Geçen şubatta yeni ÖSYM yasası çıktığında bir açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce ne demiş bakalım:
“Bu düzenlemenin hayattaki karşılığı; yeni ÖSYM’de soru ve cevapların dışarı çıkarılması, yandaşlara dağıtılması ve bunun soruşturulamayacağıdır. Türkiye’nin namusudur diye tanıladığımız bir kurum yok edilmiştir.”
ÖSYM yasasıyla ÖSYM kadrosunun baştan aşağı yenilenmesi öngörülmüştü.
Amacın sınav sonuçlarıyla kolayca oynamak, yandaşları ön sıralara çıkarmak olduğu çok açıkca belli edilmişti...
* * *
Savcılık açıkladı; şifre var, kopya yok. Peki kopya yoksa şifre neden var? Savcılık bir zahmet şunu da açıklasa iyi olurdu.
KPSS sınavındaki kopya soruşturması (ki orada kopya çok açıktı) 9 aydır bitmemişken YGS sınavı soruşturması nasıl olup da birkaç günde sonuçlandı? Bu da sır...
* * *
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı imzasıyla ÖSYM’ye gönderilen bir notta “yeğen”e kolaylık istenmiş. Yazıcı ben böyle bir e posta göndermedim diyor. Bu devirde bir bilgisayara gelen e-postanın hangi IP adresinden gönderildiğini tespit etmek çok kolay. Neden gönderici saptanıp açıklanmıyor? İlginç olan... ÖSYM Başkanı’nın bu notu alınca YÖK Başkanı’na götürmüş, ne yapalım diye sormuş olması. Ciddiye alma, cevabını alınca ciddiye almamış. Ciddiye alsa ne yapacaktı?
* * *
İtirazlar üzerine cevap kâğıtları yeniden kontrol ediliyor. Aşağıdan yukarı kaydırmalar yapılıyor. Ya düşük puan alan yandaş ve torpilliler de yukarı kaydırılıyorsa? Bunu kimse saptayamaz... Milyonlarca gencin geleceğini tayin eden ÖSYM batırıldı. Uzun sözün özü bu...
Soru: Bazı siyasetçilerin kalabalıklar önünde yaptığı konuşmalar nasıl analiz edilebilir?
Yanıt: Siyasetin inceliklerinden anlamayan vatandaş için eğlence, anlayan vatandaş için işkence...
Haldun Ertem
Amasya...
Başbakan Erdoğan, Amasya’dan “Yaşar Doğu’nun şehri” diye söz etmiş, biz de ünlü güreşçinin Samsun’un Kavak ilçesinde doğduğunu kaydetmiştik.
Prof. Mehmet Akif Ziyagil gönderdiği notta Yaşar Doğu’nun Kavak’ta doğduğunu ancak 5 yaşından itibaren Amasya’ya taşındığını ve askerliğine kadar Kurnaz köyünde yaşadığını, orada güreştiğini söylüyor.. Ve soruyor: “Yaşar Doğu, Amasyalı olmayı hak etmiyor mu?”
İstanbul’u satıyorum
Sarkozy çıkar da: Paris’e iki şehir daha ekleyeceğiz derse...
Merkel mikrofonu alır: Berlin’e iki Berlin daha inşa edeceğiz diye konuşursa...
Herhalde çıldırmış derler... O yüzden bu liderler böyle söz edemez...
Ayrıca Paris’e ve Berlin’e çivi çakarken bile uzmanların, şehircilerin, mimarların, görüşü alınır. Çünkü o kentler birer dünya mirasıdır.
Bizde ise böyle kaygılar yok...
Başbakan önce Kanal İstanbul’u ortaya attı.. Peşinden iki İstanbul’u... Bu hayali projeleri AKP’nin belediye adayı Sinan Genim’den başka savunan yok. Şehirciler, mimarlar yaka yakıla uçuk projelerin getireceği felaketleri anlatıyor. Başbakan’ın cevabı mı?
- Bunlar köprüye de karşı çıkmıştı?
