Açık Pencere - Senin kız ne yapıyor?- Benim kız çok başarılı... Müdürün sekreteri oldu. Müdür kendisine güzel bir daire kiraladı. Bir de otomobil aldı. Kızı ara sıra görüyoruz.. Çok mutlu maşallah... Senin kız ne oldu?- Bizimki de seninki gibi bir müdüre metres oldu ama ben senin kadar güzel anlatamıyorum...Fıkrayı televizyonlardaki oturumlarda entelektüel zevatı dinlerken hatırlıyoruz. Laik cumhuriyetin din devleti modeline gidişini öyle süslü kelimeler öylesine fiyakalı cümlelerle anlatıyorlar ki.. Sanırsınız pupa yelken nurlu ufuklara yelken açmış durumdayız...Neymiş durum mesela:"Çevre merkez ekseninin kırılması sonucu siyasetin yeni arayışlara girmesi...""Farklılıkların temsili esasına göre toplumun yeniden inşası...""Sistemin dışında tutulmuş kesimlerin sisteme dahil olmasının yarattığı değişim süreci..." vs..vs..Bazıları bir kabuk değişiminden söz ediyor. Kabuk falan değil.. Toplumun resmen beyni değiştiriliyor... Laik cumhuriyet, Atatürk, bilim, çağdaşlık gibi kavramlar alınıp yerine orta çağ kavramları yerleştiriliyor.Ana okullarından başlayarak edilgin, çağdaş değerlere yabancı bir insan tipi yetiştiriliyor.Ülke şeriat toplumuna dönüşüyor.Din devleti modeline doğru yolalıyor...Bunu açık açık söylemeye teşebbüs ederseniz Fazıl Say'a olduğu gibi gibi şimşekler yağar üzerinize...O yüzden süslü lafların arkasına saklayacaksınız ki... Hem söylemiş hem söylememiş olacak, iki arada bir derede durumu idare edeceksiniz... Bilinen fıkradır... İki kız babası uzun yıllar sonra karşılaşmış konuşuyorlar: IMF'ye 9 yılda 5.6 milyar dolar faiz ödemişiz. İnsan merak ediyor, bizimkiler ağırlıklarını kullanıp İslami bankalardan neden faizsiz kredi almıyorlar! Yurtdışından gelen konuğunu Eminönü'ndeki görkemli Turhan Sultan ve Abdülhamit türbelerine götüren okurumuz diyor ki:- Turhan Sultan'la ilgili bir İngilizce metin gördüm. Ancak her iki türbede yatan padişahlarla ilgili İngilizce bir bilgi notu maalesef yoktu. Bu iki türbe turistlerin en çok uğradığı tarihi mekanlar... Ayrıca türbe girişleri hayli dağınıktı...Diğer türbeler farklı olmasa gerekir... Camiler keza... Bu mekanlara standart birer İngilizce bilgi notu koymak çok mu zor? Türbeler... Başbakan valilere talimat verdi: "Fakirin sizin kapınıza gelmesini beklemeyin. Kamyonların şoför mahallerine oturun fakiri arayıp bulun kapısını çalın kömürünü verin."Bir okurumuz mesaj gönderdi: "Vali muavinleri de boş durmasın, kömürü kamyondan eve taşıma işini üstlensin."Başbakan aynı konuşmasında 8 milyon aileye kömür dağıtıklarını söyledi. Okurumuz Hayati Bey basit bir hesap yapmış... 8 milyon aile 32 milyon kişi yapar... Yani ülkenin yarısı... Diyor ki :- Eğer 32 milyon kişi kömür alamayacak durumdaysa ülke son yıllarda felakete sürüklenmiş demektir. Kömürcü geldiii... Faruk Güvenç, Ankara'da faaliyet gösteren iki özel tiyatrodan biri olan Ekin Tiyatro'nun yöneticisi... (diğeri AST). Dünkü sohbetimizde özel tiyatroların şu aralar yaşadığı sıkıntıları, sorunları anlatıyor."1982'de, yani askeri cunta döneminde özel tiyatrolara devlet yardımı yapılmasını öngören bir yasa çıktı. Bu yasaya göre özel tiyatrolar her yılın ağustos ayında Kültür Bakanlığı'na projelerini sunar... Bakanlığın, Özel Tiyatrolara Devlet Desteğini Değerlendirme Kurulu eylül ayında toplanır... İstenen kriterleri yerine getirme ölçüsünü baz alarak her tiyatroya ne miktarda yardım yapılacağına karar verir... Ve bizler de perdelerimizi açtığımız ekim ayında hak edilen paralarımızı alırdık. Bu sene Aralık ayının sonuna gelmemize rağmen bütçede para yok gerekçesiyle paralarımız hâlâ ödenmedi. Türkiye çapında yaklaşık 80 özel tiyatro bu yüzden büyük sıkıntı içinde. Bazıları perdelerini açamadı. Biz ise tefecilerden aylık yüzde 8 faizle borç alarak güç bela açtık. Bakanlık alacağımızı biraz daha geciktirirse devletten gelecek paranın tamamının faizcilere gitme... Sonunda bizim de kapanma durumumuz söz konusu. Fransa'nın başkenti Paris'te her gece 300 tiyatro perde açıyor... Ankara'da adece 2 özel tiyatro var. Ödemelerimiz biraz daha geciktirilirse korkarım o iki tiyatro da tarih olacak."Faruk Güvenç'e, durumlarını Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'a bildirip bildirmediklerini soruyoruz. Yanıt:"Randevu alamıyoruz ki bildirelim." Fakir sahne... CHP lideri Deniz Baykal, İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı zaman zaman imar rantları nedeniyle suçluyor... Fakat Anakent Belediyesi bütçe görüşmelerinde CHP grubu adına Kemal Akar farklı konuşuyor, oradaki Topbaş'a sesleniyor:- Sevgili Başkanım, sizin şahsınızla ilgili hiçbir ihtilafımız yok, onu peşinen altını çizerek söyleyelim. İstanbul beyefendisi, namuslu, İstanbul'u seven bir insansınız...AKP grup sözcüsü Ali Sevinç bu sözlere şöyle teşekkür ediyor:- Bizim için bu sözler övünç kaynağıdır. Geriye kalan her şey tamamlanır...Anakent'te bahar yaşanıyor... m.asik@milliyet.com.tr Anakent baharı!
