Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kütahya’da şehir merkezine 34 kilometre uzaklıktaki Eti Gümüş’e ait tesiste atık barajının setlerinden biri çöktü, havuzda bulunan siyanürlü su taştı. Bölge siyanürlü atığın yaratacağı bir çevre felaketi ile karşı karşıya... Türkiye Maden İşçileri Sendikası yaptığı açıklamada “Atık havuzlarının felaketlere yol açabileceği konusunda uyarıda bulunmuştuk” diyor. Kimse umursamamış...
Eti Gümüş 2004 yılında özelleştirildi.
Söğüt Seramik adlı iflas etmiş firma adını değiştirip 3S yaparak gümüş tesislerini 40 milyon dolar gibi bedava denecek bir fiyata aldı...
Ancak özelleştirme bedelini zamanında yatıramadığı için ihale iptal edildi.
Yapılan yeni ihaleyi bu defa Söğüt Seramik adlı eski müflis firma kazandı.
Aynı patron bu defa eski şirketi Söğüt Seramik’le ihaleye girip kazanmıştı.
Daha önce ihale bedelini ödeyemeyen, borçlu bir şirketin ikinci kez aynı ihaleyi, başka şirket adı altında da olsa kazanması büyük skandaldı.
Ancak Özelleştirme Yüksek Kurulu yapılan çağrılara rağmen satışı iptal etmedi.
Eti Gümüş’ü alan şirket üretimi iki kata çıkardığı halde tesislerin kapasitesini arttırmadı. Başgösteren sızıntılara karşı önlem almadı. Bu gün yaşanan tehlike tamamen ihmalin sonucudur.
Elbette yeterli denetimleri yapmayan devlet de sorumluluğa ortaktır.
Doğayı ve insanları talana, soyguna, kazanç hırsının sorumsuzluğuna terk ederseniz olacağı budur.

Haberin Devamı

Bunca rezalete rağmen Ali Demir’in ÖSYM’nin başından gitmemesi neyi gösteriyor?
Ali Demir’in ÖSYM’yi çökertmekle özel olarak görevlendirildiğini...
Elif Eral

Amasya - Samsun
Başbakan Erdoğan’ın “Karaelmas Üniversitesi’ni 2007 yılında biz kurduk” sözleri gazetelerde “gaf” olarak yer aldı. Çünkü Karaelmas 1992’de kurulmuştu.
Başbakan geçenlerde Amasya’daki seçim meydanında o ilde yetişen ünlüleri sayıyordu. Ünlü güreşçimiz Yaşar Doğu’yu araya sıkıştırdı. Meydandaki kimse olumlu olumsuz tepki göstermedi. Oysa Yaşar Doğu Samsun’un Kavak ilçesinden... O civarda bunu bilmeyen yoktur. Peki niye tepki yoktu? Ya korkudan.. Ya da meydandakiler taşıma seçmen...

Haberin Devamı

Genç Cumhuriyet...
Cumhuriyet gazetesinin 87. yılını asil ve aydınlık bir toplulukla birlikte kutladık... Cumhuriyet bizim camiada en eski gazete olarak bilinir. Ödül töreninden sonraki kokteylde Aydın Boysan rakısını yudumlarken Cumhuriyet’in aslında genç bir gazete olduğunu anlattı:
- Ben doğduğumda Cumhuriyet gazetesi daha çıkmamıştı. Aslında ben doğduğumda Cumhuriyet de ilan edilmemişti. Tahtta Vahdettin vardı... Cumhuriyet benden sonradır.
Aydın ağabey 1921 doğumlu... Cumhuriyet gazetesi 1924 doğumlu...
Hem Aydın ağabeye hem Cumhuriyeti savunma yolunda 87 yıldır asil bir mücadele veren Cumhuriyet gazetesi ile çalışanlarına uzun ömürler diliyoruz.

Cilacı Vali!
Geçtiğimiz perşembe günü Muş Havaalanı... Sağlık Bakanı Recep Akdağ, CHP Milletvekili Ali Topuz, CHP PM üyesi Perihan Sarı VIP salonunda Ankara’ya gidecek uçağa çağrılmalarını bekliyorlar. Bakan Akdağ’ı uğurlamak üzere VIP’te bulunan Muş Valisi Ali Çınar birara kaş - göz işaretiyle korumasını yanına çağırıyor, kulağına eğilerek bir şeyler söylüyor. Koruma az sonra elinde bir ayakkabı cila süngeri ile geliyor, süngeri Vali’ye veriyor. Vali Çınar, bu kez Bakan Akdağ’ın korumalarından birini yanına çağırıyor. Yine kaş - göz işaretiyle elindeki süngeri göstererek Bakan Akdağ’ın tozlanmış ayakkabılarını silmesini istiyor. Koruma, anlamazlığa vurup isteği yerine getirmeyeceğini belli edince ne mi oluyor? Vali Ali Çınar, etrafa çaktırmamaya çalışarak yavaşça masanın altına eğiliyor. Tam Recep Akdağ’ın ayakkabısının tozunu alacak... Hemen yanıbaşındaki Perihan Sarı’nın uyarısı geliyor.
- Yapmayın Sayın Vali. N’olur yapmayın!
Vali, süngeri yavaşça yere bırakıyor, doğruluyor. Yavaş bir sesle Perihan Sarı’ya;
- Çok tozlanmıştı ama, diyor.
- Tozlanırsa tozlansın Vali Bey... Hiç gerek yok buna...
Vali Ali Çınar, Perihan Sarı’ya herhangi bir yanıt vermiyor. Bakan Bey uçağa maalesef tozlu ayakkabı ile biniyor!

Haberin Devamı

Bülent Arınç, “Paparazziliğin her çeşidinin Allah belasını versin” demiş.
Paparazzilikten siyasi rant sağlayanlar da dahil mi?
Fahrettin Fidan

Darbeci Haberal!
Gazetecilere Özgürlük Platformu üyesi arkadaşlar geçen hafta Silivri cezaevinde gazetecilik suçundan yatmakta olan meslektaşlarını ziyaret ettiler. Prof. Mehmet Haberal ile de görüşmüşler bir süre. Mehmet Haberal, kendi isteğiyle tek kişilik hücrede kalıyormuş. Görüşmede söylediği şu sözler arkadaşlarımızın dikkatini çekmiş:
“Ben 12 Eylül darbesinin en baskıcı günlerinde Aydınlar Dilekçesi’ne imza attım. O günlerde ağzını açmayanların, darbecilere methiyeler düzenlerin bugün bana darbeci, kendilerine demokrat demeleri çok ağırıma gidiyor...”