Diğer yazarlar şunlardır: Prof. Güngör Uras (Milliyet), Prof. Aydın Ayaydın (Sabah), Yiğit Bulut (Radikal ve CNN Türk) ve İbrahim Haselçi (Star Borsa Dergisi).Oyak, Prof .Deniz Gökçe'ye de (NTV ve Akşam) ihtarname yolladı. Gökçe, Oyak hakkında olumsuz yazı yazmaya devam ederse hakkında dava açılacağına dair uyarılmış.Oyak, bu davalarla hem medya hem de holding tarihimizde bir ilke imza attı. Türkiye'de ilk defa bir holding bu kadar çok yazar hakkında aynı konuda dava açıyor. Oyak, ticari saygınlığını, ekonomik çıkarlarını ve ilişkilerini "ağır bir şekilde" zedelediğimiz iddiasıyla her birimizden 3 küsur milyon dolar tazminat istiyor. Güngör Uras'tan öğrendiğime göre, iki yazısından dolayı mahkemeye verildiği için ondan altı milyon dolar istiyormuş. Diğer meslektaşlarım ne yaptı veya yapacak bilmiyorum. Ben, kendi hesabıma, dava dilekçesini okuduktan sonra yazımdaki iddiaları bir daha ve daha derinlemesine araştırmaya karar verdim. Kimseye haksızlık etmek istemem. Hata yaparsam düzeltir, özür dilerim. Ordu Yardımlaşma Kurumu Genel Müdürlüğü (Oyak), Erdemir'i satın almasını eleştirdiği için aralarında benim de bulunduğum beş köşe yazarına dava açtı. Yazımda (http://www.milliyet.com/2006 /02/24/yazar/munir.html) Erdemir'i devletten satın almanın Oyak'ın o güne kadar yaptığı en büyük ve pahalı hata olduğunu savundum. Oyak'ın demir çelik sektöründe hiçbir deneyimi yoktu. Özkaynakları bu alım için yetersizdi. Erdemir, Oyak'a yük olacaktı. Arcelor ile münhasırlık anlaşması imzalaması hatayı daha da büyütmüştü. Çünkü, şimdi Mittal Steel tarafından ele geçirilmenin arifesinde olan Arcelor'a Rekabet Kurumu'nun geçit vermeyeceği açıktı.Bir tek maddi hata var. Oyak, kendi açıklamasına göre (http://www. oyak.com.tr/foHaberlerDetay.asp?k=2), Arcelor ile "Müzakereleri münhasıran devam ettirme" konusunda "anlaşmaya" varmıştı. Benim yazdığımın aksine bu anlaşma yazılı değildi. Evet, bir hata ama o kadar da büyük değil. Her halükârda düzeltir, okuyucularımdan özür dilerim. Hata olduğunu savundum Acaba, yazım, dava dilekçesinde iddia edildiği üzere, "Oyak'ın ticari saygınlığı ... ve ekonomik çıkarları ve ilişkileri(ni) ağır bir şekilde zedele(miş)" miydi?Oyak'ın ticari itibarı olumsuz bir şekilde etkilenmiş olsaydı Erdemir hisseleri düşerdi. Tersi oldu. Yazımın yayımlandığı cuma günü Erdemir İMKB'de 8,75 liradan kapandı. Pazartesi günkü kapanışta hisse değeri 9,00 lira idi.Aynı şekilde, yazımdan sonra Oyak'ın halka açık hiçbir hissesinde de düşüş kaydedilmedi.Yazının olumsuz etki yapmadığının bir diğer kanıtı şudur. Erdemir finansmanı için yapılan 1.6 milyar dolarlık sendikasyon Aralık 2005'te kapandı. Aradan (ve yazımın üzerinden) aylar geçtikten sonra, Mayıs 2006'da Akbank bu kulübe 150 milyon dolar kredi ile katıldı. Oyak'ın "ilişkileri ağır bir şekilde zedelenmiş" olsaydı Akbank, Oyak'a kredi açmazdı.Aralarında Güngör Uras ve Deniz Gökçe gibi Türkiye'nin en ünlü ekonomi yazarlarının bulunduğu altı yorumcu Oyak yönetimini aynı konuda eleştirirse belki de kabahati onlarda değil, Oyak yöneticilerinde aramak gerekir.İşin doğrusu şu: Biz Oyak'ın itibarını veya çıkarlarını falan zedelemedik. Bazı yöneticilerin, alışkın olmadıkları biçimde kararlarını tartışmaya açtık ve canlarını sıktık. mmunir@milliyet.com.tr Erdemir hissesi yükseldi
