Bu bir sergi adı. Hatta aslı "çok üzgünüm"dü, ama başlığa sığmadı. Sergi, Levent Giz Plaza'nın giriş katındaki Proje4L'de. Sergi, 2 - 3 ay öncesine kadar yapıtlarının İstanbul'da sergilenebileceğini hayal bile edemeyen gencecik Doğulu sanatçıları biraraya getiriyor. Mardin'den Diyarbakır'a, Kars'tan Batman'a Doğu'daki 15 kentten 37 genç sanatçı; fotoğraf, video yerleştirme, performans ve resimleriyle karşımızdalar. Bu sergi, onlar için olduğu kadar kapsamı ve bütünlüğü itibarıyla İstanbullular için de bir ilk sayılabilir. Yerleşik şablonlardan sanata bakışı kırmaya çalışan bir çaba. Görsel sanatlar açısından yaz aylarının nispeten çorak ortamını yeşerten taze, enerjik ve yürekli bir bakış. Sizleri öldürmeye niyetli olduğumu düşünmüyorsunuz herhalde! Düzen karşıtı sanatçı Özellikle planlansa, bu kadar denk düşmez! Tam da dünya çapındaki sanatçımız Fazıl Say'ın bestelediği Metin Altıok Oratoryosu nedeniyle sanata sansür tartışmalarının alevlendiği günlerde lütfen Proje4L'ye gidin ve gencecik beyinlerin, belki "epey saf ve dürüst" denebilecek bir yaklaşımla, içlerindeki heyecanlarını ne kadar cesurca dile getirmeye çalıştıklarını görün. Serginin başlığı, düzen karşıtı performanslarıyla tanınan Roterdamlı genç sanatçı Marc Bijl'e ithafen konulmuş. Başlıktaki öldürme sözcüğü nedir diye sordum. "Kendi yaşam ve sanat alanlarında, iktidarın ve iktidardaki sanatın verili değerlerine karşı birer mikro direnme odağı yaratan, nereden gelirse gelsin her türden baskıyı reddeden ve bu reddedişi yapıtlarına taşımaya çalışan genç sanatçıların tutunma çabalarını" ifade ediyormuş. Sergideki Atatürkler Örneğin sergideki Atatürk'lerin tümünde her türlü sansüre karşı net bir duruş göze çarpıyor. Atatürk'ün elindeki sigarasının, sansürlenecek bir olgu olmadığını düşünen Vahap Avşar, Kocatepe'deki ünlü fotoğrafın bizim ders kitaplarındaki sansürlenmişinin yerine elinde sigaralı aslını koyup, altına da "Özgürlük ve Macera" diye yazmış. Ama bu slogan Marlboro reklamının simgesi. Zaten hemen yanında da Marlboro'nun ünlü kovboyu, elinde sigarası ve altında "Özgürlük ve Macera" sloganıyla kendini bize anımsatıyor. Atatürk özgürlük adına bir macera gibi görünen Kurtuluş Savaşı'na hayatını vakfederken unutmayalım ki o da insandı. Ve hem düşünce aleminde, hem keyif aleminde kafasından geçenleri somutlandırmaya çalışırken, sigarasını tüttürme ihtiyacı duyuyordu. Rehin alınan Atatürk! Bir diğer genç Doğulu sanatçı ise Atatürk büstünün gözlerine kara bant çekip, kafasına da silah dayamış. Nedir bu dedim. Meğer bizim Milliyet'teki bir haberden esinlenmiş. Bingöl'de ekonomik kriz vurgunu bir vatandaş, kentteki bir Atatürk heykeline tırmanıp, tabancasını da heykelin kafasına doğrulttuktan sonra "Üstüme varmayın, Atatürk'ü vururum" diye tehditler savurmuş. Vatandaş, ancak Atatürk'ü rehin alarak çıkış yolu bulabileceği noktasına gelmişse vay halimize! Süper Müslüman Daha anlatacak neler neler var, ama yer kalmadı. İKSV eski Genel Müdürü Melih Fereli'nin Proje4L'nin Yürütme Kurulu Başkanı olmasından sonraki bu ilk sergi, kendisi de Doğulu olan işadamı Selahattin Beyazıt, George Soros'un Başkanı bulunduğu Açık Toplum Enstitüsü ve Proje4L'nin sahibi Can Elgiz'in maddi katkılarıyla hayat buldu. Uluslararası İstanbul Bienalleri'nden tanıdığımız sanatçı Halil Altındere'nin de ilk küratörlük denemesiydi ve yakalanan sosyopolitik söylem bütünlüğü açısından da çok başarılı. mtamer@milliyet.com.tr Hani "Benim Müslümanlığım senin Müslümanlığını döver" yaklaşımı var ya! Sergideki en çarpıcı yapıtlardan biri olan Süper Müslüman, "Bir tek biz dinimize sahip çıkarız" söylemine karşı tavır koyuyor. Bakın sizden iyisi de var diyor. Her yerde her şeyi yapabilen bir süper güç olan Süpermen, "En iyi Müslüman da benim" dercesine pelerinini seccade yapıp namaza duruyor.