Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ÖSYM Başkanı Prof. Ünal Yarımağan, “Üniversite sınavına girenler arasında dört işlemi yapamayanlar var” şeklinde acı bir tespit yapıyor ve şu örneği veriyor:
“Bir soru vardı, hiç unutamıyorum. 2006 yılında sorduk. Rakamlar tam hatırımda değil ama soru şöyleydi; 15- (8 - 3) = ?
Sonucun ne olduğunu sorduk. 8’den 3’ü çıkaracak, 5 kalacak. 15’ten 5’i çıkaracak, 10 kalacak. Bunu adayların yüzde 48’i yapamadı. Maalesef seviye böyle.”
Peki, seviye bu iken o seviyenin bir numaralı sorumlu Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı mı? Sorunun yanıtı pazar günkü gazetelerde yer alan şu haberdeydi..
“Milli Eğitim Bakanlığı sınıf geçmeyi kolaylaştırıyor. Halen 2 dersten sorumlu olarak üst sınıfa geçilebilirken bu sayı altıya çıkarılacak. 6 dersten başarısız bir öğrenci de üst sınıfa geçebilecek.”
Yani değişiklik yürürlüğe girerse... Önümüzdeki yıldan itibaren liselerde başarı sorunu kalmayacak... Başarısızlar da başarılı sayılacak. Bu başarının mimarı da hiç kuşkusuz ki Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik olacak! Sorunu böylece çözen Sayın Bakan’ı kutluyor! Üniversite hocalarına da şimdiden sabırlar diliyoruz.

Haberin Devamı

Şevval 
Değerli sanatçı Şevval Sam
yaşarken bir orman haline geldi.
Nasıl mı?
Şevval Sam
Kırıkkale’nin
Hasandede Belediyesi için bir konser verdi... Karşılığında nakit para yerine belediyeye ait bir arsa aldı, üzerine de çam ağaçları dikerek ilçeye armağan etti... Arazi Şevval Sam’a ait olduğu için belediyede
yönetim değişse bile ilerde o alanı kesip biçemeyecekler.
Orman sonsuza
kadar Hasandedelilerin olacak. Tabii adı aynı şekilde: “Şevval Sam Hatıra Ormanı” olarak kalacak! 

Tren
Milliyet’te 4 Mayıs 2008 tarihli nüshasında şu haber vardı:
“Erdoğan, Sabiha Gökçen için ‘pazarlık yaptı’
Pazarlıkla yeni terminalin inşaat süresini 18 aya düşüren Tayyip Erdoğan, yeni terminalin 29 Ekim 2009’da açılacağını
söyledi...”
İyi güzel... Güzel de Erdoğan acaba söz verdiği işleri sonra izliyor mu?
Bir küçük örnek...
Ankara - İstanbul Hızlı tren projesinin temel atma töreninde (09.06.2003) konuşan Erdoğan  “Projenin 1 Aralık 2005” tarihinde tamamlanacağını söylüyor.
Mayıs 2008’deyiz ve hâlâ projenin Ankara - Eskişehir kesimi (1. etap) tamamlanamadı.... Eskişehir - İstanbul etabı ise başlatılmadı bile...

Haberin Devamı

Joost
AB’nin iki gülü; Olli Rehn ile Joost Lagendijk’in dilleri bir zahmet “1 Mayıs”ta sahnelenen iktidar terörünü eleştirmeye varmadı.
Çünkü AB’nin iki gülü haktan, hukuktan, demokrasiden değil, AKP’nin her türlü hukuksuzluğundan yanadırlar... Bunu bir kez daha gösterdiler...
Türk Tabipleri Birliği Başkanı polisçe gece yarısı gözaltına alınıyor. Belli ki kimi iktidar muhaliflerini cezalandırmak için yeni bir yöntem bulundu; Gece yarısı gözaltısı... Daha önce İlhan Selçuk, Kemal Alemdaroğlu ve Doğu Perinçek’e uygulanan bu yöntemin demokrasilerde bir benzeri olabilir mi?
Ne var ki Olli ile Joost’u böyle hoyratlıklar hiç ilgilendirmiyor...
Ne gece yarısı gözaltıları, ne Ergenekon soruşturmasında iddianamenin aylardır hazırlanmaması, ne kimi şüphelilerin aylarca hapis yatırılması...
Joost ile Olli şu sırada Türkiye’de demokrasiyi değil, AKP’yi kurtarmanın derdindeler. Çünkü çıkarları orada.. İyi tanıyın bunları..

Haberin Devamı

AB geyikleri...
Olli Rehn ile Lagendijik (Ren Geyiği ile Lalettayn Geyik) AKP’yi kurtarmaya yönelik geyik muhabbetini sürdürüyor... Son aylara kadar bu AB görevlilerinde asgari bir demokrasi namusu ve hukuk saygısı var sanırdık. AKP’yi kapatma davası sürecinde onları izlerken anladık ki, tek ilkeleri, AB’nin çıkarları için AKP’yi iktidarda tutmaya çalışmaktır...
Çünkü muhteremler  AKP’den aldıkları ve alacakları tavizleri başka hiçbir hükümetten alamayacaklarını biliyor.
O yüzden AKP’yi kurtarmak için her türlü ilke ve namusu bir kenara bırakmış durumdalar...
Olli Rehn, Oxford Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada Türkiye’de mücadelenin Müslüman demokratlar ile aşırı laikler arasında olduğunu söylüyor.
Oysa biz laikler ile laiklik karşıtları arasında sanıyorduk!
Joost Lagendijk AKP’yi koltuklarken  “Avrupalı sosyal demokratların CHP’den utanç duyduklarını” söylüyor... CHP’nin reformlara karşı olduğunu ekliyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı  Onur Öymen:
- Bu kişiler ancak Türkiye’nin AB’ye üye olmak için yerine getirmesi gereken koşulları söyleyebilirler, diyor, bundan fazlasını konuşmak hadlerine düşmez...
- Peki nedir sıkıntıları?
- AKP davasını etkilemek için önce yargıya hücum ettiler. Etkileyemeyeceklerini anlayınca CHP’ye çatarak bu yoldan AKP’yi  vazgeçilmez göstermeye çalışıyorlar.
- Siz reformlara karşı mısınız?
- Biz dokunulmazlıkların kaldırılması ya da Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun demokratlaştırılması gibi reformları her zaman destekliyoruz.. Bunları desteklemeyen AKP’dir. Eğer AKP reformları destekliyorsa neden AB ile ilişkiler yürümüyor?..
Anlıyoruz ki, CHP önümüzdeki günlerde tarafsızlığını yitiren Lagendijk’ın görevden alınması için harekete geçecektir...
Bu terbiye özürlü zevata hak ettikleri ders verilmelidir...


Dengir Mir Mehmet Fırat, “AKP’nin kadınları feminist ideolojinin kölesi olmadılar” demiş.
“Erkek köleliği”nden kurtulmadıkları içindir...

Haldun Ertem