Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“İstihbaratlar vardı. İllegal gruplar Taksim’de olay çıkaracaklardı.”
Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına neden izin vermediklerini bu sözlerle açıkladı.
Sanırsınız ki, Tayyip Bey, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına ilk başta karşı değildi. Hatta onay vermişti. Ama provokatörlerin olay çıkaracağı istihbaratı gelince fikrini değiştirdi!
Peki, Taksim’de olay çıkarabilecek provokatörler aynı şeyi birkaç kilometre uzaktaki Çağlayan’da yapamazlar mıydı? İki ihtimal var; ya devletin provokasyonları önleme gücü sadece Taksim’de yok! Ama başka bütün meydanlarda var! Ya da “bizim” provokatörler, “Biz sadece Taksim’de olay çıkarırız. Başka bir meydanda asla!” diyen tuhaf yaratıklar.
Sebep, ilki olmayacağına göre mutlaka ikincisidir, diyor... Geliyoruz bizim provokatörlerin başka “tuhaf” huylarına...
Siz şimdiye kadar AKP’nin, AKP yanlısı sivil toplum kuruluşlarının yapmak istedikleri herhangi bir eylemin, “İllegal grupların olay çıkaracağı istihbaratı” gerekçe gösterilerek yasaklandığını duydunuz mu? Biz duymadık. Demek ki bizim “illegal grupların” bir başka tuhaflığı da sadece iktidara karşı olanların eylemlerinde provokasyon yapmak istemeleri... Nitekim iktidar yanlısı Hak - İş’in Tandoğan’da yaptığı 1 Mayıs kutlaması, polisle el ele, kol kola, güle oynaya geçerken iktidar karşıtlarının aynı gün Sıhhiye’de düzenledikleri eylemde şiddet, kan, gözyaşı, vs. kısacası ne ararsanız vardı.
Provokatörler de iktidara çalışıyor belli ki!

Haberin Devamı

Abdullah Gül, “1 Mayıs’ta aklıselim hâkimdi” demiş.
Peki bize niye “Polis Selim” hâkimmiş gibi geldi?
Haldun Ertem

Banka
Çalık grubu Halk Bankası’nı da satın alıyormuş...
AKP iktidarında hiç de şaşırtıcı olmaz...
Formül hazır..
Halk Bankası kasasındaki bütün parayı kredi olarak Çalık’a verir...
Çalık bu parayı ertesi günü Halk Bankası’na yatırır, bankayı satın alır.
Böylece ne bankadan bir şey eksilir, ne Çalık’tan...
Banka tereyağından kıl çeker gibi el değiştirir.
Neden olmasın...

Fırsat
Tayyip Erdoğan belki de son yıllarda ayağına gelen en büyük fırsatı kaçırdı... AKP iki hafta önce TBMM’de 1 Mayıs’ı bayram olarak kabul etse... Ve işçilerin 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmasına izin verse... Hiç bir şey kaybetmez ama müthiş bir demokrat imaj kazanırdı. Az maliyetle büyük bir kazanç elde edilmiş olacaktı... Ne var ki “1 Mayıs komünist bayramıdır”, “Komünizm dinin en büyük düşmanıdır” gibi kalıplardan kurtulamadı AKP ve lideri...

Haberin Devamı


* Türk milletine hakareti suç sayan 301. maddenin yasalaştığı gündeİstanbul’dan o utanç verici 1 Mayıs görüntüleriyle Türkiye’yi dünya basınına malzemeyapmak Türk milletine hakaret değil midir?
Cem Toker


Soğan 
Olay pazarda geçiyor... Bir bayan patates, soğan satılan tezgâha yaklaşıp soğanın fiyatını soruyor... Bakıyor pahalı... Başlıyor sormaya:
- Bu soğan nerenin soğanı, neden bu kadar pahalı? vs...
Bir süre soğanı elinde evirip çevirdikten sonra tezgâhın üzerine bırakıyor...
Soğan satan delikanlı dayanamıyor:
- Abla, diyor, AKP’ye oy atmadan önce bu kadar
düşünsen bu soğan bu kadar pahalı olmazdı...

Haberin Devamı

2 Mayıs
Almanya’nın Köln şehrinde 1 Mayıs günü duvarlarda 2 Mayıs afişleri göze çarpıyor. Sokakta bildiriler dağıtılıyor. Okurumuz soruyor:
- 2 Mayıs’ta ne var?
- İşçi bulma kurumunun (Arbeitsamt) önünde işsizlerin protestosu var...
İşsizler işçi bayramını bozmamak için gösterilerini bir gün sonraya almışlar. Avrupa’nın en güçlü ülkesi olarak nitelenen Almanya’da da işçiler  ve işsizler sıkıntılı... Küreselleşme Alman işçisine de saadet getirmedi...


Zor zamanlar
Aralarında Attilâ İlhan’ın da bulunduğu bir grup aydın, 2003 yılının Nisan ayında “Ulusa Çağrı” başlıklı bir metin yayımlamışlardı. Arslan Bulut geçenlerde köşesinde bu metni hatırlattı... Metinde deniyor ki:
“Türk Milleti kendi istiklal ve cumhuriyetini korumak için hiç vakit kaybetmeden toplumsal demokrasiyi işletmek ve böylece bağımsız ve egemen bir devlet yapısını yeniden kurmak zorundadır. Çözüm milli - ulusal politikaları hakim kılacak siyasal örgütlenmeler kurmaktır...”
“Yeniden bir milli kurtuluş duyarlığı yaratılmalıdır...”
Ve metinde çok önemli bir madde:
“Bunun için birinci şart bütün milli - ulusal kişi ve kurumların aralarındaki her türlü görüş ve ayrılıklarını erteleyerek bütün güçlerini birleştirmeleri, bütün varlıklarını bir yerde toplamalarıdır.”
Bugün de... Sömürgeci ve şeriatçı anlayış cumhuriyetçi güçleri kuşatırken.. Ne yazık ki, ulusalcı, demokrat, cumhuriyetçi güçlerin aklına ufak tefek kavga ve tartışmaları erteleyip bir güç birliğine gitmek hâlâ gelmiyor... 

Çocuk dergisi...
MİÇO çocuk dergisinin Yayın Yönetmeni Yalvaç Ural arkadaşımız sohbet arasında dehşetengiz bir bilgi aktarıyor:
“Şu anda Türkiye’de 55 çocuk dergisi yayımlanıyor.. Bu dergiler arasında 23 Nisan’ı çocuk bayramı olarak kutlayan tek dergi bizimki...”
Geri kalan dergiler 23 Nisan’ı görmezden gelmişler...
Herhalde bir çoğu Kutlu Doğum Haftası’nı kutlarken 23 Nisan’ı unutmuştur... Ne olursa olsun manzara ilginç...