Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Marmaray’ın ray ve istasyon sistemini inşa edecek Fransız Alstom Marubeni ile Türk Doğuş (kısaca AMD) şirketlerinin geçen nisan ayında yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini bildirerek işi bıraktığını... Bu şirketlerle sözleşmeyi fesheden Ulaştırma Bakanlığı’nın aradan 11 ay geçmesine rağmen ihaleyi yenilemediğini... Marmaray’ın bu yüzden 2013 yılına yetişmeyeceğini dünkü yazımızda dile getirmiş... Özellikle AMD ortaklığı ile Ulaştırma Bakanlığı arasındaki anlaşmazlığı merak ettiğimizi bildirmiştik.
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç dün Ulaştırma Bakanı’na yönelttiği önergede şu soruları sordu:
- Fransız firmasıyla sözleşme neden feshedilmiştir?
- Bu iş için müteahhit firmalara avans ödenmiş midir? Ödenmişse miktarı nedir?
- Bu işte kullanılacak demiryolu rayı ve sair malzemenin idarenizce belirlenen firmalardan alınması konusunda müteahhitlere bir telkininiz olmuş mudur?
Dün Kamer Genç’le önergesi üzerinde konuşurken özellikle son soru dikkatimizi çekti... Kamer Genç kulağına gelen söylentiyi aktardı:
“Bu işte kullanılan ray ve sair malzemeyi müteahhit şirket önceleri bir Alman firmasından temin ediyormuş. Söylentiye göre daha sonra iktidara yakın bazı kişiler bu malzemeleri üretmeye başlamış, AMD’ye bu malzemeleri o firmalardan almaları yolunda baskı gelmeye başlamış. AMD önce buna evet demiş. Fakat bir süre sonra kalite düşüklüğünü gerekçe göstererek alımları yeniden Alman firmasından yapacağını açıklayınca ipler kopmuş...”
Ulaştırma Bakanlığı’ndan bir açıklama bekleniyor...

Haberin Devamı

Salomanje çetesi!
Fehmi Koru’nun bir dostu: “Ben söylesem olmaz, yanlış anlarlar, şu sorumu lütfen ortaya sorar mısın?” ricasında bulunmuş...
Sorusu şuymuş: “Pazar günü protesto yürüyüşüne katılanlar hep ‘Nedimler, Ahmetler’ demeyi tercih ettiler; oysa yürüyüşü düzenleyenler arasında Soner Yalçın ile ‘kanka’ ilişkisi içinde bulunanlar çoktu. Neden ‘Oda-TV’ ve çalışanlarına arka çıkan sloganlar atmadılar?”
Kimmiş kankalar? ‘Kankalar Meclisi’ yemeklerine katılanlar...
Bir ara (galiba önceki yıl) Nişantaşı’nda Salomanje adı verilen mekânda kimi gazeteciler belli zamanlarda öğle yemeği yerdi... Bir tanışma ve sohbet buluşmasıydı. Meğer kanka devşiriliyormuş o yemeklerde!
Fehmi Koru o yemeklerden birine katılanların adlarını veriyor... Ahmet Hakan, Ayşenur Arslan, Oray Eğin., Soner Yalçın, Hıncal Uluç vs... Kendince bir nevi fişleme yapıyor. Ve bir yerde şöyle yazıyor:
“... başka tanıklıklardan toplantılara Uğur Dündar ile Melih Aşık’ın sürekli katıldığı anlaşılıyor.”
Yıllar önce beş arkadaşla yediğimiz bir yemeği “Silah üzerine yemin ettiler, çete kurdular” yalanına dönüştüren Fehmi Koru bu huyundan vazgeçmiyor. Bizi bu defa da Salomanje çetesine dahil etmiş!
Acaba bu bilgiyi ona veren yalancı tanık kim? Tanık yalancı çünkü bendeniz bir kez davet edilmekle birlikte o yemeklere hiç gitmedim. Uğur Dündar’la konuştum, o da bir kez gitmiş...
Ancak her hafta gitsek ne olacaktı? Soner Yalçın’ın da bulunduğu bir masada yemek yemek suç mu?
O suç değildir ama... Dost yemeklerinden suç üretmeye ve meslektaşlar üzerine kuşku düşürmeye çalışmak kuşkusuz mesleğin sefaletidir.

Haberin Devamı

Er
CHP bir defaya mahsus bedelli askerlik öneriyor... Ayrıca askerliğin önce 9, sonra 6 aya indirilmesini...
Genelkurmay başkanları uzun süredir orduda asker açığı bulunduğunu o yüzden bedelli uygulamasının mümkün olmayacağını açıklıyorlar.
AKP seçim önceleri bedelli lafı ortaya atar, bekleyen gençlerin ağzına bir parmak bal çalar, Genelkurmay projeye karşı çıkınca konuyu uykuya yatırırdı.
CHP bu defa erken davrandı...
İyi de... Acaba Genelkurmay’la konuştular mı? Yaptıkları öneriler TSK’nın gerçeklerine uyuyor mu?
CHP bundan önce vatan hizmetinde eşitsizlik yaratacağı kaygısıyla bedelli uygulamasına soğuk bakıyordu. Bu öneriyle o kaygıyı bir yana bırakmış oldu...
Anamur - Ören eski belde başkanı CHP’li Ali Ülkü bir öneride bulunuyor. Diyor ki:
“Bedelli önerisinin bir sosyal içeriğinin olması gerekir. Mesela varlıklı gençlerden alınacak paraların bir kısmı askerliğini tam olarak yapacak olanlara sosyal güvenlik primi olarak ödensin. Erlikte geçen süre kişinin emekliliğine eklensin.”
Bu da bir fikir.. İyi fikir...

Haberin Devamı

Erdoğan diyor ki: “Her ailenin bir hekimi var.”
Sadece o değil, hekim başarısız olursa imamı da var...
Haldun Ertem

Saray
Beşiktaş’ta ana caddenin hemen kenarındaki Saray Koleksiyonları Müzesi’nde ilginç bir sergi var... Osmanlı Sarayı’nda son yıllarda padişahlar ve aileleri tarafından kullanılmış muhtelif eşya sergileniyor... Mesela... Halife Abdülmecit’in yağlı boya resim takımları... Yarısı sıkılmış boya tüpleri... Padişah 2. Abdülhamit’in kullandığı telefonlar... 1900 öncesi saraya girmiş fotoğraf makinesi.. Fonograf... 1910’larda kullanılmış, sonradan Atatürk’ün de film izlediği projeksiyon makineleri... Sobalar, halılar, vazolar... Her biri tarihin tanığı, her biri saraylıların ellerinden geçip bugünlerde hâlâ yaşayan çeşit çeşit eşya... Sadece 1 lira ödeyerek Osmanlı Sarayı’nda küçük bir gezinti yapmanız mümkün... İhmal etmeyiniz...

Kemal Kılıçdaroğlu, “İktidar cemaatlere kaynak aktarıyor” demiş.
Aktaracak tabii. Cemaatler de ona oy aktarıyor.
Fahrettin Fidan