İçinde ulaşımın kilitlendiği, depremde on binlerce insan yitirecek olan İstanbul’a iki yeni İstanbul eklenecek.. Daha doğrusu iki yeni rant alanı... Nasıldı Peyami Çokbilir’in ünlü aranjmanı:
“İstanbul’u satıyorum gözlerim kapalı”
Haraç mezat gidiyor
Kelepir mi kelepir devlet malı
Yatırımcılarla dolu avlular
Para sesleri geliyor her yandan
Güzelim bahar rüzgarında dolar kokuları;
Memleketimi pazarlıyorum, gözlerim kapalı;
Bir vatandaş çırpınıyor kenar mahallelerde
Karnı aç mı tok mu bilmiyorum; var mı yok mu bilmiyorum;
Fırsatlar doğuyor dört bir yandan
Sermayenin gelişinden anlıyorum; satıyorum.
Saat Saat Saaaaat...
BBC televizyonunda yayınlanan “Hitlerin Koruması” adlı belgeselden bir bölüm:
“Hitler demokrasiyi kullanarak iktidara gelmişti, diktatör olduktan sonra o artık seçimle değil, ancak ölümle iktidardan gidebilirdi.”
İnternete sansür niye geliyor?
a) Basın ve televizyonlar ele geçirilse bile muhalifler internetten yayın yapmaya devam edebileceği için...
b) İktidarı ele geçirmenin yolu artık askerden değil medyadan geçtiği için...
c) İkisi de...
Gülhan Elmas
Abdullah Gül, “dere geçerken at değiştirilmez” demiş.. Der, n’olucak ki. Derede boğulanlar kendi çocuğu değil nasıl olsa...
Fahrettin Fidan
Teminat
Soruyu Sayın Kadir Topbaş yeterince ilginç bulmamış olmalı ki, hâlâ yanıt vermedi. Oysa heyecanlı bir soruydu. Mehmet Emin Karamehmet, Başkent Doğalgaz’ın 1.2 milyon dolar bedelini 9 ay ödemeyince 92.6 milyon dolarlık teminatı yakıldı Dubai Şeyhi Maktum, Levent İETT arazisinin 1 milyar TL bedelini 4 yıldır ödemiyor. Fakat 24 milyon dolarlık teminatı yakılmıyor.
Acaba Maktum’un nasıl bir ayrıcalığı var? Torpili nereden? Böyle güzel soru yanıtlanmaz mı?
Başbakan’ın Yalova mitingi öncesi İstanbul’da cep telefonlarına gelen mesaj:
“Yarın (ÜCRETSİZ) Saat 15.00 da YENİKAPI, 15.45’te KARTAL’dan deniz otobüsü kalkacaktır. Tüm hemşehrilerimizin desteklerini bekliyoruz.”
Sokakta dolaştılar mı?
İstanbul’a iki yeni şehir, bir kanal, bir ada, bir köprü, iki tünel... Projeler muazzam... Ancak hedef hep 2023... O zamana kadar ne yiyip ne içeceğiz!? Aradaki 12 yılı yaşamadan mı geçireceğiz! O belli değil... İstanbul’un ulaşım sorunu, deprem sorunu, trafik sorunu, işsizlik sorunu ne olacak? Özellikle yaklaşan depreme karşı hangi önlemler alınıyor? Daha doğrusu önlem alınıyor mu? Hep belirsiz...
İstanbul üzerine bu kadar çok konuşan Başbakan, bakanlar, kentin valisi, belediye başkanı acaba bu kenti ne kadar tanıyorlar?
Her biri kent içinde siyah perdeli araçlarla seyahat ediyor, kesilen trafikte basıp gidiyorlar.
Bu zatlar bir kez olsun normal vatandaş gibi (mesela bir taksi içinde) trafiğe çıktılar mı? Kaldırımda yürüdüler mi? Karşıdan karşıya geçmek için ışıkta beklediler mi? Sokak aralarında dolaştılar mı?
Bir de bunları deneseler... Eminiz çok şaşıracaklardır... O zaman belki rantiyelerin kazançları kadar deprem, ulaşım gibi sorunlara da eğilirler.
