Hafta sonu yapılacak kurultayda CHP lideri Deniz Baykal’a karşı adaylığını açıklayanlardan Umut Oran telefon etti. Adıyaman’dan başladığı Anadolu’daki CHP örgütleri turundan çarpıcı izlenimler aktardı. Diyarbakır, Adana, Şanlıurfa, Van, Trabzon, Sivas, Denizli, Yalova, Bursa, Bolu, Düzce, İzmir, Manisa, Aydın... 20 günde 15 ile gitmiş...
- Bir ilde 17 yıl il başkan yardımcılığı yapmış bir partili, “Deniz Bey’i ne denizde, ne havada, ne karada, sadece ekranda görüyoruz” demiş.
- Bir il başkanı “Yahu 4 yıldır Genel Merkez’den beni kimse aramadı” diye yakınmış.
- Bir başka il başkanı “Benim ilime Başbakan 14 kere geldi, benim Genel Başkanım son 6 senedir hiç gelmedi” demiş.
Anadolu üvey evlat
Oran diyor ki:
“Gördüğümüz şey şu: Partimiz örgütten kopmuş. Teşkilat çok ihmal edilmiş. Bugün Ankara’daki Genel Merkez binamıza gittiğinizde hakikaten çağdaş, modern, dünyadaki en ileri teknolojiyi kullanan, gerekli tüm teknik altyapıya, nitelikli kadroya, iletişime, her türlü donanıma sahip bir CHP görüyorsunuz. Ama maalesef bu görüntüyle Anadolu’daki il-ilçe merkezlerimizdeki binalarımız arasında çok ciddi fark var. Anadolu’daki parti merkezlerimiz Ankara’daki kimliği yansıtmıyor.
Bu bir sosyal demokrat partide benim gördüğüm en büyük eksiklik. Ankara son model her şeyi kullanıyorsa, diğer illerdeki teşkilatların da aynı modelin küçük prototipleri olması, asgari müştereklerde buluşulması lazım. Aynı frekansta olmamız, aynı anda hissetmemiz, konuşabiliyor olmamız lazım. Bu paylaşımın, iletişimin, hissedişin eksik olduğunu gördüm; bu beni çok üzdü. Ankara’dan oralara gitmediğiniz zaman, bunları da göremiyorsunuz.”
CHP’de nadide şaraplar
22 Temmuz seçimleri öncesindeki Anadolu turumda ben de Umut Oran gibi bu farkı hayretle görmüştüm. Ancak ben kendi hesabıma Ankara’daki yeni Genel Merkez’in, bir sosyal demokrat partiden ziyade, milyar dolar cirolu bir şirketin merkezini andıran havasını yadırgamıştım. Hele yine seçimler öncesinde, tam da Anadolu’dan döndüğümde Ahmet Hakan’ın CHP’nin yeni Genel Merkezi’nde çekilen Liderler Zirvesi programının (CNN Türk) ardından, Baykal’ın gazete genel yayın yönetmenlerine ikram ettiği şarapları gazete köşelerinde okuduğumda “pes” demiştim.
“Kırmızı şarapta Fransız Chateauneuf-Du-Pape Les Cedres ile İtalyan Brunello Di Montepulciano tercih edilirken, beyaz şarapta Amerikan Twin Oax Chardonnay’da karar kılındı” (Ahmet Hakan, 24.06.2007, Hürriyet)
Son sözü Oran’a bırakalım:
“CHP son yıllarda bir protokol partisi olmuş. Cumhuriyet’in partisi ve halkın partisi olamamış. Anadolu’nun partisi olamamış. Onun için de zaten 36 - 37 ilde milletvekili çıkaramamışız. Soruyorlar bana; genel başkan olursanız koltuğa oturur oturmaz ilk işiniz ne olacak diye. Koltuğa hiç oturmamak diyorum. Ben kendi mütevazı imkânlarımla 3 günde 10 ile gidebiliyorsam, 1 ayda rahatlıkla 81 il yapabilirim.”
Hiç şaşmam. Oran’ı tanıyabildiğim kadarıyla, her ay bıkıp-usanmadan 81 ile gidebilir.