Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık Pencere - Eğer başı açık üniversiteli kızlara baskı yapılırsa bu neyin ifadesidir sizce?Cevap:- Bu, muhafazakârlaşmadan öteye dini baskı kurulmasıdır. Demokratik rejimin sonudur.Neşe Düzel bir başka yerde soruyor:- Yasağın kalkması üniversiteli kızların üzerinde türban takma baskısı oluşturur mu?- Bunu bir ihtimal olarak görüyorum...- Ne öneriyorsunuz?- Metne "kılık kıyafet hürriyetinin başkalarının hak ve hürriyetlerini koruma amacıyla sınırlandırılabileceğine" dair bir güvencenin eklenmesini öneriyorum...Prof. Özbudun bu cümlenin metne konulmasını daha önce önermiş. Ama iktidar koymamış. Demek niyetleri yok... Ayrıca sonu belli bir gidişatı bir cümle ile dizginlemek mümkün mü?Prof. Özbudun, Türkiye'deki mahalle baskısının yasa masa dinlemediğini bilmiyor mu?Bir tespitleri elbet doğru; Demokratik rejimin sonunu getirebilecek bir tehlike kapıda... İktidarın anayasa danışmanı Ergun Özbudun, Taraf'ta Neşe Düzel'in sorularını yanıtlıyor... İyi eğitimli iki öz kardeş arasında bile bölünmeye neden olan türban meselesi, egitimini tamamlamamış, birbirini tanımayan gençler arasındaki bölünmeye nasıl engel olacak? Olmamalılar. Çünkü tartışmalarda hedef türbanı siyasi amaçla kullananlardır. Türbanlı hanımlar değildir... Üniversiteler Konseyi de bildirisinde türbanın araç olduğunu kaydediyor:"Türban bugünün Türkiye'sinde 'bireysel özgürlük' konusu değildir. Türban AKP'nin gericiliğini - piyasacılığını örtüyor, türban ABD emperyalizmini, ABD'nin AKP eliyle Türkiye'yi İslam cumhuriyetine dönüştürme sürecini örtüyor." * Bir okurumuz türbanlı hanımların tartışmalardan rencide olduğunu yazıyor... Özgen Acar dostumuz Cumhuriyet'te dünkü yazısında dikkatlerden kaçan bir genelgeyi anımsatıyor: "Hükümet, bir ay önce kamu binalarında enerji tasarrufu amacıyla bir genelge yayımladı. Buna göre, hava soğutma araç ve gereçlerinin kullanımının azaltılması için önümüzdeki yaz başından itibaren kamu kurumlarında memurlar, kravat takmayacak, ceket giymeyecekler!"Ne dersiniz? Yalnızca erkekleri serinletmeye yönelik bir genelge mi bu? Kravatsız yaz... Okurumuz, Emirgân Pembe Köşk'te düğün yapmak üzere Anakent Belediyesi'nin yan kuruluşu olan Beltur'a başvurmuş... Fiyatları almış... İçki? İçki servisi yapılmıyormuş... Yalnız orada değil, Beltur'a bağlı Hidiv Kasrı, Çamlıca Köşkleri, Çadır Köşk, Bosphorus Garden ve Feshane'de de içki verilmiyor. Anakent Belediyesi, işlettiği mekânlarda içki yasağı uyguluyor. Şimdilik "Türbanı isteyen takar isteyen takmaz" diyorlar.. Ama yetki ellerine geçince "İçkiyi isteyen içer, isteyen içmez" demiyorlar. Herkes onların istediği gibi yaşayacak... Özgürlükçü geçinen zihniyetin iç yüzü işte bu... Emirgân'da düğün Cüneyt Ülsever Hürriyet'teki köşesinde "Eski liberallere sitem" başlığı altında güzel bir yazı yazdı. Okuyalım:"Bu dönemde yaşadığım hayal kırıklıklarından birisi, bazı arkadaşların liberal-demokrat kisvesi altında AKP'ye şartsız şurtsuz sahip çıkmaları, hatta bazılarının işi yağdanlık derecesine vardırmalarıdır.Kendisini liberal-demokrat olarak tarif eden bir kişi olarak bu arkadaşlar mertçe 'Biz artık değiştik, AKP'li olduk!' deseler dertlenmeyeceğim, 'Yolunuz açık olsun!' diyeceğim. Ama 'Meseleye liberal-demokrat olarak bakıyorum' diye söze başlayıp AKP'lilerin dahi yüzünü kızartan yağlar çekenler, anti-liberallere 'Liboşlar her daim iktidar yalakası olurlar' demek hakkı veriyor ki, işte bu sözler içimi acıtıyor."* * *Bu arkadaşların daha çok Yeni Şafak, Zaman, Star, Sabah gibi gazetelerde yazdığını anımsatan Ülsever yazısını şöyle bitiriyor:"Sıkıysa istediğimiz gibi konuşmasın, diyerek Maliye Bakanı tarafından aşağılanan YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, göreve geldiğinde üniversitelerde özgürlüğü savunacağını söylemişti. Aynı başkan, herhalde aldığı bir emirle, son anda rektörlerin türbanı tartışmasını yasaklamaya kalktı. Reddedilince de rezil oldu.Özal iktidarında liberal olan, Erdoğan iktidarında Milli Görüş'e kayan, bir sonraki iktidar döneminde hangi görüşte olacaklarını tahmin edemediğim arkadaşlar, bakalım YÖK Başkanı'na ne tepki verecekler?Unutulmasın, aydınlar tarih önünde hesap vermeye mecburdurlar!" Liboşlara sitem Deniz Baykal, dünkü grup toplantısında türbanın üniversitelerde serbest bırakılmak istenmesine değinirken ne sağcı ne de solcu olmayıp sırf yağcı oldukları için... Ve, nasıl olsa bize bir şey olmaz deyip sırf iktidara yalakalık uğruna türbana destek verenler bulunduğunu hatırlattıktan sonra onlara uyarısını şu sözlerle yaptı."Mezbahaya götürülen dananın, kasabın bıçağını yalayarak kendini kurtarması mümkün değildir." m.asik@milliyet.com.tr Dana beyni!