Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Çocuk, Doğu’da da çocuktur, Batı’da da çocuktur. Çocuk gibi yaşamak, çocuk gibi muamele görmek hakkıdır.
18. yüzyıla kadar çocuklar, yetişkinlerin minik bir kopyası sanılarak en ağır koşullarda çalıştırılmış; hata yaptıklarında, yetişkin gibi cezalandırılmışlardır.
O zamandan bugüne, çocukların zihinsel-duygusal-fiziksel olarak yetişkinlerden çok farklı oldukları, çok sayıda bilimsel araştırmayla kanıtlanmıştır. Bu farklılıklar, çocuğun beden yapısı gereği, henüz gelişim aşamasında olmasından kaynaklanmaktadır.”
Elindeki yazılı metinden yukarıdaki satırları okuyan tiyatro sanatçısı Nedim Saban’ın sustuğu yerden, Derya Alabora devam ediyor:
“Çocuk ile yetişkin arasındaki farkın en kolay gözlemlendiği alanlardan biri, neden-sonuç bağlantılarının kurulmasında ortaya çıkar. Çocuklar nedenlerle sonuçları birbirine bağlamakta zorlanır; yaptıkları bir şeyin nereye varacağını tam olarak kestiremezler.
Örneğin hareket halindeki trafiğe taş atan çocuk için, bu bir oyundur. Bu davranışının ne gibi sonuçlar doğuracağını bilemez. Eğer hareket halindeki trafiğe taş atan bir yetişkinse, sonuçlarını tahmin edebileceği için, bu davranış bir suçtur.”

Bizim şoförün çocuğu
Taş atma meselesinin küçük bir örneğini, beni gazeteye götürüp getiren şoförümün 10 yaşındaki oğlu sayesinde, geçen hafta biz de yoğun olarak yaşadık.
Onların mahallesine yeni taşınan bir ailenin çocuğu, yeni bir oyun icat etmiş: “Haydi birbirimize taş atalım!” Şoförüm bir akşamüstü işten eve döndüğünde bahçede çocukları birbirlerine taş atarken görünce oğlunu yukarı çağırmış ve uyarmış “Böyle oyun mu olur? Taş birinizin gözüne falan gelir. Sakın oynamayın!”
Hemen ertesi gün şoförüm işten eve döndüğünde bakmış ki evde büyük bir panik yaşanıyor. Aynı oyun yine oynanmış, oğlanın gözüne taş isabet etmiş. Gözbebeği kapkara olmuş; gözün beyazı kan çanağı gibi. Apar topar hastaneye gidiyorlar. Göz tansiyonu 50’ye fırlamış. Hemen hastaneye yatırıp, yoğun bir ilaç tedavisine başlamışlar. Tedaviye 48 saat içinde cevap alınamazsa, çocuğu ameliyata alacaklardı. Oğlanın gece-gündüz 45 derece açıyla yatması gerek; ama zaptetmek ne mümkün? Anne-baba, 2 gün hastanede başucunda uykusuz beklediler. Neyse ameliyata gerek kalmadı; ama bu yaz sıcağında arkadaşları bahçede oynarken, bizim oğlan evde istirahat etmek zorunda.

Çocuk idrak edemez
Polise taş attıkları için hapishanede bulunan Kürt çocuklarının büyük çoğunluğu, bizim oğlan kadar masum. Üstelik kimisi taş bile atmamış; dershaneden çıkarken kendini olayların içinde bulanlar da var. Diyelim ki bir kısmı da bilinçli olarak polise taş atıyor. Bu çocuklar Batı illerimizde yaşıyor olsalardı, polis birkaç tokat atıp bırakırdı. Doğu’da yaşadıkları için hapsi boyluyorlar.
Dünde yazdım. Milletvekillerimiz lütfen kendi çocukluk günlerini hatırlasınlar, çocuklarının davranışlarına baksınlar. Ve tatil dönüşü ilk işlerden biri olarak Terörle Mücadele Kanunu’nda çocukların da yetişkinler gibi yargılanması ve yetişkinlerle aynı hapishanelerde kalmalarının yolunu açan, utanç verici çağdışı maddeleri ivedilikle değiştirsinler.