Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dr. Hakan Özörnek: “Ömür uzadıkça, kariyer yapmak ve doğru partneri bulmak için uzun yıllar uğraşan kadınlar çocuk sahibi olma planlarını ileriki yaşlarına erteliyor. Ancak doğanın anne olmak isteyen kadına üremesi için tanıdığı sınırlı bir zaman dilimi var”

Bir araştırmada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki vatandaşların üreme sağlığı hakkındaki bilgi düzeyleri ölçülmüş. Ortalama bilgi düzeyinin yüzde 57 çıktığı araştırmada yüzde 20 ile bilgi düzeyi en düşük olan ülkenin Türkiye olduğu saptanmış. Bunun üzerine Dr. Hakan Özörnek üreme sağlığı hakkında doğru bilgilere ulaşılabilsin diye “Bebek İstiyorum” (Kesişim Yayınları) kitabını yazmış.

Haberin Devamı

“Çocuk sahibi olamamak” son yıllarda sık karşılaşılan sorunlarından biri mi oldu?

1950’lerde ortalama yaşam süresi 50 yıldı. Şu anda Türkiye’de kadınların ortalama yaşam süresi 79 yıl. Ömür uzadıkça, kariyer yapmak ve doğru partneri bulmak için daha uzun yıllar uğraşan kadınlar çocuk sahibi olma planlarını da ileriki yaşlarına erteliyor. Ancak doğanın kadına üremesi için tanıdığı sınırlı bir zaman dilimi var ve bu değişmiyor.

Anne olmak isteyen kadın için o “sınırlı yaş aralığı” nedir?

20’li yaşların başından 30’lu yaşların ortasına kadar. Evlilik yaşı 30’lara geldi ama doğurganlık yaş ilerledikçe azalıyor. 40 yaş sonrası bu azalma hızlanıyor. 44 yaşından sonra doğurganlık yüzde 1’lere düşüyor. Bu nedenle çocuk sahibi olmak isteyen kadınları “Eğlenmeyi, para biriktirmeyi, statü sahibi olmayı öteleyebilirsiniz ama doğumu değil” diyerek uyarmak gerekiyor.

“Her çift üreme check-up’ından geçmeli”

Kitapta üreme check-up’ının da uyarıcı olduğunu yazmışsınız...

Bu çok yeni ve gerekli bir yaklaşım... Her çift, çocuk sahibi olmak istesin veya istemesin üreme check-up’ından mutlaka geçmeli. Üreme check-up’ında üç basit test var. Erkeklerde sperm tahlili yapılıyor. Kadınlarda ise kan tahlili ile hormonlara bakılıyor ve ultrasonla yumurtalarında veya rahminde bir sorun var mı diye araştırılıyor.

Bu neden gerekli?

Örneğin çift beş sene sonra çocuk yapmayı planlıyor ama belki kadının yumurta rezervinde sorun var ve beş sene sonra menopoza girebilecek. “Bu işi bir-iki sene içinde halledin” diye uyarabiliriz. Bazen de şöyle oluyor; eşinde hiç sperm hücresi yok ama kadın beş sene boyunca hap içerek korunmuş. Bu kadın o hapları boşuna içmiş.

Haberin Devamı

“Kadınlar gebeliği sınav gibi görüyor”

* Çocuğu olmayan çiftlerde sorun kimden kaynaklanırsa kaynaklansın tedavi zaten kadın bedeni üzerinden yapılıyor.
Bu kadının üzerinde ciddi bir psikolojik baskı oluşturuyor. Kadında “Ya gebe kalamazsam” endişesi başlıyor. Çünkü ödenen ücreti hayatında sadece bir kere toplayabilecek hastalar var. Yani o tedavide gebe kalabildiyse, çocuğu olacak. Yoksa hayatı boyunca çocuğu olmayacak.
* Kadınlar gebeliği bir sınav gibi görüyor. Gebe kalamayınca da başlıyorlar kendilerini suçlamaya.
* Son araştırmalar gebelikte erkeğin kilosunun önemli olduğunu ortaya çıkardı. Obezitenin sperm kalitesinde ve üretiminde sorunlara neden olduğu saptandı. Eskiden çocuk sahibi olamayan ailelerde kadını zayıflatmaya çalışırdık. Erkek çok kilolu olsa da bir şey demezdik. Şimdi erkekleri de
“Baba olmak istiyorsanız o kilolardan kurtulmalısınız” diye uyarıyoruz.

Haberin Devamı

“Genetik testler düşüğü azaltıyor”

Tüp bebek tedavisindeki temel amaç ne?

Tüp bebek, kadının üreme hücresi olan yumurta ile erkeğin üreme hücresi olan spermin vücut dışında birleştirilmesi anlamına gelir. Sperm kalitesi düşükse, tüplerde tıkanıklık varsa yani doğal döllenme olmayacaksa tüp bebek yöntemi ile bu yapılabilir.

Tedavide başarı oranı nedir?

Başarı şansı yaşa göre değişiyor. 30 yaşın altındaki hastalar için bu oran yüzde 60. 35 yaş civarında yüzde 40’a, 40’lı yaşlarda ise yüzde 15’e düşüyor. Dört kere tüp bebek tedavisi yaptıran bir hasta ise yüzde 93 gebe kalıyor.

Son yıllarda tüp bebek tedavisinde ne gibi yenilikler oldu?

Daha hızlı etki eden ilaçlar sayesinde tedavi 45 günden 15 güne indi. Eskiden hasta kalçadan iğne vurdururdu. Şimdi sadece haplarla bile tedavi edilebilen hastalar var. En büyük gelişme ise embriyoskop cihazı. Bu cihaz sayesinde en iyi embryo seçilebiliyor. Genetik testler de çok gelişti. Bu testler gebelik oranını artırıyor, düşük riskini azaltıyor, sakat doğum riskini düşürüyor.