“Bir kimsenin hayatından günlerini, aylarını ya da yıllarını almak için binlerce yol bulabilirsiniz. Ama bir dakikasını iade etmek için bir tek yol bile yoktur.”
Dün 14 baro başkanının yayımladığı bildiri yukardaki vecize ile başlıyordu... Aydın, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Edirne, İsparta, İzmir, Manisa, Muğla, Samsun, Sinop, Uşak baro başkanları, yayımladıkları bildiriyle insanların tutuklanması için gerekli koşulları anımsattılar...
“Bir kimsenin tutuklanabilmesi için; hakkında suçu işlediğine dair kuvvetli şüphe olması, ayrıca kaçma, kanıtları yok etme ve tanıklara baskı yapma olasılığı bulunması gerekir.”
Ergenekon davasında tutuklamalar bu tanıma uygun mu gerçekleşiyor? Ana soru bu...
Bu arada davanın seyri ve tutukluların geleceği de ayrı bir muamma...
Bilindiği üzere... 20 Temmuz’da ikinci dava başlayacak... 3 Ağustos’ta iki dava birleştirilecek. Ve ikinci Ergenekon tutuklularının sorgusuna geçilecek. Birinci davanın kanıtlarının incelenmesi ve tanıklarının dinlenmesi daha sonraya atılacak. Yani birinci davanın devamı, ikinci davanın sanıklarının dinlenmesinden sonraya kalacak... Bu da tahminlere göre önümüzdeki kasım ya da aralık sonuna kalacak anlamına geliyor. O arada üçüncü iddianame hazırlanır ve mevcut sürece eklenirse birinci ve ikinci davanın sanıklarının bekleme süresi daha da uzayacak...
Ucu görünmeen bir dava bu...
Vergi kaçıran herkes hapse girecekmiş.
Fark etmez, onlar hapisten de kaçarlar...
Haldun Ertem
* Kıyı şeridindeki ormanlarımız yanmaya başladı.
Ormanlık alanlar yangını söndürme karşılığı 49 yıllığına yabancılara verilsin!
Akif Kökçe
Demir parmaklık
Uludağ Üniversitesi eski Rektörü Mustafa Yurtkuran, Siyami Ersek Göğüs Hastanesi’nde bu sabah kalp ameliyatına alınacak... Dünkü basın toplantısında Onur Öymen dedi ki:
- Sayın Yurtkuran kapısı demir parmaklıklı bir odada yatıyor, başında jandarma bekliyor. Ameliyata bu moralle girecek...
Yurtkuran hakkında hâlâ tahliye kararı verilmiş değil.
Nedenini 12. Ağır Ceza’daki görevinden çekilen Yargıç Necat Ede açıkladı...
Yargıçlara hasta mahkûmları tahliye etmemeleri yönünde Adalet Bakanlığı’ndan baskı yapılıyormuş..
Yargı bağımsızlığı ve insanlık düzeyi bu noktada...
Dil Derneği...
Atatürk’ün “vasiyetnamesi”nin çiğnenerek Türk Dil Kurumu’nun kapatılmasına tepki olarak kurulan, 22 yıldır üye ödentileri, yayın geliri ve bağışlarla ayakta duran Dil Derneği, küçük bir giriş katına sıkışıp kaldı... Dernek, geliri kısıtlı olduğundan tasarladığı çalışmaları yapamıyor... Daha geniş bir konuta geçmek istiyor
Dilseverlerin ve Atatürkçü işadamlarının desteğini bekleyen Dil Derneği’ne katkıda bulunmak isteyenler, Türkiye İş Bankası’nın, Mithatpaşa Şubesi’ndeki (4228) 894 952 sayılı hesabına bağış yapabilirler.
Suçları büyük!
Tıp Kurumu Başkanı Dr. Mehmet Altınok ile Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer, geçen yıl bugünlerde bir basın açıklaması yapmışlar... Dünyanın en saygın kuruluşlarının raporlarını referans gösterdikleri açıklamada Kızılırmak suyunun insan sağlığı açısından son derece zararlı olduğunu ileri sürmüşler... Melih Gökçek de bu nedenle haklarında suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Savcılığı takipsizlik kararı verince ne mi oldu? Melih Gökçek Sincan 1. Ağır Ceza Mehkemesi’ne başvurarak takipsizlik kararına itiraz etti. İtiraz uygun bulununca da Altınok ve Üçer, 6.5 yıl hapis istemiyle yargılanmaya başlandılar.
Demokrasinin asgari düzeyde dahi geçerli olduğu bir ülkede böyle bir olay herhalde ortalığı ayağa kaldırırdı. Bizde kaldırmak bir yana, gazetelerde iki satırlık haber bile olmadı. Altınok ve Üçer bu duruma şaşırdılar mı dersiniz... Buyurun gönderdikleri nottan bazı bölümler aktaralım:
“AB ve entel çevrelerin bizim davamızla hiç ilgilenmemelerini anlıyoruz. Zira biz Pamuk gibi Türkler 1.5 milyon Ermeni’yi, 30 bin Kürt’ü öldürdü diye bir iddiada bulunmadık. Leyla Zana ve arkadaşları gibi ‘Özgür Kürdistan’ mücadelesi de vermedik. Bizler Cumhuriyetin temel değerlerini ve ulusal bütünlüğümüzü savunan Cumhuriyetçileriz. O yüzden hapis isteminin gizli veya açık onay görmesine şaşırmıyoruz...”
* Cumhurbaşkanı nikaha yetişecek diye Konya - Ankara yolu trafiğe kapatılmış...
Ahmet Necdet Sezer kırmızı ışıkta durunca işgüzarlık sayılmıştı...
Bazıları böylesini seviyor...
Okunmuş şeker!
“İhtiyaç Akademi” adlı KPSS kursunun öğrencilere okunmuş şeker, okunmuş kalem dağıttığını yazmıştık. Dershaneden bir açıklama aldık. Diyorlar ki:
“Dershanemiz yazınızda belirttiğiniz gibi sınav öncesi öğrencilere okunmuş şeker, okunmuş kalem gibi şeyler dağıtacaktır. Ancak bunun tek ve asıl amacı sınava girmeden önce öğrenci arkadaşlarımızı bir nebze olarak gülümsetebilmek, halk arasında yaygın bu batıl inancı espriye dönüştürebilmektir. Bunun hurafelerle ilişkilendirilmiş olması bizi üzmüştür.”
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025