Dün öğle saatlerinde NTV’yi izliyoruz. İstanbul Emniyet Müdürü Celalalettin Cerrah, polis kıyafetiyle müzikhol basan zorbalarla ilgili olarak vatandaşlara tavsiyede bulunuyor:
“Bu tür polis yeleği giymiş, tepe lambalarıyla gelen insanlara kimliklerini sorun.”
Celalettin Cerrah’ın ardından ekrana İstanbul Barosu’ndan Avukat Uğur Poyraz geliyor. Polise kimlik sormanın faturasını anlatıyor.
“Meslektaşımız Muammer Öz, Moda Parkı’nda otururken polisler geliyor, kimliğini göstermelerini istiyor. Arkadaşımız da, önce siz gösterin, diyor. Sonuç; yediği dayak nedeniyle meslektaşımızın kolu, kaburgaları kırıldı. Ayrıca polise mukavemetten hakkında dava açıldı. Hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Arkadaşımız karşı dava açıyor... Aradan aylar geçmesine rağmen kendisini döven polisleri hâlâ adliyeye getirtebilmiş değil.”
* * *
Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ahmet Ersin, Celalettin Cerrah’a minik! bir öneride bulunuyor.
“Birgün tebdil -i kıyafet yapsın, sade vatandaş gibi sokağa çıksın... Kendisine kimlik soran polise yüreği yetiyorsa o da kimlik sorsun... Sadece bunu yapsın, benden söz, kendisine ‘Üstün Cesaret Madalyası’ verilmesi için kanun teklifi vereceğim.“
Başbakanlık yerli ürün kullanılması için genelge yayımlamış.
Elimizde ne var ne yok yabancılara pazarlayanların böyle bir karar alması çelişki değil mi?
Haldun Ertem
Erdoğan “Kriz inişe geçti” diyor.
Evet! Freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı iniyor...
G. Elmas
Çalıkuşu - 2
Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanı Rusya’da neden ünlü? Mustafa Kun Rusya’dan yazıyor:
“Komünizm döneminde Rus TV’leri yabancı dizilere kapalıymış. Glasnost’ tan sonra Rus TV’lerinde gösterilen ilk yabancı televizyon dizisi olan Çalıkuşu, ilk olmanın da getirdiği merakla inanılmaz ilgi toplamış, bizde bir zamanlar Kaçak dizisi oynarken sokakların boşalması gibi bir etki yapmış... Üzerinden yıllar geçmiş olmasına karşın, tanıştığım Rusların hemen tamamı Türküm dediğimde hemen Çalıkuşu’ndan söz açıyor. Çocuklarına dizi nedeniyle Feride ismi koymuş aileler bile var... Reşat Nuri o yüzden de çok tanınıyor...”
SOHBET
Kameralar Fenerbahçe - Beşiktaş derbisi başlarken şeref tribününü gösteriyor.. Tribünde Fenerbahçe İkinci Başkanı Nihat Özdemir ile eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt yan yana oturumuş sohbet ederken görülüyor. Fenerbahçe- Galatasaray derbisinde de aynı manzara vardı.
Nihat Özdemir, 2004 yılında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı ihalesinde devleti 1 trilyon lira zarara uğrattığı iddiasıyla soruşturma açılan Limak İnşaat’ın patronlarından. 24 Eylül 2004 tarihli Hürriyet’te küçük bir haber göze çarpıyor:
“Fenerbahçe Kulübü İkinci Başkanı Nihat Özdemir, davetli olmasına rağmen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Büyükanıt’ın verdiği yemeğe katılmadı. ‘Muhafız Alayı Komutanlığı binasının yapımında devleti 1 trilyon liradan fazla zarara uğrattığı’ iddiasıyla hakkında dava açılan Özdemir’in, yanlış anlamalara yol açmamak ve dolayısıyla Orgeneral Büyükanıt’ı zor durumda bırakmamak için yemeğe gitmediği belirtildi.”
Nihat Özdemir’le ilgili yargılama sürüyor... Ancak samimi dostlar artık yan yana gelmekten çekinmiyor.
Seçim komplosu
Yerel seçimler için her türlü entrikaya kapı açılmış durumda... Bunu biz söylemiyoruz, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin söylüyor. Nedenlerini de şöyle anlatıyor.
- Anayasamıza göre seçimler yargı, yani Yüksek Seçim Kurulu denetiminde yapılır. 29 Mart’ta yapılacak seçimde ise YSK büyük ölçüde devre dışı.
- Biraz daha somut konuşursanız...
- Seçmen tespitlerini kim yaptı? AKP’nin en ciddi şekilde kadrolaştığı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). Yapınca ne oldu? Bir de baktık ki bir anda fazladan 6 milyon seçmenimiz olmuş! TÜİK’in tespit ettiği seçmenlerin listelerini kim hazırladı? AKP’nin çok iyi kadrolaştığı bir başka kurum; nüfus müdürlükleri. Bu ikisinde de YSK yok. YSK’nın yaptığı tek şey, hazırlanıp önüne konan listeleri askıya çıkarmak oldu.
- Başka?
- Diyelim seçmen listesinde vatandaş olarak şahsınız ya da ailenizle ilgili bir yanlışlık gördünüz. İtirazınızı nereye yapacaksınız? Kaymakamlıklar aracılığıyla ilçe nüfus müdürlüklerine... YSK yine devre dışı. Peki, kendiniz veya aileniz değil, bir başkasıyla ilgili yanlışlık gördünüz... Örneğin 40 yıldır ikamet ettiğiniz apartmanda hayali seçmenlere yer verilmiş... İtiraz hakkınız var mı? Hayır, yok. Çünkü YSK genelgesine göre sadece kendiniz ve ailenizle ilgili itiraz hakkınız var. Başkalarıyla ilgili itirazları ancak partiler yapabilir. Ayrıca her seçimde 14 gün olan itiraz süresi her ne hikmetse bu seçimde 10 gün.
- Ciddi oyunlar gözleniyor...
- Kendi seçim bölgem Buca’da seçmen sayısı 13 ayda 240 binden 300 bine çıkmış. Yani yüzde 25 artmış. Demek 6 milyon fazla seçmenin dağılımından Buca’ya düşen pay bu olmuş! Bunların kim olduğunu tespit etmem de mümkün değil. Çünkü bizim Buca’da seçmen listeleri adrese göre değil, soyadına göre hazırlanmış. Benim evimde bir başkası oturuyor gösterilse dahi bunu fark etmem mümkün değil.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025