MİT’ten mahkemeye gönderilen yazıda Ergenekon davasının kilit isimlerinden “Tuncay Güney’in hiçbir zaman diliminde hiçbir konumda Müsteşarlık’ta çalışmadığı” bildirilmiş... Haber dün gazetelerdeydi...
Peki Tuncay Güney nerede, kimin adına çalıştı?
Bilinmiyor ama önemli noktalarda dolaştığı yönünde güçlü şüpheler var...
Değerli gazeteci Saygı Öztürk’ün “Belgelerle Ergenekon” adlı kitabında kamuoyuna pek yansımamış çok ilginç bir bölümü size aktaralım...
Kanada’da yaşayan Tuncay Güney, Ergenekon haber trafiğinin yoğunlaştığı günlerde Saygı Öztürk’le temas kurar. Zaman zaman mesajlaşırlar. Bir defasında Saygı Öztürk, Güney’e kimi sorular sorunca karşıdan şu yanıt gelir:
“Bana biraz zaman verin. Dün Veli Küçük paşanın sorgu tutanakları geldi. Okuyamadım bile. En yakın zamanda cevaplarımı size bildireceğim.”
Saygı Öztürk Türkiye’de kimsenin ulaşamadığı ifadelerin Tuncay Güney’in eline geçtiğine inanmaz.
“Biz burada bulamazken sen Kanada’da nasıl buluyorsun?” diye sorar...
Karşıdan yanıt:
“Size Veli Küçük’ün polisteki ifadelerini yolluyorum.”
Saygı Öztürk gönderilen ifadeyi araştırır. Evet, aynen Veli Küçük’ün ifadesidir. Bu ifadeler sadece savcılık, Emniyet ve Veli Küçük’ün avukatında vardır. Saygı Öztürk avukattan istemiş alamamıştır.
Peki ifade Tuncay’ın eline nasıl geçmiştir?
Akıl sır ermez...
Ancak belli ki Tuncay Güney devletin içinden birileriyle temas halindedir.
Davayı yakından ilgilendirse de bu ilişki trafiği kimsecikler tarafından araştırılmamaktadır.
Rus yayın kuruluşu Rusya’nın Sesi, “Putin ve Erdoğan ortak bir dil buldu” demiş.
Burada akla gelen ilk şey “Muhalif sesleri susturma” dili oluyor...
Haldun Ertem
THY’de tensikat...
Türk Hava Yolları sessiz sedasız yeni bir eleman temizliğine başladı... Yolcu hizmeti veren bölümlerden 28 kişi çıkarıldı... 20 kişi de sırada...
İşten çıkarılanların kimisi sendika ilişkileri nedeniyle hışma uğradı. Kimisi çok rapor aldığı için... Ancak işine son verilenlerin tümü 2003 yılından önce işe girmiş olanlar.. Merak edilmiyor değil tabii: Acaba 2003’ten sonra işe girenler arasında hiç hatalı kişi yok mu?
Şu sırada işten çıkarılanlarla alay edilir gibi 47 yeni elemanın girişi yapılıyor. Anlayacağınız çıkarmalar eleman fazlalığından da değil... Ya neden?
Hastane hobisi
AKP yandaşı basının bir hobisi de hasta mahkûmları izlemek. Hastanede fazla vakit geçirmelerini önlemek.
Örneği dün iki gazeteden iki başlıkla verelim:
“Hastaneler Ergenekon’dan tutuklananların kurtuluş yolu oldu.”
“Silivri’den Haseki’ye giden bir daha geri dönmüyor”
Hastaneye sevk edilenler cezası kesinleşmiş kişiler değil. Hapis cezası alıp almayacakları da bilinmiyor. Belki de haksız yere hapis yatırılıyorlar. Ancak yandaş basın bunlara bakmıyor, suçlu veya suçsuz hepsinin hapiste mümkün olduğunca uzun süre yatırılmalarında fayda görüyor. İnsanlığın vardığı bu noktaya kuşkusuz şapka çıkarılır!
Türk’le bozmak
Güneydoğu sorununu çözmek için ne karşılığında ne vereceksin, ne alacaksın?
Siyasi partilerden destek isteyen AKP’ye CHP’nin sorusu işte bu... Baykal diyor ki:
- Dilinin altındaki baklayı çıkar ona göre destek verip vermeyeceğimizi bildirelim...
CHP meçhul bir çözüm planına peşin peşin destek vermek istemiyor.
En önemli şart:
“Terörün yeniden başlamayacağına ilişkin güvence” sağlanması...
AKP bu güvenceyi sergilerse CHP desteğini esirgemeyecektir... Herhalde MHP de öyle... Bu ağır yaranın iyileşmesini kim istemez...
* * *
Demokratikleşme parolasıyla başlatılan açılımda “Türk” sözü tartışma konusu olmaya devam ediyor. Efendim “Türk vatandaşı” denilmesin, “Türkiye vatandaşı” denilsin...
Profesör Ahmet Mumcu bu tartışmayı duyunca kıs kıs gülüyor.. Soruyor:
- Türkiye ne demek? “Türk ülkesi” demek... Bir Kürt, Türk vatandaşıyım demekte zorlanıyorsa nasıl olacak da “Türklerin memleketinin vatandaşıyım” demekte zorlanmayacak?
Ahmet Mumcu devam ediyor:
- İngiltere vatandaşı yoktur, İngiliz vatandaşı vardır, Fransa vatandaşı denmez, Fransız vatandaşı denir, Amerika vatandaşı denmez, Amerikan vatandaşı denir... Türkiye vatandaşı yerine de tabii Türk vatandaşı denilmesi gerekir...
* İrticai faaliyetlerin odağı olduğu için Anayasa Mahkemesi’nce mahkûm edilen partinin lideri ile bölücülük faaliyetleri nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nde yargılanan partinin lideri neden buluştu?
Demokratik açılım için...
Elif Eral
Farklı otomobil
Aydın Menderes, Tercüman’daki yazısında Başbakan’ın hiç kimsede bulunmayan bir otomobili olduğunu haber veriyor. Okuyalım:
“... Başbakanın otomobilinin bir ileri altı adet geri vitesi var. Bu güne kadar daha sonra caymadığı hiçbir adım atmadı. Geri almadığı hiçbir söz de söylemedi. Evvelsi gün bunlara bir yenisi eklendi. Başbakan DTP eş Genel Başkanı ile görüştü. Halbuki daha iki ay önce DTP’lilerle teröristlere terörist demedikleri sürece konuşmam demişti. Onlar durdukları yerde durdular. Geri adımı yine Başbakan attı...”
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025