Açık Pencere "Ek binanın yapımı engellenebilirdi. Ancak Başkan Kadir Topbaş, bürokratların 'itiraz edin' uyarısına rağmen dosyaları yanlış adrese gönderince bu yol da işletilemedi."Ne masum bir yanlışlık... Karşılığında ne ballı börek...Gelin de sormayın:"Acaba bugüne dek böyle küçük yanlışlıklar sonucu kaç imar cinayeti işlendi? Kaç trilyonluk rant sağlandı?"* * *Peki sonuç ne olacak dersiniz? Biz söyleyelim... Çok büyük olasılıkla o otel oraya dikilecek...Bir tarihte yine Eminönü'nde bir tarihi eser vahşetinin peşine düşmüştük...O günlerde Anıtlar Kurulu'nun bir üyesiyle konuşuyorduk. Muhterem dedi ki:- Siz bu konularda mücadele ediyorsunuz ama bana kalırsa iyi yapmıyorsunuz...- Neden?- Çünkü bu tür mücadeleler sonuç vermiyor. Parayı bastıran istediği binayı istediği yere dikiyor. Siz sadece bürokratların ve belediyecilerin biraz daha fazla rüşvet almasını sağlıyorsunuz o kadar...Gerçek budur.. Ama yine de ara sıra bu tür örnek olayları yakalayıp ipliğini pazara çıkarmak iyidir. Vatandaş küçük yanlışlıklar! sonucu ne büyük voliler vurulduğunu öğrensin... Haberi oluşturan gazeteci arkadaşlarımızı kutluyoruz... Haber Araştırma servisindeki arkadaşlarımız günlerdir Sultanahmet'teki Bizans Sarayı üzerine inşa edilen Four Seasons Oteli ek binasıyla ilgili skandalları yazıyor. Önceki gün atılan başlık: Soru: Bir insanın eleştiriye tahammül edememesi neye delalet eder? Yanıt: Her düşündüğünün, her yaptığının doğru olduğuna inanmasına... Elektronik sigaranın Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık gerekçesiyle yasaklanması bu aleti kullananları kızdırdı. Bir okurumuz diyor ki:"Ben günde en az 1 paket sigara içiyordum. Son 1 aydır da elektronik sigara kullanıcısıy(d)ım. Bu zaman zarfında sürekli yüksek nikotinli kartuş kullandım ve sigarayı hiç aramadım. Geçenlerde deneme için bir normal sigara yaktım, midem bulandı. Sigarayı bırakma yolundaydım."Elektronik sigarayı kim yasaklatıyor? Sağlık Bakanlığı mı? Sigara tekelleri mi? Şüphe Adalet Bakanlığı'nın 22 Ocak 2007 tarihli genelgesinde, tutukluların haftada 10 saat bir araya getirilmesi öngörülmüş, F tipi cezaevlerindeki tecrit uygulamalarının hafifletilmesine yönelik adımlar atılacağı bildirilmişti. F tipi cezaevinden aldığımız mektup son durumu belirtiyor:"Adalet Bakanlığı tecridin varlığını ve insanlık dışılığını en üst düzeyde kabul edince ölüm oruçlarına ara verilmişti. Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen verilen söz tutulmadı. Hâlâ arkadaşlarımızla bir kere olsun genelgede belirtildiği biçimde bir araya gelemedik. Bunun da ötesinde baskılar ve disiplin cezaları artırıldı. Cezalar sonucu artık yakınlarımızla görüşemez olduk. Devlet verdiği sözü tutmaz mı? Tutmuyor..." Tecrit Suudi Arabistan Kralı Abdullah, geçen ay Türkiye ziyaretinde Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan ile eşlerine hediye verdi mi? Verdiyse bu hediyeler kayıt altına alındı mı?Yukarıdaki sorular, CHP milletvekilleri Özlem Çerçioğlu, Ahmet Ersin ve Kemal Anadol tarafından peş peşe önergelerle Tayyip Erdoğan'a soruldu. Hâlâ yanıt gelmedi. Peki sorunun yanıtlanma ihtimali var mı? Kemal Kılıçdaroğlu'nun tahmini:"Bunlar Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan için yanıtlanması zor sorular. Evet, hediye verildi ve biz de aldık deseler, o hediyeleri ne yaptıklarını da açıklamak zorunda kalacaklar. Hayır almadık deseler, Kral kendilerine "Hem hediyelerimi alıyorsunuz hem de inkâr ediyorsunuz" diye sitem edecek. O yüzden ben bu sorulara yanıt vereceklerini pek zannetmiyorum. Ama beni yanıltırlarsa... Hediyeleri devlete verdiklerini açıklar ve beni mahcup ederlerse çok memnun olurum." Zor! Taksim tacizcileri 57 YTL ceza karşılığında serbest bırakılmış. Taciz görüntüleri tüm dünyada yayımlandığına göre "Reklamın iyisi kötüsü olmaz!" diye düşünüldü galiba... Başbakan Erdoğan'ın, "Sayın valim, sayın kaymakamım, fakirin sana başvurmasını beklemeyeceksin, atlayacaksın kamyonun şoför mahalline sen gideceksin, kömürü, sobayı sen vereceksin" demesine kalmadı... Elazığ Valisi Muamer Muşmal kamyona atladığı gibi kömür dağıtımına başladı. Gazetelerde valinin kamyondan kömür indirirken fotoğrafı bile yayımlandı.Vali Bey muhtemelen hükümetten tam not aldı. Ama meslektaşlarından aynı tepkiyi aldığı söylenemez...İzmir'de yaşayan emekli vali ve mülki idare amirleri, gönderdikleri mektupta, "Başbakanın valiler ve kaymakamlar üzerinden politika yapmasını kınıyor, meslektaşlarını mesleğin itibarını aşındıracak davranışlardan kaçınmaya" çağırıyorlar.Turan Beyazıt, Nihat Etiz, Yahya Gür, Kadir Uysal, Agah Büyüksağış, Hüseyin Öğütcen gibi emekli valilerle bir dizi emekli yargıç ve mülkiye müfettişinin de imzaladığı mektupta deniyor ki:"Halka hizmetin her türlüsünün kutsal olduğu inancındayız. Ancak hizmet adı altında yapılan bir eylemin amacı, şartları ve gereklerinin gözden uzak tutulmaması gerekir. Bir vali veya kaymakam örneğin doğal afet gibi hallerde sırtında un çuvalı da taşır, vatandaşın sobasını da yakar. Olayımızda ise böyle bir gereklilik yoktur. Çünkü bu yardımların AKP iktidarının vatandaşa hizmet değil seçim yatırımına yönelik olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Sayın Başbakan vali ve kaymakamları bilinçli olarak bu amaca yöneltmekte ve maalesef buna alet olan vali ve kaymakamlar da bilerek bu amaca hizmet etmiş olmaktadır." m.asik@milliyet.com.tr Vali kömürcü mü?