- Neden sıkça Ergenekon haberi yapıyorsunuz?
- Uyarılmanıza rağmen neden yanlış haberler yapıyorsunuz?
- Wikileaks belgeleri ve Mısır haberlerini ne amaçla yaptınız?
- Hâkim ve savcılarla polislerin iftar yemeği haberini ne amaçla yayımladınız?
- Yalçın Küçük’le ne konuştunuz?
Bunlar Beşiktaş savcılarının, Oda TV’nin tutuklanan üç yöneticisine sordukları sorulardan bazıları... Hepsi de mesleğin gündelik çalışmalarına ilişkin. Dün, gazetelerde bu soruları okuyorduk ki, kulağımız, açık olan televizyonumuzdan gelen Başbakan’ın sesine gitti. Aynen şöyle diyordu.
“Oda TV’nin yargılananları yazılarından, düşüncelerinden değil, başka bir eylemlerinden dolayı takip altındalar.”
Bu konuda o da yanlış bilgilenmişti anlaşılan!
* * *
Başbakan referandum sürecinde halka: “13 Eylül sabahı yeni bir Türkiye’ye uyanma” sözü vermişti. Tersini gerçekleştirdi. Hukuk devleti ve demokrasi milyonların gözünün içine baka baka rafa kaldırıldı.
Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi, HSYK, YÖK, üniversiteler, medya AKP’nin kontrolünde artık... Danıştay ve Yargıtay AKP’nin kontrolüne girme arifesinde...
Demokrasiye geri dönüleceğine ilişkin hiçbir işaret olmadığı gibi her şeyin daha kötü olacağına ilişkin çok alametler belirmiş durumda.
Soner Yalçın, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın tutuklanarak Odatv’nin felç edilmesi dürüst ve aydınlatıcı bir organı yok etmenin ötesinde... Özgür basın ve yayına tahammülsüzlüğün göstergesidir. Yeni bir dönemin başlangıcı gibi duruyor aynı zamanda...
Demokrasinin kışına giriyoruz...
Ülkemizdeki gazetecilerin durumu nedir?
Yandaş olanlar uçağa, muhalif olanlar gözaltına alınıyor...
Ahmet Nedim
ABD Büyükelçisi Ricciardone rica ediyor:
“Olup biteni anlamamız için yardımcı olun. ”
Kelin merhemi olsa başına sürer monşer...
Haldun Ertem
Bir ÖSYM vardı
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM yıllar yılı ülkenin en güvenilir kurumu oldu... Gençlerin hayata mümkün olduğunca adil ve hakkaniyetli süzgeçlerden geçerek atılmasını sağladı. Ancak son dört yılda kopya skandallarıyla çalkalandı ve ardından çöktü.
Mevcut hükümet kopya skandallarının sanıklarını ortaya çıkaramadı. Ama ÖSYM’yi düzeltmek için mucizevi bir çözüm üretti. Yeni yasa ile başkanından odacısına kadar 318 çalışanını YÖK’e gönderiyor. Onların yerine 295 kişilik kadro ihdas ediyor.
CHP bu yeni yasa ile yeni bir skandal yaratıldığına dikkati çekiyor...
Muharrem İnce, “Yeni ÖSYM tamamen AKP’li kadrolardan teşekkül edecek, AKP kadrolarını yerleştirme merkezi olarak görev yapacaktır” diyor... Gençlerin işi eskisinden daha zor...
Ne değişecek?
Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi küçük illerin en az iki milletvekiliyle temsil edilmesini öngören yasayı “Temsilde adalet” ilkesine aykırı bularak iptal etti. Bu iptal nedeniyle daha önce iki milletvekili çıkaran Bayburt’un milletvekili sayısı bire inecek. Sonuçları asıl etkileyecek olan ise 2011 seçimlerinde 2010 nüfus sayım sonuçlarının dikkate alınması olacak.
2007’de yapılan genel seçimlerde 2000 yılının nüfus sonuçları esas alınmıştı.
Haziran ayında yapılacak seçimlerde 2010 nüfus sonuçları esas alınacağı için illerin çıkaracağı milletvekili sayısı bir önceki seçime göre çok farklı olacak. Karadeniz ve İç Anadolu’da pek çok il, nüfusları azaldığı için çeşitli sayılarda milletvekili kayıplarına uğrayacaklar. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Antalya gibi iller ise bu işten kazançlı çıkacaklar. En büyük artış 15 milletvekili ile İstanbul’da olacak. Milletvekili sayısı 70’ten 85’e çıkacak. Artış Ankara, İzmir, Bursa ve Kocaeli’de 2, Antalya’da 1 olacak. Bu durum hangi partiye yarayacak, derseniz.. CHP’li dostumuzun bu soruya yanıtı:
“Hangi partiye yarayacağı belki tartışılır ama bu yeni durumdan en büyük zararı AKP’nin göreceği kesin gibi. Çünkü milletvekili sayısı düşen iller güçlü olduğu iller. Bu illerin nüfusları az olduğu için az oyla milletvekili çıkarıyordu. Üstelik buralardaki seçmeni etkileyip oyunu almak daha kolaydı. Şimdi aynı sayıda milletvekillerini kazanabilmesi için hem daha çok oy alması hem de seçmeni etkileyebilmek için daha fazla gayret göstermesi gerekecek. “
İçişleri Bakanı Atalay, “Türk basını ABD basınından daha özgür” demiş.
Basını basma özgürlüğünden söz ediyor olmalı..
* * *
Sezaryenden dünya şampiyonu olmuşuz.
Dünya şampiyonu olduğumuza göre demek ki bu sezaryen iyi bir şey değil!.
Fahrettin Fidan
* Şöhret alzheimar’a yakalanmak gibi bir şey...
Siz kimseyi tanımıyorsunuz ama herkes sizi tanıyor.
Tony Curtis
* “Üzgünüm sevgilim anlaşamadık, siyah-beyaz aşkı paylaşamadık, işte böyle bir şey Beşiktaşlılık,
deplasmanda dersin soran olursa...”
Aylin Aslım- twitter