Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Atatürk döneminin yakın tanıklarından Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1973 yılında, Cumhuriyet’in 50. yılı nedeniyle düzenlenen seminerde Osmanlı’nın son demlerini anlatıyor:
- Kâh İngiltere’ye meylederiz, kâh Fransa’ya meylederiz, kâh Almanya’ya meylederiz. Bu suretle onlar da “Aman Türkiye’yi elimizden kaçırmayalım” derlerdi. Çünkü Türkiye onlar için daimi bir açık pazardı. Şimdi de ... bizi üye olarak kabul buyurmaları, bizi el altında bulundurmak içindir...
Yakup Kadri, bugünleri 35 yıl önce görmüş... Nasıl mı? Geçmiş deneyimlere bakarak...
Karaosmanoğlu, mütareke devrinden söz ediyor:
- O devrin bir kısım muhalefeti, gazeteleri, Ermeni katliamından falan bahsetmeye başladılar...
Hatta bugünkü gibi hatırlıyorum, onlar kaybolanların miktarına bir milyon diyorlarmış, bizim gazetecilerden birkaçı, o zamanın Dahiliye nezaretinde bulunan bir şahıs... bir milyondan fazladır diye iddia ederlerdi... Bu ne içinmiş? Efendim, “Türkiye’de demek ki doğruyu söyleyen, itiraf edenler var, o halde Türkler adam olabilir” diyeceklermiş de Türkiye’ye ellerini uzatacaklarmış*...
* * *
Yaa işte böyle... Batı’daki lobilere yaranmak için onlarla ağız birliği yapanların tarihi bu kadar eski... Yalakalık bugün de sürüyor... Bugünün yalakaları ne o günü yaşamış, ne o olayları onaylamış bir nesli suçlu durumuna düşürmek için özür dileme kampanyası açıyor. Hiç utanmadan...
(*Atatürk’ü Yeniden Düşünmek - Prof Hikmet Özdemir - Remzi Kitabevi...)

Haberin Devamı

Kral Abdullah’ın Erdoğan’a verdiği hediyeleri soran avukata, “Bizde bilgi yok” denilmiş.
AKP iktidarının Bilgi Edinme Kanunu’nu AB’ye gösteriş olsun diye çıkardığı nasıl da belli...
Haldun Ertem

Erdoğan Sarayı
Komünist dönemde Romanya’ya gidip gelenler anlatırdı... Çavuşesku’nun Sarayı’nın önünden geçerken dönüp de o tarafa bakanları polis tutukluyormuş...
Saddam’ın Sarayı’na da kimse yaklaşamazdı...
O saraylar tarih oldu... Neyse ki şimdi de Tayyip Erdoğan’ın Sarayı var...
Erdoğan biliyorsunuz Dolmabahçe Sarayı’nın Veliaht Dairesi’ni çalışma ofisi yaptı.
Haftada bir - iki kez gelip burada konuk kabul ediyor...
Saray ile önünden geçen yol arasında 200 metre mesafe ve çok yüksek bir duvar var. Buna rağmen Tayyip Bey sarayına geldiğinde, refakatindeki 200 dolayındaki polise rağmen, sarayın önünden geçen işlek yol yaya ve araç trafiğine kapatılıyor. Otobüslerin duraklarına gelmesine izin verilmiyor. Beşiktaş trafiği altüst oluyor...
Tayyip Bey Sarayı’na gelmediği zamanlardaki durum daha da ilginç... Boş sarayın önünde 24 saat bir minibüs dolusu polis bekliyor. Daha ilginci... Vapur bekleyen vatandaşların oturabileceği ne varsa kaldırıldı. Vatandaşlar soğuk taşlara oturarak vapur bekliyor... Vatandaş taşa değil de tahta sıraya otursa ne olur? O zaman anlaşılan vatandaşlar boş saray için tehlike arz ediyor...
Padişah efendimizin döneminde boş saray bile bu kadar kutsallık arz eder miydi? Sanmıyoruz...

Haberin Devamı

İnsan hakları
Bugün 10 Aralık... Dünya İnsan Hakları Günü... Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin imzalandığı gün... Bu beyannameye ilk imza koyan ülkeler arasında yer aldığımız için övünürüz... Ne var ki, insan hakları ihlallerinde de hep önde giden ülkeler arasında yer alırız.
Beyannamenin ilk maddesi şöyle der:
“Bütün insanlar özgür; onur ve hakları yönünden eşit doğarlar...”
Güzel bir dilek... Ne var ki, kapitalist rejimlerin egemenliğindeki bir dünyada ne eşitlik söz konusu olabilir, ne adalet...
Batılı ülkeler bir yandan fakir ülkeleri sömürür... Böylece o ülkedeki insanların haklarını ve rızıklarını yer... Bir yandan da sözde o ülkelerdeki insan hakları uygulamasını gözetir, insanların (özellikle azınlıkların) haklarına sahip çıkarak, insan hakları şampiyonluğu yapar...
Böylece onlar insan haklarına saygılı, biz saygısız oluruz.
Uyguladıkları çifte standardın da sınırı yoktur. Örnek mi? Saddam Hüseyin’in yok edilmesinin bir sebebi de kendi halkına karşı diktatörce davranmasıydı. Aynı davranışlar içindeki Suudi Kralı, Batı’ya haraç verdiği için kesinlikle eleştirilmez, her daim el üstünde tutulur.
Batılılar insan haklarını bir yandan da bizim gibi ülkeleri dağıtmak için manivela olarak kullanırlar... İnsan haklarını kışkırtma aracı yaptıkları çok sık görülür.,..
İnsan haklarını savunmalıyız... Ancak Batı’nın iki yüzlülüğünü eleştirmeyi de ihmal etmeden...

Haberin Devamı

Yalçın Bayer
Dostlarınca sevilen, sayılan adamdır Yalçın Bayer... Arayan soranı çoktur... Onun tarafından aranıp sorulmayınca kırılanı da... O yüzden dün herkese şöyle bir telefon mesajı geçti:
"Sizlerin ve yedi göbek sülalenizin, geçmiş gelecek kandil, Ramazan, Kurban, yeni yıl,eski yıl, 23 Nisan, 19 Mayıs, 3 Ocak, 5 Ocak, 1 Mayıs, 3 Mayıs, 30 Ağustos, doğum günü, Sevgililer Günü, evlilik yıldönümü, Çorum'un kurtuluşu, Maraş'a kahramanlık ünivanı verilmesi, kayısı festivali ve daha her ne kadar önemli gün ve bayram varsa şimdiden kutluyorum... Sonradan vay aramadın, vay mesaj atmadın demeyin, saygı ve sevgilerimle..."