Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"Şişli'de bir apartıman, yoksa eğer halin yaman..." dizeleriyle zihinlere yer etmiş ünlü "Lüküs Hayat" opereti, İstanbul Şehir Tiyatrosu sahnelerinde aralıksız 16'ıncı yılına girdi... İlk günden bu yana kapalı gişe oynayan operetin başrol oyuncularından Zihni Göktay'la sohbet ediyoruz.
- Nedir bu ilginin sırrı?
- Bir defa operetin konusu.. Türkiye gerçeğine cuk oturuyor. "Sınıf atlama" çabası bizde hiç eskimeyen bir olgu. O yüzden herkes kıyısından köşesinden birşey bulabiliyor Lüküs Hayat'ta.. Bir diğer sebep de, eseri her sahneleyişte o anki güncel gelişmeleri metnin özünü zedelemeden diyaloglara yerleştiriyor olmamız... Mesela ben Engin Civan'dan, banka hortumcularına, Susurluk'a, baklava çaldığı için mahkum olan çocuklara dek "en tazesinden" havadisleri yerleştiriyorum konuşmalarım içine. Büyük alkış alıyor.
Bu operetin birbirinden güzel şarkı sözleri kimindir? Nazım Hikmet'in... Ancak Şehir Tiyatrosu'nun dağıttığı broşürlerde bu bilgi yer almıyor. Nedeni?.. Göktay anlatıyor:
- Evet, şarkı sözleri Nazım'a ait. Ama o günkü özel koşulları gereği adının konmasını kendisi istememiş. Bizzat Cemal Reşit Rey'den dinledim. Onun anlatımıyla olay şöyle: 1930'ların İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ, Paris'te "No No Nanette" adlı buna benzer bir müzikal görüyor ve çok beğeniyor. Dönüşte Muhsin Ertuğrul'a diyor ki: "Acaba, seyirciyi çekebilmek için bunun gibi kulakta yer edecek şarkılarla bezeli birşey yapamaz mıyız?" Muhsin Bey, Cemal ve Ekrem Reşit kardeşlere açıyor konuyu. Ve iki kardeş başlıyor çalışmaya.. Ekrem Reşit metni yazıyor, fakat vakit dar.. "Şarkı sözleri için başka bir formül bulsak" denirken Muhsin Ertuğrul, Nazım Hikmet'e konuyu çıtlatıyor: "Bir zengin bir de fakir kesim var. Sınıf atlama çabası.." filan deyince Nazım "Tamam" diyor, "ama bir şartla: Adımı koymayacaksınız.. Adımız çıkmış dokuza, inmez sekize! Sizin için de sorun olur!" Anlaşıyorlar.. Adı ortaya çıkacağı için düzenli telif almayı istemiyor Nazım; şiirler için bir defaya mahsus "75 lira" alıyor.. Ve Nazım'ın adı böylece "sır" kalıyor...

***
Eğer iki kişinin birer elması vaarı değiş tokuş ederlerse hala birer elmaya sahiptirler. Ama aynı ikili, birer fikre sahipse ve onları değiş tokuş ederlerse herbiri ikişer fikre sahip olurlar.
Bernard Shaw

***

Saatin değeri

Çetin Altan'dan yıllar önce dinlediğimiz bir fıkradır...
Kervanı eşkıyalar basmış... Malları yağmaladıkları gibi yolcuların üzerinde ne var ne yok topluyorlar. Eşkıyanın biri kerli ferli beyefendinin cebindeki Constantin Vacheron marka köstekli saati zincirinden koparıp almış. Şöyle bir evirip çevirmiş. Beğenmemiş olacak ki, fırlatıp atmış kenara. Saatin sahibi atılmış:
- Aman, demiş, çok kıymetli bir saattir lütfen kırmayın...
Eşkıya sırıtmış:
- Mal benim değil mi, ister atarım ister satarım...
Cahil adamın değer ölçüsü beyninin çapıyla orantılıdır.

Rüya tabiri...

Batman'dan Ali Cenap:
Rüyamda Turgut Özal'ı görüyorum... Özal şortlu, ben eşofmanlı... Side sahillerinde dolaşıyoruz... Bir süre yürüdükten sonra soruyor Tonton:
- Eee Ali Cenap, neler oluyor bakalım memlekette?..
Başlıyorum anlatmaya:
- Ne olsun, sizin tohumlarını attığınız liberal hırsızlık daha açık ve seçik şekilde, üstelik artan bir hızla sürüyor... Hırsızlığın ulaştığı boyutları duysanız kendiniz bile şaşırırsınız... Hani o Engin, Selim falan vardı ya... Onların pabucunu çoktan dama attılar... Doğrusunu söylemek gerekirse Engin'le Selim'e fazla haksızlık etmişiz biz.. Adamlar hiç değilse bir süre içerde yattılar, ondan sonra da memleketten kaçtılar... Şimdikiler içeri girmek şöyle dursun, devlet büyükleriyle içli dışlı yaşıyorlar... En çok götürene devlet madalya takıyor.
Bu sözlerime gerçekten şaşırıyor Özal:
- Vay canına, memleket o kadar gelişti demek, diyor.
Rahmetli "gelişme" deyince aklıma Ecevit'in Davos'daki sözleri geliyor.. Pis pis sırıtarak:
- Size hayret edeceğiniz başka birşey daha söyleyeyim efendim, diyorum, o eski solcu Bülent Ecevit var ya, Davos'ta şahsınıza övgüler yağdırdı.. Liberal hırsızlığın başlangıç döneminde zatınızın muhteşem adımlar attığını belirtti...
Bir an için nutku tutuluyor Turgut Bey'in.. Konuşamıyor..
- Demek Ecevit'i bile kendi kültür çizgimize getirdik ha?.. diyor.
- Zaten içinde varmış da CHP korkusundan söyleyemezmiş garibim, diyorum, CHP saf dışı kalınca kendini rahatça ifade imkanı buldu...
Özal:
- Yeter Ali Cenap yeter, diyor, benim kalbim bu kadar enterasan havadisleri kaldıramaz... Gel biz en iyisi seninle şuradaki askerleri selamlayıp neşemizi bulalım...
YORUMU: Kusura bakma Ali Cenap, gidenin arkasından yorum yapmıyoruz biz...

Tarkan teslim oldu!

Askerlik hizmetine başlayan Tarkan dün kıtasına teslim oldu! Cem Yılmaz önceki gün kıtasına teslim oldu! Gazete ve televizyonlar bu tür haberi "Kıtasına teslim oldu" diye veriyor. Adam askerlik hizmetine başlayan biri değil de sanki aranan suçlu... Yerleşik bir deyim belki. Ama hoş değil. Acaba bu tür haberler "Birliğine katıldı" şeklinde verilse.. Daha şık olmaz mı?



Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr