Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Goodyear'dan alınan Vector 3 lastiklerden biri, balon yaptığı için tam 4 kez değiştirildi. Garanti süresi içinde olduğu halde hepsi için de para ödendi.

Araba lastiğiyle ilgili tüketici şikayeti, köşemize kırk yılda bir gelir. Son 3 yılda sadece 15 şikayet gelmiş. Yılbaşından bu yana gelen şikayet sayısı ise 3.
Hal böyleyken, biri Ankara diğeri Adana'dan 2 okurumuzun 2 - 3 gün arayla garanti kapsamındaki lastiklerinden şikayetçi olmaları dikkatimizi çekti.
Her ikisi de lastiklerin balon yapmasından yakınıyordu. Dahası, garanti süresi içindeki lastikleri, para ödeyerek değiştirmek zorunda kaldıkları yetmiyormuş gibi, yeni satın aldıkları lastiklerde de kısa sürede aynı balonlanma meydana geliyordu.

Fulda ve Goodyearde baloncuk zamanı
Eğer şikayetçi okurlarımızın sorunlu lastiklerinden birinin markası Fulda, diğerininki ise Goodyear olmasaydı, bu durumu belki yine tesadüf olarak niteleyebilirdik. Ama markalar farklı olsa da, her 2 lastik de aynı fabrikadan çıkıyor. Fulda'nın bağlı olduğu Koç Topluluğu'yla Goodyear arasındaki anlaşmaya göre, Fulda lastikler de Goodyear'ın fabrikasında üretiliyor.
Adanalı okurumuz Şamil Büyüktalaş, kızına 2. elden aldığı Lada Samara'nın hem Vector 3 model lastiklerini, hem de jantlarını Goodyear bayii Tunahanlılar'dan satın almış. Birkaç ay sonra ön sağ lastiğin balon yaptığı farkedilmiş. Firma lastiği söküp inceledikten sonra "sürücü hatası" diyerek garanti kapsamı dışında tutmuş. Bunun üzerine parası ödenerek sağ ön tekere "ikinci Vector 3 lastik" takılmış. Bu yenilenmiş olan lastiğin de bir süre sonra balon yaptığını farketmişler.
Lastik ekspertize gitmiş. Raporda, "inceleme sonucunda bir üretim ya da işçilik kusuru bulunamadığı" bildirildiği için, okurumuz 3. kez para ödeyip "üçüncü Vector 3" lastiği satın almak zorunda kalmış.
Mayıs başlarında üçüncü kez yenilenen lastik de balon yapmış. Yine sürücü hatası denmiş ve aynı lastik "dördüncü kez" ve "parası da dördüncü kez ödenerek" değiştirilmiş.
Kendisini aldatılmış hissettiğini söyleyen Büyüktalaş, "birkaç ay içinde arabanın lastikleri komple değişmiş oldu. Bu lastiklerin hiç mi Türkiye şartlarına göre kalite kontrolü yapılmıyor?" diye soruyor.
Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Bekir Özçelik ise geçtiğimiz yıl tatile çıkmadan önce yol güvenliği açısından komple yenilediği Fulda lastiklerden şikayetçi.
Lastikleri taktırdıktan kısa süre sonra otomobilindeki bir balans probleminden dolayı servisine gittiğinde, bir lastiğin baloncuk yaptığını ve derhal değişmesi gerektiğini söylemişler. Özçelik, lastiğin garanti kapsamında değiştirileceğini düşünürken, onun lastiklerine de tıpkı Ankaralı okurumuzunki gibi sürücü hatası teşhisi konmuş! "İnik lastikle jant üzerinde gitmişsiniz," denmiş. Bunun mümkün olmadığını belirten okurumuz ise, "lastiğin inmiş olduğunu fark ettiğimde 100 metre ötedeki lastikçide tamir ettirdim. Ayrıca yanal yüzeydeki balonun tamir görmüş yerle hiç alakası yok," diyor.
Ancak okurumuzun en sinirine dokunan Fulda'nın gönderdiği yazılı yanıt:
"İncelenmek üzere yetkili satıcımız kanalıyla şirketimize gönderilmiş bulunan lastiğiniz, teknik elemanlarımızca incelenmiş ve gerekli testler uygulanmıştır. Neticede bir imalat ve işçilik kusuru bulunamamıştır."
Özçelik ise "ben biliyorum ki, lastik İstanbul'a gitmedi ve hiçbir teste tabi tutulmadı. Yalnızca bir eksper geldi ve baktı o kadar," diyor.
Arkadaşımız Karin Soysal'ın sorularını yanıtlayan Fulda'nın eksperlerinden Murat Yemenici, eksper raporlarına itibar edilmesi gerektiğini belirtiyor. Türkiye çapında 25 kadar yeminli eksper bulunduğunu söyleyen Yemenici, "üretimden kaynaklanan bir hata, en geç bir ay içinde ortaya çıkardı. Ayrıca bir lastiğin garanti kapsamına girmesi için hiç tamir görmemiş olması gerekir," diyor.

Procter & Gamble'ın müşteri hizmetleri müdürü Pınar Balcı, geçen yılki Kurban Bayramı'nın en talihsiz tatilcilerinden biriydi.
Arkadaşlarıyla birlikte Allegro Tur'un 17 - 23 nisan 1997 tarihleri arasındaki Portekiz - Malta gezisine katılmaya karar veren Balcı, kendisine "Portekiz için yeşil pasaporta vize almanıza gerek yok" şeklinde yanlış bilgi verilmesi yüzünden Lizbon'da polis zoruyla uçağa bindirilmiş ve Malta'ya yollanmıştı.
Hem tatil hayalleri suya düşen, hem de stresli zor günler yaşayan Balcı, tur ücreti olarak ödediği 825 dolara ek olarak Malta'dan İstanbul'a dönebilmek için aldığı 470 dolarlık bilet ücretinin kendisine geri ödenmesi isteğiyle Allegro Tur'a başvurmuştu. Allegro ise ancak Lizbon'da kalamadığı 3 gecelik otel ücretinin karşılığı olan 95 doları ödeyebileceğini belirtiyordu.
Balcı bunun üzerine bizim önerimizle hem Turizm Bakanlığı'na hem de TÜRSAB'a birer dilekçeyle başvurdu. Turizm Bakanlığı, Allegro Tur'a derhal bir ihtar vermiş. İşin tazminat yönünü ise TÜRSAB'ın halletmesini istemiş.
TÜRSAB'la ilgili gelişmeler ise hayli uzun sürmüş. TÜRSAB'ta aralıklarla toplanan heyetin hem kendisini, hem de karşı tarafı dinlediğini belirten Balcı, "sonunda Allegro'nun tur ücretinin yarısını iade etmesine karar verildi. Tazminat ödemeyi kabul etmeselerdi, sanırım mahkeme yoluna gidilecekti," diyor.
Böylelikle okurumuza 850 dolarlık tur ücretinin yarısı olan 425 dolar, 1 yıllık gecikmeyle de olsa geri ödendi. Tabii neden tur ücretinin tamamının ödenmediğini haklı olarak sorabilirsiniz. Hatta Malta'dan Türkiye'ye dönebilmek için ödediği 470 dolarlık uçak biletinin de...
Ancak ihmali olan tur şirketinin tazminat ödeme alışkanlığı Türkiye'de henüz yeni yeni başlıyor. Bu yönde ilk örneklerden birini oluşturduğu için de sevindirici.

Alternatifbank'tan sayılmadan çekilen 6.5 milyar lira, Koçbank'a geldiğinde 55 milyon lira eksik çıktı. Nakit çekmek yerine parayı EFT'yle gönderseydi hem para taşımanın stresini, hem de 55 milyon liralık zararın üzüntüsünü yaşamayacaktı.

İnsanların eski alışkanlıklarından kurtulmaları zor. Paranın değerli, çevrenin de güvenli olduğu dönemden kalma alışkanlıkla işlerimizi "elden" halletmeyi pek seviyoruz. Parayla ilgili işlemler de buna dahil.
Bir şubeden diğerine ya da farklı bir bankaya yüklü miktarlarda para yollamak gerekiyorsa ilk aklımıza gelen, nakit çekip taşımak oluyor. Oysa makul bir komisyon ödemeyi göze alırsanız, EFT (elektronik fon transferi) ve on - line gibi yöntemler çok daha güvenli.
Okurlarımızdan Selçuk Kölemenoğlu, bu yüzden 55 milyon lira zarara uğramış.
Geçtiğimiz nisanda Alternatifbank'ın Ankara şubesine bir yakınıyla birlikte giden okurumuz, 6.5 milyar lira çekmiş. Paranın 5 milyar liralık kısmı, 5'er milyon liralık küpürlerden oluşan ve her biri 100 adet küpür içermesi gereken 10 adet deste şeklinde ödenmiş. Destelerin her biri bandlı ve balya tabir edilen 10'luk deste de iple bağlıymış. Geri kalan 1.5 milyar lira da her biri 100 adet 5'er milyonluk küpür içeren 3 adet deste olarak verilmiş.
Kölemenoğlu, bandlı olduğu için desteleri sayma gereği duymamış. Zaten miktar yüksek olduğu için bankada o sayma işlemini yapmak da herhalde pek mümkün değildi.
Okurumuz parayı teslim aldıktan sonra Koçbank'ın Ankara şubesine gitmiş. Desteleri okurumuzun gözünün önünde açan veznedar, her birini makinede saymaya başlamış. Ve sıra 3. desteye gelindiğinde, içinden 100 adet yerine 89 tane 5 milyonluk küpür çıkmış. Başka bir deyişle para 55 milyon lira eksikmiş.
Bunun üzerine apar - topar destelerin orijinal bandlarıyla birlikte Alternatifbank'a geri dönmüşler. Durumu anlattıklarında hemen kasalar kapatılmış ve sayım yapılmış. Ancak kasada herhangi bir fazlalık tespit edilmediği için okurumuza ödeme yapılmamış.
Okurumuzun durduk yerde kaybettiği 55 milyon lira içine oturmuş. Bankadan bankaya EFT yapmak dururken nakit çektiğine çok pişman. "Bu yöntemleri bildiğim halde kullanmayı akıl edemediğim için başıma bu işler geldi," diyor.



Yazara E-Posta: M.Tamer@milliyet.com.tr