Heybeliada Ruhban Okulu konusu bir süredir gündemden düşmüştü. Egemen Bağış ve Ertuğrul Günay’ın, “Anlaşma sağlanmak üzere, yakında açılabilir” anlamına gelen son açıklamalarıyla yeniden gündeme geldi. Araştırmacı Aytunç Altındal ne diyor bu konuda diye merak ederseniz:
- Önce genel bir yanlışı düzelteyim; Türkiye’de devlet ruhban okulu diye bir okulu kapatmış değil. Okul açık. Sadece eğitimine süresiz ara verilmiş. Ara veren de biz değiliz, Patrikhane...
- O zaman sorun ne?
- Sorun; bu okulun statüsü ne olacak? Bir meslek lisesi mi yoksa yüksek okul mu? Patrikhane, yıllardır ısrarla, okul bana bağlı olarak açılmalıdır, diyordu. Yani müfredatını ben belirleyeyim, öğrenci ve öğretmenlerini ben seçeyim, bütçesini ben yapayım... Böyle bir şeyi hiçbir ülke kabul etmez. Örneğin, müfredatını kendisinin belirlemesine evet derseniz bu, Patrikhane’nin istediği şekilde Hıristiyan şeriatına uygun eğitime evet demek olur. Peki, aynı şeyi Müslümanlar istediğinde ne olacak? Bu laikliği kendi elimizle ortadan kaldırmak olur. Kaldı ki Anayasa’mız bunu kabul etmez. Üstelik iş orada kalmaz, ekümenikliğe kadar gider. Zaten onu da dayatıyorlar. Özetlersem: Ruhban okulu tek şartla yeniden faaliyete geçebilir; ya Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olacak ya da YÖK’e...
Okulu Türk yasalarını bir kenara iterek açarsanız ne olur?
Devleti Obama’nın iki dudağı arasından yönetilen şahsiyetsiz bir kabile haline getirirsiniz.
Lale Müldür...
Sapanca’da geçen cumartesi gecesi düzenlenen şiir şenliğinin Lale Müldür, Haydar Ergülen, Roni Margulies gibi ünlü konukları da vardı. Ne var ki Çalışma Bakanı Ömer Dinçer’in ve valilerin de katıldığı gecede sahneye önce AKP’li şairler çıkarıldı. Ortalara doğru sahneye çağrılan Lale Müldür, hem şairler sıralamasına hem özgeçmişinin yanlış okunmasına sinirlendi... AKP’ye bir güzel giydirdi. Sözlerini:
- İnsanı Müslümanlıktan bile soğuttunuz, diye bitirdi.. Ve şiirini okudu... 1991’de kaleme alınmış olup kime yazıldığı açıklanmayan “He Shot me Down Bang Bang” başlıklı şiiri Kürşat Başar için yazdığını açıkladı Lale Müldür. Şiir şöyle:
“seni bir gün en yakının ele verirse eğer,
susmasını ve ağlamamasını.
bir kavanozun içinde mavi bir gül
yetiştir her gün daha çok yaşayan.
bir masalın ağzını kapat ve yat
geniş odalarda. bir oksijen çadırında.
ona kötü bir şey olsun istedim.
bana âşık olsun istedim.
TSK...
Başbakan Erdoğan, TSK mensuplarına sivil yargı yolunu açan yasayı eleştiren Baykal’ı:
- Hani darbeye karşıydınız, diye köşeye sıkıştırıyor.
Peşinden yasayı:
- Bu yasa darbecileri yargılamak için, diye savunuyor...
Darbecilerin sivil mahkemede yargılanmasına fazla itiraz olmayabilir...
Ama Erdoğan’ın “darbeci” tanımına itiraz var
Kimdir darbeci? Erdoğan ve yandaş basına göre AKP yanlısı olmayan hemen herkes...
Başbakan bu konuda yargılamayı bizzat yapıyor...
Örneğin Ergenekon diye bir örgüt olup olmadığı henüz mahkemece ortaya çıkarılmadığı halde Ergenekon’dan, “Ergenekon Terör Örgütü” diye söz etmeye başladı.
Teröristliği tescilli PKK’ya PKKTÖ demiyor ama...
Ergenekon’un terör örgütü olduğuna yargılama bitmeden hükmetmiş durumda.
Albay Dursun Çiçek’in “darbeci” olduğundan da emin görünmekte...
Bir fotokopinin belge olamayacağı yasalarla sabit olduğu... Ve Albay Çiçek’in böyle bir plana imza attığı konusunda hiçbir kanıt bulunmadığı halde..
Başbakan hâlâ bunu partisini tehdit eden bir “belge” olarak takdim ediyor.
Başbakan bu muhabbeti seviyor. Çünkü gündeme “darbe” girince AKP birden başırısızlıklarını unutturuyor, mağdur ve mazlum rolüne giriyor.
Anlaşılıyor ki Taraf adlı varakpare yarın Genelkurmay’da görevli birkaç general hakkında düzmece bir fotokopi yayımlasa, bu kadarı generallerin okkanın altına gitmesi için yeterli olabilecek. Çünkü AKP’nin bir kâğıt parçasını “belge” haline sokacak iletişim gücü oluşmuş durumda...
Bu tablo Türkiye’yi hızla kurumlararası çatışmaya da götürüyor. İstenen bu mu?
Soru: Asker kişilerin sivil mahkemelerde yargılanması sakıncalı mıdır?
Yanıt: Hayır... Yeter ki sivil yargı iktidarın nüfuz alanına girmemiş olsun...
Haldun Ertem
* Davacının aptalı derdini mübaşire anlatırmış...
Türk atasözü
CHP’liler “AKP bizi 10 günde üç kez aldattı” diyor...
AKP’nin “Gelin Anayasa’yı birlikte değiştirelim” önerisine inananlar kaç kez aldatılır dersiniz...
Ahmet Nedim
* “Ben AKP’yi kuruntulu buluyorum. Darbelerden korkuyor. Haklı nedenleri de var. Korkacak şeyler yaptılar çünkü.”
Hüsamettin Cindoruk
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025