Açık Pencere Bir söylentiye göre Fethullah Gülen bu ülkede bir üniversite kurmak istiyor ama arsa verilmiyormuş kendisine; Gül bu sorunu çözmeye gidiyormuş... Olabilir mi? Kim bilir... Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden verilen bilgi ise şu:"Tanzanya, Doğu Afrika'da bir barış ve istikrar unsuru olarak önemli bir bölge ülkesidir. Demokratik, siyasi ve sosyal dönüşüm sürecinde kayda değer adımlar atmıştır. Son olarak 2008 Ocak ayı sonunda Addis Ababa'da düzenlenen Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde Tanzanya Afrika Birliği'nin yeni dönem başkanı olarak seçilmiştir. Bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Tanzanya'daki temas ve görüşmelerinde ikili işbirliğimizin yanı sıra Türkiye - Afrika ilişkileri ve Ağustos ayında İstanbul'da düzenlenmesi öngörülen Türkiye - Afrika İşbirliği Zirvesi'ne ilişkin hazırlıklar ve çalışmalar da ele alınacaktır."Bu arada, Abdullah Gül bu gezide ayrıca Türk üniversitelerinden mezun olan yaklaşık 50 Tanzanya vatandaşı ile Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun Tanzanya Sağlık Bakanı'nı da kabul edecekmiş. Gezi bir anlamda da hasret gidermeyi sağlayacak... İlginç bir gezi... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül önümüzdeki salı günü resmi bir ziyaret için Tanzanya'ya gidiyor. Tanzanya ile aramızda kayda değer ne siyasi ne ekonomik ilişki var. Nüfusunun yüzde 35'i Müslüman, milli geliri 733 dolar olan bu ülkede büyükelçiliğimiz bile yok. O zaman bu seyahat niye yapılıyor? Soru: Bir insan heykele neden saldırır? Yanıt: Düşüncelerini sözle değil, ancak balyozla ifade edebildiği için... * Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk cumhurbaşkanlığı döneminde hiç dış geziye çıkmamış. Her konuda olduğu gibi bu konuda da tam ters uygulama içindeler... Almanya'nın gözünde bir Yahudi ile bir Türkün farkı nedir?Soruyu Ali Sirmen yanıtlıyor:- Yahudi daha masraflıdır.. Onun için toplama kampları, fırınlar falan inşa etmek gerekir. Türkler ise masrafsızdır. Evini ateşe verir yakarsın...Bu bir şaka elbet ama hayli gerçekçi bir şaka...- Peki Almanya'daki iki milyon yurttaşımız neden örgütlenip haklarını savunmuyor, diyecek olduk... Ali:- Örgütlendiler ama haklarını savunmak için değil dedi, Türkiye'de laikliği ortadan kaldırmak için...Almanya'da Türklerin kurduğu sivil toplum kuruluşları içinde cami dernekleri başı çekiyor. Yalnızlık çeken vatandaş dinsel kimliğe sığınıyor. Bunu fırsat bilen siyasal İslamcılar o vatandaşı kendi iktidarı için kullanıyor... Ne olursa olsun... Almanya'daki yurttaşımızı korumak zorundayız. O tarafa biraz daha ilgi... Alaman ateşi... Başbakan küçük büyük dinlemiyor, mahkemelerde de halka karşı savaşıyor...Türkiye Gençlik Birliği geçen yıl Galatasaray'da bir gösteri düzenlemiş. Gösteride "Cumhuriyet yıkıcısı başbakan olamaz" şeklinde slogan atıldığı gerekçesiyle derneğin başkanı Adnan Türkkan mahkemede yargılanıyor.Adnan henüz İstanbul Üniversitesi'nde öğrenci... Gencecik bir adam...Derken Radikal Yazarı Perihan Mağden de öfke rüzgarından nasibini almış. Başbakan Mağden'e de 10 milyarlık tazminat davası açmış.Perihan Mağden sütununda: "Sizi, daha sonra kurduğunuz partinizi, yıllarca ve yıllarca çeşitli has nedenler, inançlarla cansiperane savundum. Bütün bunları bir AHDE VEFA çağrısı olarak yazmıyorum. Vefayı; ancak eşitlerimden, sevdiklerimden ve fikirdaşlarımdan beklerim" diyordu önceki gün...Siz hâlâ iktidardaki bu zihniyetin "demokratik ve özgürlükçü" bir anayasa yapacağına ihtimal veriyor musunuz? Yeni sanıklar! Deniz dalgalanmak üzre /Gönül bayrağını açmak üzredir /İçimizde bir şey kopuvermek üzre,/Sen gelmesen de artık /Bahar gelmek üzredir / Teselli * Bir insan kilitli olmayan ama içeriye doğru açılan bir kapıyı sürekli itiyor ama çekmek aklına gelmiyorsa, odada hapistir. Manisa'da geçen haziran ayında şehit Yarbay Melih Gülova'nın cenaze töreninde ilginç olaylar yaşanmıştı. Cami avlusunda toplanan binlerce insan, dönemin TBMM Başkanı Bülenç Arınç'ı dakikalar boyunca yuhalamış, "Hainler dışarı", "Atatürk düşmanı Meclis Başkanı" diye tempo tutmuştu.Olayın üzerinden aylar geçti... Derken cenazede Arınç'ı yuhalayan 3 kişi hakkında TBMM'yi alenen aşağılama ve kamu görevlisine hakaret suçlamasıyla davası açıldı. Bu kişilerden biri Güneydoğu'da görev almış bir emekli subay, diğeri doktor (olaydan sonra Gördes ilçesine sürülmüş), üçüncüsü de emekli bir öğretmen. İlk duruşma önümüzdeki hafta Manisa 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılacak.Arınç'ı binlerce kişi protesto etmiş olmasına rağmen neden üç kişi hakkında dava açıldı? Bilmiyoruz.. Ancak yuhalama eylemine katılan diğer yurttaşlar mahkemeye dilekçe vererek suçlarını itiraf etmeli ve aynı suçtan yargılanmayı talep etmelidir. Üç kişi yalnız bırakılmamalı... m.asik@milliyet.com.tr Arınç'a alkış!..