'na ait mozaikler ile Altın Saray'ın zeminini ortaya çıkarır. Bu kazılar Türk arkeolog veya müze yetkililerinin gözetiminde yapılır. 1934 yılında İstanbul Üniversitesi'ne bağlı Arkeoloji Enstitüsü kurulur.Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri müzesinin kuruluşu daha henüz Sakarya Savaşı sürerken gerçekleşir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1921, Antalya Müzesi 1922, Sivas Müzesi 1923, Adana Müzesi1924, Bergama Müzesi 1924 yılında kurulur. Atatürk 1924 yılında Efes ören yerini gezer. 1930 yılında Efes müzesi kurulur. Aspendos'un kültürel amaçlarla kullanılması emrini verir. 1931 yılında Konya'dan İnönü'ye yazdığı mektuba:"İstanbul'dan başka Bursa, İzmir, Antalya, Adana ve Konya'da mevcut müzeleri gördüm..." diye başlar. Kadro ve uzman yetersizliğinden söz eder. Yurtdışına arkeoloji öğrenimine öğrenci gönderilmesini ister. (Ekrem Akurgal, Sedat Alp, Arif Müfit Mansel, Halet Çambel gibi ünlü bilim insanlarımız o dönemde yetişir) Osmanlı Türkiyesi'nde topu topu 6 müze vardır. Atatürk döneminde, 26 müze kurulur...Ayasofya 1934 yılında Atatürk'ün emriyle müzeye dönüştürülür. Mozaikler ortaya çıkarılır. Studios Kilisesi (İlyas Bey Camii) Pammakaristos (Fethiye Camii) ve Khora (Kariye Camii) 1945 yılında ulusal anıt ilan edilir. Kariye 1948'de müze olur.Atatürk der ki:"Bir vatanın sahibi olmanın yolu, o topraklarda yaşamış tarihi olayları bilmek, doğmuş uygarlıkları tanımak, sahip olmaktan geçer"...Cumhuriyet ve Atatürk milliyetçiliğinin tarihe bakışı budur... Bizans'ın tahribinden Cumhuriyet'i sorumlu tutmak tarihi saptırmaktır... Bizans'ı Cumhuriyet tahrip etmiş! Başbakan Tayyip Erdoğan Merkez Bankası dahil tüm kamu bankalarının merkezlerinin İstanbul'a taşınacağını söylüyor. Elektronik haberleşme sisteminin bu kadar geliştiği bir dönemde banka merkezleri orada veya burada olmuş fark etmez. Ancak malumunuz... DPT, Hazine, Maliye ile birlikte hükümetin en sık danıştığı kuruluşlardan biri Merkez Bankası'dır. Merkez Bankası'nın Ankara'da olması bu yüzden yararlıdır. Üstelik... İstanbul deprem beklentisi içindedir... Yoksa... Başkenti İstanbul'a taşımak gibi bir niyet vardır da Merkez Bankası ilk taşınan mı olmaktadır? Merkez kayıyor * Yeşilköy Fuarcılık Merkezi'ndeki Villa Dekorasyonları Fuarı içinde, Cep Sanat m.asik@milliyet.com.tr Galerisi'nde bir resim ve heykel sergisi açıldı. Sergide Fatoş Akagün'ün gümüş kaplama heykelleri özellikle dikkat çekici...